Alevi Haber Ağı

Alevi Haber Ağı Web Sitesi

İstanbul ve Diyarbakır Barosu Genel Kurulları engellendi

İstanbul ve Diyarbakır Barosu’na bağlı avukatların Genel Kurul toplantısına izin verilmedi. Avukatlar, “Baroların bağımsızlığına, genel kurulumuza sahip çıkıyoruz” dedi
İçişleri Bakanlığının kararının hukuka aykırı olduğunu belirterek Genel Kurulu’nun düzenlenmesi kararlaştırılan İstanbul ve Diyarbakır Barolarına bağlı avukatlar içeri alınmadı. Polisler engellemeye seçimin İçişleri Bakanlığı ve Hıfzıssıhha Kurulunun aldığı kararı gerekçe gösterdi.

İstanbul Barosu’na bağlı yüzlerce avukat eski Beyoğlu Adliyesi önünde biraraya gelerek genel kurulu gerçekleştirmek için Haliç Kongre Merkezi’ne yürüdü. Sık sık, “Faşizme karşı omuz omuza”, “Savunma susmadı, susmayacak”, “Baskılar bizi yıldıramaz” sloganı atan avukatların önü kongre merkezi önünde kesildi. Avukatların kongre merkezine girişi engellendi. Kolluk kuvvetlerinin binaya girişlerine izin vermemesi üzerine avukatlar tutanak tuttu.

İstanbul Barosu’na bağlı avukat grupları adına açıklamayı Avukat Yıldız İmrek okudu. “Bugün, yargının kurucu unsuru, ‘bağımsız savunmayı serbestçe temsil eden’ avukatlar olarak meslek örgütümüz Baroların genel kurullarının, hukuk ve yasa tanımaz yönetim anlayışı ile engellenmesi nedeniyle buradayız” diyen İmrek, “İçişleri Bakanlığının 2 Ekim 2020 tarihli genelgesi ile, pandemi gerekçe gösterilerek, Baro genel kurullarının 1 Aralık tarihine kadar erteleneceği duyurulmuştur. Aynı gün, Beyoğlu 1. İlçe Seçim Kurulu aynı gerekçe ile İstanbul Barosu genel kurulunun iptali kararı vermiştir” dedi.

“YANDAŞ BAROLARA ZAMAN KAZANDIRILMAK İSTENMEKTEDİR”

İmrek, “Baro genel kurullarını erteleme ve iptal kararları; avukatların örgütlenme, seçme ve seçilme haklarına müdahale olduğu kadar, Baroların ve avukatın bağımsızlığının yok edilerek; esasta savunma hakkının ve yürütmenin yargı eliyle denetlenmesinin ayakta kalan dayanaklarının da çökertilmesi girişimidir. Böylece kuvvetler ayrılığı ilkesinin tüm kırıntılarının yok edilerek, hukuk ile sınırlanmamış bir keyfilik rejiminin önündeki tüm engeller ortadan kaldırılmak istenmektedir. Baro genel kurullarına müdahelenin amacı açıktır. Avukatların ve Baroların sözünün polis zoru ile engellendiği bir zeminde, çoklu Baroların kurulması ve Türkiye Barolar Birliğinde, avukatların nispi temsili ilkesini değiştiren yasa değişikliği yapılmıştır. Anayasa Mahkemesi üzerinde baskı kurularak, Anayasaya aykırı yasanın tasdiki sağlanmıştır. Ancak, tüm iktidar olanaklarına, teşviklerine ve özellikle kamu avukatlarının baskıyla yönlendirilmesine rağmen, avukatlar yandaş barolara rağbet etmemiştir. Yandaş barolara zaman kazandırılmak istenmektedir” diye konuştu.

Fotoğraf: Eylem Nazlıer/Evrensel
ERTELEME VE İPTAL YETKİSİ YOK

Siyasi partilerin, sendikaların kongrelerine, mitinglerine, metrobüs-metro yolculuklarına, okulların açılmasına, fabrikaların çalışmasına engel olmayan Kovid-19 virüsünün sadece Baro Genel Kurullarında pandemi riski yarattığı iddiasının bilimsel bir izahı olmadığına dikkat çeken İmrek, “Hıfzısıhha Meclisleri, halk sağlığıyla ilgisiz, siyasi iktidarın ihtiyaçları doğrultusunda kararlar vermektedir. Kaldı ki, salgın tedbirlerine dair sadece kılavuz kararlar alma yetkisi olan bu kurulların, Anayasa ile kurulan Baroların organlarına müdahale etme, genel kurullarına ilişkin kanun hükmünü ortadan kaldırma veya değiştirme yetkisi yoktur. 298 sayılı Kanun ile 1136 sayılı Avukatlık Kanunu ve YSK’nın 2008 yılında verdiği bir ilke kararı uyarınca, İlçe Seçim Kurullarının, meslek kuruluşlarının genel kurullarına dair bir erteleme ve iptal yetkisi yoktur. İlçe Seçim Kurullarının tek yetkisi oylama işlemine nezaret etmekten ibarettir. İlçe Seçim Kurullarının görev ve yetki gasbı niteliğindeki Baro Genel Kurullarını iptale/ertelemeye dair kararları ile İçişleri Bakanlığının kanuna aykırı genelgesine meşruiyet kazandırılması mümkün değildir.” dedi.

“DARBECİ, HUKUK VE YASA TANIMAZ MÜDAHALEYE KARŞI MÜCADELEYE DEVAM EDECEĞİZ”

İmren son olarak şunları söyledi: “Avukatlık Kanunu geçici 23. madde hükmü, Ekim ayının ilk haftası Baro genel kurullarının tamamlanmasını zorunlu kılmaktadır. Genelge, İl Hıfzısıhha Meclisi veya İlçe Seçim Kurullarının kanun hükmünü geçersiz kılma veya değiştirme gücü yoktur. Normlar hiyerarşisi ve kuvvetler ayrılığı ilkesi gereği, bir yasa hükmünü sadece yasama meclisi değiştirebilir. İstanbul Barosu, 12 Eylül askeri darbesinin karanlığına karşı hak ve özgürlükler, demokrasi ve hukuk devleti için mücadele geleneğine sahip, bugün için 47.000 üyesi olan bir barodur. Bugün de İstanbul Barosunun üyesi avukatlar, hukuk kurumları ve Baro seçim grupları olarak, bu onurlu geleneği sürdürmeye kararlıyız. Bugün bizler, Anayasa ve yasaların rafa kaldırıldığı, hukuki güvenlik hakkı ve hukuk devleti ilkesinin ilga edildiği, kuralsızlığın kural haline getirildiği bir hukuksuzluğu tespit etmek için buradayız. Barolara, avukata ve savunmaya yönelik nereden ve kimden gelirse gelsin her türlü darbeci, hukuk ve yasa tanımaz müdahaleye karşı mücadeleye devam edeceğiz. Tüm meslektaşlarımızı ve baro yönetimlerini, Baroların bağımsızlığına yönelik bu kanunsuz müdahaleye karşı ortak tutum almaya çağırıyoruz.”

Açıklamaya katılan avukat grupları, Avukat Hakları Grubu, Avukat Hareketi, Avukatlar Sendikası, Çağdaş Avukatlar Grubu, Çağdaş Hukukçular Derneği İstanbul Şubesi, Demokrasi İçin Hukukçular, Hukuk Hareketi Platformu, Hukukta Sol Tavır Derneği, Kartal Hukukçular Derneği, Katılımcı Avukatlar, Önce İlke Çağdaş Avukatlar Grubu Yükseliş Hareketi, Özgürlükçü Demokrat Avukatlar, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği İstanbul Şubesi oldu.


Diyarbakır Barosu Genel Kurulu’na da izin verilmedi: Gerçeklerden korkuyorlar

Diyarbakır Barosu’nun 47’nci Olağan Genel Kurulu’nun düzenlenmesi kararlaştırılan Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Kongre Merkezi’ne gelen avukatlar, içeri alınmadı. Kongre merkezi önünde yoğun güvenlik önlemleri alan polis, engellemeye seçimin İçişleri Bakanlığı ve Hıfzıssıhha Kurulunun aldığı kararı gerekçe gösterdi. Bunun üzerine Diyarbakır Barosu Başkanı Cihan Aydın ve toplanan çok sayıda avukat, kongre merkezi önünde açıklama yaptı. Açıklama öncesi Ankara Gar Katliamı’nda yaşamını yitirenler için bir dakikalık saygı duruşunda bulunuldu.

Fotoğraf: MA
“DAHA FAZLA OTORİTERLEŞME GEREKÇESİ”

Türkiye’de 80 baronun seçimlerinin hukuk dışı bir kararla ertelenmesine tepki gösteren Baro Başkanı Aydın, devlet kurumlarının ve yargının da dahil olduğu adaletsizliklerin günlük yaşamın bir parçası haline geldiğini söyledi. Salgının birçok ülkede daha fazla demokratikleşme konusunda esin kaynağı olduğuna işaret eden Aydın, “Türkiye’nin de içinde olduğu bir grup devlet, salgını daha fazla otoriterleşmeye gerekçe olarak kullanmaktadır. Devlet; pandemi nedeniyle ekonomik, sosyal, hukuksal ve eğitim gibi yaşamın hemen bütün alanlarında insanı, yurttaşı esas alan demokratik ve insani politikalar geliştirmek yerine, bu alanlardaki temel hak ve özgürlükleri ortadan kaldıran uygulamalara imza atmaktadır” diye konuştu.

HESAP ÇARŞIYA UYMADI!

Otoriterleşmenin son hedeflerinden birinin de barolar olduğuna dikkat çeken Aydın, “Demokratik bir yargının vazgeçilmez parçası ve yargının kurucu unsuru olan avukatlar ve onların örgütleri barolar, önce tamamen siyasi gerekçelerle çıkarılan çoklu baro yasası ile parçalanmak ve etkisizleştirilmek istendi. Ama hesap çarşıya uymadı. Çünkü avukatlar ve barolar birilerinin politik çıkarlarına hizmet etmeyi değil, demokrasiye, hukuka ve adalete bağlılığı tercih ettiler” diye ekledi.

“GERÇEKLERDEN KORKUYORLAR”

Aydın, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Siyasi partiler, sendikalar, kooperatiflerin genel kurullarını yapmaları serbest, ancak baroların genel kurul yapması yasak. Çünkü avukatlar ve barolar; kötülüğe karşı iyiliği, otoriterleşmeye karşı demokrasiyi, açlığa ve yoksulluğa karşı gelir adaletini, iktidarın sopası haline gelen bağımlı yargıya karşı tarafsız ve bağımsız yargıyı, yaşamımızın olağan bir parçası haline getirilmeye çalışılan kadın cinayetlerine karşı kadınların özgürlüğünü ve güvenliğini, savaşa karşı barışı, olağan hale gelen kayyım politikalarına karşı halk iradesini savunduğumuz için hedef alınıyorlar. Çünkü gerçeklerden korkuyorlar. Ama herkes şunu bir kez daha bilsin; avukatlar tarih boyu köle kullanmadılar ama hiçbir zaman efendileri de olmadı. Mesleğimizin ve barolarımızın tehdit altında olduğu, hukukun ve hukuk devleti ilkelerinin tümüyle askıya alındığı bu dönemde her zamankinden daha fazla dayanışmaya ihtiyacımız var.”

SESSİZ YÜRÜYÜŞ

Yapılan açıklamanın ardından avukatlar, Kültür ve Kongre Merkezi’nden Diyarbakır Barosu Tahir Elçi Konferans Salonu’na kadar sessiz yürüyüş gerçekleştirdi. Yoğun güvenlik önlemleri altında yapılan yürüyüşte, polis avukatların cübbeleriyle yürümelerini engelledi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir