Aydın Olmanın Gereği
– Nurten Yalnız –
Teknolojideki devasa büyüme farklı uluslarların kendi aralarındaki Pazar ilişkileri ile sınırlı kalmıyor, ekonomik Pazar ilişkileri farklı miliyetlerden insanların çok geniş ölçekte yaşam tarzının, düşünsel yaşamında değişiminin zeminini aralıyor. Teknolojideki büyüme iletişim alanınada yansıyor. İnsanlar, uluslar, kültürler bir biri ile ilişki kuruyor, birbirlerini etkiliyor dünyanın bir
merkezinde yaşanan bir gelişme bir başka merkezde yaşayan insanları harekete geçirebiliyor.
17. yüzyılda İngiltere, 18. Yüzyılda Fransa’daki devrim ile başlayan aydınlanma çağı düşünsel ve kültürel anlamda insan yaşamı üzerinde önemli değişimlerin, dönüşümlerin yaşanmasına neden oldu, düşünsel ve kültürel gelişimin, değişimin saglamasına rağmen insanların bir bütün olarak aydınlandıklarını, özgürlestiklerini söyleyemeyiz.
Kapitalist ekonomik model bireyi kendi tahakkümü altına alarak modern köle yaptı.
Kendi aklını kendi yarattığı hapishanede parangalayan, aklını başkalarının himayesine sunarak kendi kişiliğini, özgürlüğünü var edemeyen köle insan kendi aydınlanmasını yaratamadı. Bilginin rahatça erişime girdiği bu yüzyılda aklını özgürlestiremeyen, başkalarının vesayeti altına giren, kendi özgür iradesini ortaya koyarak kendi kararlarını kendisi veremeyen kişiliklere sahip insanların varlığı yaşadığımız yer kürede insanların insanca adil, esit koşullarda yaşamasını engelleyen, mevcut bozuk düzenin varlığını sürdürmesine olanaklar yaratan en önemli etkenlerden biridir.
Aydınlanmış, kendi aklını özgürlestirmiş birey haksızlıklara, yanlışlara karşı sürekli bir mücadele içerisinde olur, mevcut bozukluklara karşı mücadele ederek sorunları giderme eyleminde bulunur.
Kafa kol, adamcılık, hemşericilik ilişkileri temelinde geliştirilen anlayış ile sorunları çözmek mümkün olmadığı gibi, kurumlarda yanlış yapılan işlerin devamlılığını sürekli kılarak toplumsal yozlaşmanın, çürümenin derinleşmesine hizmet eder.
Aydın olmanın en önemli özelliği toplumsal sorunların çözümüne katkı sunmak, toplumu doğru bilgilendirmek ve insanların bilincini uyandırmaktır. Kendi kabuğuna çekilmiş, mevcut haksızlıklara ses çıkaramayan, kendi egolarını tatmin etmekten, çıkarlarını savunmaktan başka bir şey düşünemeyen halkımızın tabiri ile etliye, sütlüye dokunmayan bolca laf gevezeligi yapan bilgisini doğru bir yönelimde kullanmayan bolca laf eden mevcut yanlışsistemlere köle olmuş ukala tipler den bu toplumu kurtarmadıkça verilen mücadeleyi başarı ile sonuca götürmek hayli zor olacaktır.
Asimilasyon politikalarını nasıl boşa çıkaracağız, mevcut siyasal iktidarların bizlere şekil vermesini, bizi tanımlamasına nasıl karşı çıkacagız, nasıl bir mücadele yöntemi geliştirerek bizlere yönelik saldırıları püskürteceğiz. Tüm bu konuların üzerinde titizlikle durmak, düşünmek zorundayız. Sadece ülkemizde değil tüm dünyada önemli gelişmeler ve dönüşümler yaşanmaktadır, yaşanılan
savaşlarda ve çatışmalarda önemli kitlesel göç akımları yaşanmaktadır, milyonlarca insan kendi öz yurtlarını terk ederek başka yurtlara göç ediyor bu demografik nüfus hareketliliği sonucunda ülkelerinsosyo kültürel yapısının değişimine etki ediyor, kültürel çatışmaların oluşmasınada zemin hazırlıyor.
Biz aleviler tüm bu gelişmelere karşı kayıtsız kalamayız, kalmamalıyız!
Ülkenin en yoksul cografyasında yaşayan alevi köylerine multecilerin yerleştirilmesi kültürel degişimin önünü açmak politikasıdır. Egemenlerin bizlere biçim vermesi, yeniden anlamlandırması, AKP nin alevilere yönelik son hamleleri bizleri nasıl bir tehlikenin beklediği açısından önemlidir. Tüm bu gelişmeleri bir bütünlük içerisinde ele alıp degerlendirmek, toplumumuzu aydınlatmak, bilinçlendirmek zorundayız. Bizi bekleyen büyük tehlikeleri boşa çıkarmanın tek bir yolu vardır, kurumlarımızı mevcut var olan durumdan çıkararak eğitim yuvalarına dönüştürmeliyiz, mevcut yapı ile toplumu mücadeleye hazırlamak mümkün görünmüyor. Aydın olmanın gereği toplumu aydınlatmak ve bilinçlendirmektir, bunu gerçekleştiremiyorsak kendimize aydın demenin gereği yoktur.
Sevgili Canlar, yoluna ve ikrarına bağlı olan her Alevi kendisini Alevi Haber Ağı’nın doğal bir muhabir olarak görmelidir.
Oturduğu mahallede, okuduğu okulda, çalıştığı iş yerinde, üyesi olduğu Cemevi’nde ve sokakat haber niteliği taşıyan her durmla ilgili bize görsel veya yazılı haber göndermelidir.
Bu istemimiz Alevi kurum yöneticilerimiz içinde geçerlidir.
Alevi Haber Ağı: Gerçekleri yazacak… Geçekler yazılırken sende katkını sun can…
Saygılar, sevgiler