ALEVİLİK DÖNÜŞTÜRÜLÜRKEN
Onyedi yıllık AKP iktidarı yaşamın her alanını değiştirmiş ve dönüştürmüştür. Eğitimden ekonomiye kadar dini argümanların egemen olduğu bir yaşam biçimi etkili bir şekilde varlığını sürdürmüştür. Dinin siyasallaşarak her alanda ki iktidarı bir çok sosyal dokuları, kültürleri, inançları kendi ekseninde değiştirmiştir. Bir çok işyeri, yardım kuruluşları, sosyal ve yöresel dernekler isimlerini dini çağrıştıracak şekilde oluşturmuşlardır.
Nerdeyse orta öğrenimin tamamı dinselleştirilerek başka inanç ve sosyal yapılar tamamen imha edilmiye çalışılmıştır. Kuşkusuz bu kuşatmanın sonuçları olmuştur.
Bütün bunlar yaşanırken tarihi olarak sürekli hedef olan Alevilik bu durumdan nasıl, olumlu yada olumsuz, etkilenmiştir? Bu soruya yanıt bulmadan Aleviliğin bir çok sorununu anlayamayız ve de çözemeyiz.
Bu dönemin en temel özelliklerinden bir taneside dinselleştirilen eğtime paralel çok fazla cami yapılmış olmasıdır. Çok cami demek daha çok personel demekti. Hiç bir varlığı olmayan yoksul halkın hiç olmasa dini bütün olsundu. Bu anlayış öbür dünya algısıyla birlikte bu dünyanın gerçeklerini gizliyordu. Yaşamı çileyle geçmiş insanların cennete olan ihtiyaçları çok fazlaydı.
İşte bu gerçeklikler içerisinde Aleviler bir çok cemevine kavuşuyordu. Alevilerin eşit yurttaşlığa dayalı, laik demokratik bir devlet modelinin yerini, ,cemevleri istiyoruz, elektriği suyu ve tüm giderleri devlet tarafından ödenmelidir anlayışı alıyordu.
İbadethaneler inançların doğal barınaklarıdır ve insanların en doğal haklarıdır. Fakat cemevleri Alevilere bir lütuf gibi ve büyük bir iyilik gibi sunuluyordu.
Toplantılar düzenleniyor, paneller yapılıyor, ilahayatçı profesörler Alevilere inançlarını anlatıyordu. Alevilik hakkında yüzlerce kitap yazılıyor fakat içerik olarak herbiri diğerine tezat oluşturuyordu. Bundan önce asla Alevi literatüründe olmayan yüzlerce sözcük Alevilerin ceminde ve deminde kullanılıyordu. Alevilik giderek başka inançların alt kültürü haline getiriliyordu. Modernize edilme adı altında oryantalist bir Alevilik kendine de yabancılaşarak değiştiriliyor ve dönüştürülüyordu.
Ocaktan gelen, gelenekçi dedeler hızla tasfiye ediliyor, onların yerine görselliği önceleyen bilinmeyen dedeler geliyordu.
Dar, tercüman, müsahiplik, lokma, görgü ve sorgu yerine öbür dünyada cenneti önceleyen bilmediğimiz bol tekbir soslu bir litaratür ve secdesi, rükusu , kıyamı olan ritüeller toplamı cemlerin omurgasını oluşturuyordu.
Bizim bu noktada ki görevimiz ve sorumluluğumuz Aleviliği kendi mecrasına kavuşturmaktır. Yol’a akıl veren değil, Yol’u süren olmak en asli görevimiz olmalıdır. Dinlerin yarattığı rantı işlevsizleştirerek itibarlı bir Aleviliğin felsefesinin içinde yaşamak onurlu bir duruştur.
Yol cümleden uludur.
Sefa Öztürk Dede
Sevgili Canlar, yoluna ve ikrarına bağlı olan her Alevi kendisini Alevi Haber Ağı’nın doğal bir muhabir olarak görmelidir.
Oturduğu mahallede, okuduğu okulda, çalıştığı iş yerinde, üyesi olduğu Cemevi’nde ve sokakat haber niteliği taşıyan her durmla ilgili bize görsel veya yazılı haber göndermelidir.
Bu istemimiz Alevi kurum yöneticilerimiz içinde geçerlidir.
Alevi Haber Ağı: Gerçekleri yazacak… Geçekler yazılırken sende katkını sun can…
Saygılar, sevgiler