Koçgiri Kültür Derneği’nden tüm dostlara…
Koçgiri Kültür Derneği 2019-2020 Seminer Programı AABK Onursal Başkanı Turgut Öker’in Avrupa ve Türkiye de Alevi örgütlenmesinin tarihsel gelişimi ve Çözümler konulu sunumuyla başladı.
Mustafa Kemal Mahallesi’ndeki dernek merkezinde gerçekleştirilen sunum, Almanya Alevi örgütlenmesinden, CHP ve HDP’nin İl ve ilçe örgütlerinden, kadın ve sivil inisiyatiflerden dostlarımızın yoğun ilgisine mazhar oldu. Salondaki sıkışıklık için özür diliyor ve ilgisini esirgemeyen tüm dostlarımıza katılımlarından dolayı teşekkür ediyoruz.
Dernek Başkanımız Rıza Karaman’ın Koçgiri’nin tarihi kültürel önemi, yıkım politikalarına ve asimilasyona karşı verilmesi gereken mücadelenin zorlukları ve Koçgirililerin birlik ve dayanışmasının önemini vurgulayan açış konuşmasından sonra sunum bölümüne geçildi.
AABK Onursal Başkanı Turgut Öker sunumunun birinci bölümünde, 1950 den 1980 12 Eylül darbe sürecine kadar, Alevi örgütlenmesinin tarihsel arka planını, öncü aktörlerini, devletin bu sürece yön vermek için yaptığı girişimleri, bu sürecin siyasal alana yansımasını, TBP’nin (Türkiye Birlik Partisi) örnekleri üzerinden katılımcılara aktardı. Avrupa Alevi örgütlenmesinin başlaması, karşılaştığı zorluklar, örgütlenme stratejisindeki öncelikleri ve nedenleri, devletin, siyasi partilerin, ordunun, Alevi örgütlenmesine bakış açısı ve MGK’nın bu süreci de yönlendirme girişimleri tarihi süreci tamamlayan bilgiler olarak aktarıldı.
Cem evleri, federasyon ve konfederasyonların kurulması ile bir dönemin aşıldığını belirten Öker, 1980 darbe sürecinden sonra yaşanan katliamlar, örgütlenme süreçlerinin zorlukları, gelinen nokta ve bu deneyimler ışığında Avrupa ve Türkiye’deki Alevi örgütlenmesinde yeni niteliksel bir örgütlenme zorunluluğunu doğduğuna dair görüşlerini dile getirdi.
Bir inanç, kültür ve yaşama tarzı olarak Aleviliğin çok boyutlu bir tartışma süreciyle modern dönemde hangi biçim ve mekanizmalar eliyle sürdürülebileceğinin tartışılması gerektiğine de işaret eden Öker, Alevi örgütlenmesinin bu anlamda istenen düzeyde olmadığını, bu eksiklikler nedeniyle egemen din anlayışının baskısına direnilemeyeceğini ve Sünni İslam’a asimilasyon sürecinin hızlanarak devam edeceğini ifade etti.
Birinci bölümün sonunda Pir İbrahim Erdoğan tarafından lokma duası verildi. Canlarımız: Rukiye Çelik, Hatice Doğan, Şehriban Karagöz, Elmas Karaman, Pınar Kandal, Haydar Acıpınar, Döndü Akdeniz, Hatun Gülçiçek, Özcan Teper’in lokmaları paylaşıldı.
Koçgirili sanatçılarımız Ayfer Düzdaş ve Cengiz Aslan deyiş ve türküler ile devam etti. Yüreklerimizi ve içimizi ısıtan katkı ve katılımları için canlara yürekten teşekkürler.
Etkinliğimizin ikinci bölümünde katılımcıların soru ve katkılarıyla da zenginleştirilerek, bilişim çağında geleneksel Alevilik inancının yerine getirilmesindeki sorunlar, Alevi inanç önderleri olarak kadının durumu, Ocak sisteminin sürdürülüp sürdürülemeyeceği, İnanç önderlerinin nitelikleri, bunların seçimi, ibadet şekilleri ve uygulanabilirliği, bu konuda reform(lara) ihtiyaç olup olmadığı üzerine görüşler paylaşılarak verimli bir tartışma yürütüldü. Özellikle Alevi örgütlerinde, cem evlerinde ve ibadetlerde kadınların yeterince temsil edilmediği, hatta Sünni mezheplerdeki ayrımcılığa benzeyen, kadınların kapanması veya kapatılması şeklindeki uygulamalara canlı bir tartışmanın konusu oldu.
Etkinliğimiz, 21 Aralık 2019 Saat 17: 00’de Koçgiri Seminerlerinin ikincisi olan S ”Kal Gağand” etkinliğinde, “Khalek’in Ölümü” belgeselinin gösterimi ve yapımcısı Cemal Taş’la söyleşide buluşma çağrısı yapılarak sonlandırıldı.
Koçgiri Kültür Derneği Yönetim Kurulu
Sevgili Canlar, yoluna ve ikrarına bağlı olan her Alevi kendisini Alevi Haber Ağı’nın doğal bir muhabir olarak görmelidir.
Oturduğu mahallede, okuduğu okulda, çalıştığı iş yerinde, üyesi olduğu Cemevi’nde ve sokakat haber niteliği taşıyan her durmla ilgili bize görsel veya yazılı haber göndermelidir.
Bu istemimiz Alevi kurum yöneticilerimiz içinde geçerlidir.
Alevi Haber Ağı: Gerçekleri yazacak… Geçekler yazılırken sende katkını sun can…
Saygılar, sevgiler
-Koçgiri, keşfedilmeyi bekleyen bir hazinedir. Dillerin, dinlerin, kültürlerin buluştuğu noktada yer alır Koçgiri Yöresi. Bu hazine ile ilgili olarak, Koçgiri Kültür Derneği’nden daha etkin çalışmalar bekliyorum: “K’urmanciya Koçgiri, Mezelan, Gağand, Xızır(-Eylaz), Ziyaret…”
-Koçgiri Yöresi’nden yapılan göçler sonucu, 1877-1882 yılları arasında Göksun’un Keklikoluk Köyü (şimdi mahalle) kuruldu. O yıllarda Göksun (Kahramanmaraş)- Sarız (Kayseri)- Tufanbeyli (Adana) Üçgeni ve çevresinde Koçgiri köyleri kuruldu. Gelenlerin hiçbiri Koçgiri Yöresi’ni unutmadı ve Koçgiri Yöresi, dolayısı ile Sivas için “MEMLIKET’ ” deyimi kullanıldı, halen de kullanılıyor. Sivas’taki akrabalarımız da, Göksun (Kahramanmaraş)- Sarız (Kayseri)- Tufanbeyli (Adana) Üçgeni ve çevresi için “ŞARIZ” (SARIZ”) sözcüğünü kullandılar. Çünkü, bu bölgedeki ilk Koçgiri köyleri Sarız sınırları içinde kuruldu.-Keklikoluk, Kahramanmaraş’ın Göksun İlçesi’ne bağlı bir köy (mahalle). Köyümüz, Göksun’un kuzeyinde, Binboğa Dağları’nın batısında, yaklaşık 160 haneli bir yerleşim olup, Göksun merkeze yaklaşık 23 km uzaklıktadır.
-1980’li yıllarda hız kazanan göçle birlikte, bugün Türkiye içinde Mer-Ana (Mersin-Adana) Metropolü, Ankara, Kayseri, İzmir, İstanbul, Antalya; yurt dışında da Almanya, İngiltere, Avusturya, Fransa başta olmak üzere, değişik yerlerde Keklikoluklular yaşamaktadırlar.
-Kahramanmaraş’tan selam bekleyen herkese, “MEMLIKET’ “e, Kahramanmaraş Göksun Keklikoluk’a, Sivas İmranlı Doğançal’a (Yazıkoya Orté) selamlar.