4 MAYIS 2020 Dersim TERTELÊ sinin 83. Yıl Dönümüdür.
“Tunceli Tenkil Harekatı“ olarak bilinen Dersim halkına yönelik toplu imha kararı 4 Mayıs 1937’de yapılan bir Bakanlar Kurulu toplantısında alındı. Aynı gün Dersim toprakları bombalanarak yüzlerce, kadın, erkek, yaşlı, çocuk sivil öldürüldü. Yaklaşık olarak iki yıl süren askeri operasyonlarda on binlerce Dersimli katledildi, bir o kadarı da bilinmedik yerlere sürgün edildi, aileler parçalanarak, tek tek köylere, ilçe ve vilayetlere dağıtıldı. 1938‘de evlatlık verilen ya da kimsesizler yurduna verilen binlerce çocuğun akıbeti hâlâ bilinmemektedir. Bu acıların üzerinden tam 83 yıl geçti.
1937/38 Dersim Tertelesi sıradan bir katliam değildir. Osmanlı İmparatorluğu ve Türkiye Cumhuriyeti Dersim toplumunu sürekli bir biçimde bünyesi içinde yabancı bir varlık olarak görmüş Dersim’in kendine özgü yaşam tarzını, siyasi, sosyal ve kültürel kimliğini ortadan kaldırmak istemiş ve nihayetinde Tunceli Tenkil Harekatı ile bunu fiilen gerçekleştirmiştir.
Dersim 38 Tertelesi`nde katledilen insanların anıları önünde saygı ile eğilirken, katliamı uygulayan ve onu ısrarla inkâr ederek suç ortaklığı yapanları şiddetle kınıyoruz.
Türkiye’nin Medeni Dünya’da Hakkettiği Yeri Alması İçin Tarihi ile Yüzleşmelidir!
Çağımız tarihle yüzleşme ve geçmiş hatalardan dolayı özür dileme çağı olarak anılıyor. Medeni ülkeler, farklı dil, inanç ve kültürleri bir zenginlik olarak kabul ederek koruma altına alıyorlar. Kendisinden farklı olanlara karşı yapılan haksızlıkların sorumluları, kendi gerçekleri ile yüzleşerek mağdurlardan özür diliyorlar. Yahudilere karşı Hitler’in soykırım politikası ile yüzleşen Almanya, 1911/47 yılları arasında sömürgeci politikaları yüzünden Libya’dan özür dileyen İtalya, yıllar önce kendi coğrafyasından kovduğu Musevilere yönelik politikalarıyla yüzleşen İspanya, II. Dünya Savaşı öncesinde ve sırasında Asya’da mağduriyete sebep olan politikalarıyla yüzleşen Japonya; yakın bir tarihte çalınmış kuşak ‘tan ve Avustralya yerlileri Aboriginilerin torunlarından özür dileyen Avusturalya, 1990’lara kadar sürdürülen asimilasyon politikalarıyla yüzleşen ve yerlilerden özür dileyen Kanada ve Amerika bunlardan sadece bazılarıdır.
Tarihleriyle yüzleşmeleri bu devlet ve toplumları küçük düşürmedi, aksine saygınlık kazandırdı. Türkiye de ancak kendi tarihi ile yüzleşebilirse, bu onurlu toplumlar ailesine katılabilir. Ülkemizde barış ve demokrasinin yolu geçmişin acıları ile yüzleşmekten geçer.
Vicdanı ile muhasebe yapacak, tarihi hakikatler ile yüzleşecek namuslu ve vicdanlı bir hükümete ihtiyacımız vardır. Türkiye insanı artık tarihi ile yüzleşmeyi onurlu bir davranış sayan bir yönetim şekli istiyor. Halka sürekli olarak yalan söyleyen ve genç kuşakları yalan ile besleyen hükümetler istemiyoruz. Yalanı ve iftirayı politika haline getirmiş, insanların kitleler halinde öldürülmesini „terörizmle mücadele“ olarak sunan hükümetler çağımıza yakışmıyor.
Burada Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’a açık bir çağrıda bulunuyoruz: “Dersim Katliamı “dediniz, „Elimde belgeler var“ “50.000 masum insan katledildi” dediniz ve yüzleşmeye yönelik hiç bir adim atmadınız. Bu sözlerinizi geleceğimize ilişkin bir umut ışığı olarak görmek isteriz. Eğer samimi iseniz, Dersim’in acılarını basit politik bir argüman olarak kullanmak istemiyorsanız pratik adımlar atınız.
Dersim Halkının Çığlığını Duyun!
1. 4 Mayıs Dersim 38 Tertelesi‘nin anma günü olarak kabul edilmeli ve resmen özür dilenmelidir. İşbaşında hangi hükümet olursa olsun her yıl 4 Mayıs‘da resmi bir açıklama yapılmasını, üzüntülerin dile getirmesini ve katliamda hayatlarını kaybedenlerin hatırlanarak, anılarına saygı gösterilmesini istiyoruz.
2. 15 Kasım 1937 tarihinde Elazığ Buğday Meydanı’nda idam edilen Dersim önderlerinin mezar yerleri açıklanmalıdır.
3. 1938 tarihinde evlatlık verilen, Çocuk Esirgeme Kurumu yurtlarına verilen ya da dönemin yetkililerince kendi üzerlerine kaydedilen Dersimli yetim çocukların tam listesini açıklanmalıdır.
4. TBMM’de iş olsun diye değil, bu tarihin karanlık dönemini açıklığa kavuşturacak/ yüzleşecek adaleti esas alan bir ‘Dersim 1937-38 Tertelêsini Araştırma Komisyonu’ kurulmalıdır.
5. Dersim’i yok etmenin bir parçası olarak planlanan, Doğal kültür mirasını tehdit eden projelerden vazgeçilmeli, yenileri yürürlüğe konmamalıdır. Dersim halkının çığlığına kulak verilmelidir.
Avrupa Dersim Dernekleri Federasyonu dost cevreler ile Avrupada,2.Dünya savaşının gölgesinde kalmış bu trajediye ışık tutmak amacıyla Dersim Tertele´sini 83. Yılında güçlü şekilde tartışmaktadır.
Demokrasiden, insan haklarından, insan sevgisinden ve adaletten yana olan herkesi bu acılı günümüzde aramızda görmek istiyor, tüm insanları yanımızda olmaya ve 4 Mayıs günü saat 19:37 de Dersim Tertele´si mağdurlarının anısına bir mum yakıp sosyal medyada paylaşmaya çağırıyoruz.
Avrupa Dersim Dernekleri Federasyonu (FDG)
3 Mayıs 2020
Sevgili Canlar, yoluna ve ikrarına bağlı olan her Alevi kendisini Alevi Haber Ağı’nın doğal bir muhabir olarak görmelidir.
Oturduğu mahallede, okuduğu okulda, çalıştığı iş yerinde, üyesi olduğu Cemevi’nde ve sokakat haber niteliği taşıyan her durmla ilgili bize görsel veya yazılı haber göndermelidir.
Bu istemimiz Alevi kurum yöneticilerimiz içinde geçerlidir.
Alevi Haber Ağı: Gerçekleri yazacak… Geçekler yazılırken sende katkını sun can…
Saygılar, sevgiler