Alevi Haber Ağı

Alevi Haber Ağı Web Sitesi

OKSİJEN VE KARBONDİOKSİT

Gezi sadece ‘ağaç’ ve yeşillik nedeniyle ortaya çıkan bir tepki değildi. Hayatımızın her alanında çalınmak istenen oksijensizliğe bir tepkiydi. Yıllar içinde zorluklarla mücadeleler verilerek kazanılmış demokratik haklar, her türlü kısmi özgürlüklerin gasp girişimine karşı bir tepkiydi. Halk muktedirin gerçek niyetini okumuştu çünkü.

Onlar karanlıktan besleniyordu. Deyim yerindeyse oksijeni tüketip karbondioksit yaratarak hayatlarını devam ettirebiliyorlardı. Erk ve para için dünyayı satabilecek insanlardı.

Zaten karanlık ve çölleşme sadece ‘yeşilliği’ içine almadı.

Kısa zamanda tek tip insan yaratmanın binbir biçimi dayatıldı. Önce ‘medya’ ve ‘gazeteler’, dolayısıyla gazeteciler kurutuldu. Ardından ‘Akademisyenler’…

Edebiyatçılar, sanatçılar ve onların etkinlik alanları sınırlandı.

Altyapıda ise tarım kurutuldu.

Ekonomi içi boş bir şekilde ilerledi. İnşaat ve emlak yatırımlarıyla şişirildi. Hazine arap ve batı desteğiyle ‘kurtarıldı’ ama yatırımlar plansızlık ve baskıcı uygulamalar nedeniyle kurutuldu.

Kör-topal da olsa bir çatı olan parlamento kurutuldu.

Yargı sistemi kurutuldu.

Eğitim sistemi kurutuldu.

Kültürel ve inançsal farklılıklar kurutuldu.

Farklı yaşam tarzları kurutuldu.

Ormanlar ve dereler kurutuldu.

Anlayış, esneklik, karşılıklı hoşgörü, dayanışma, arkadaşlık, insanca bir yaşam tarzı kurutuldu.

Karbondioksitten beslenenler nefret yayarak ve sivil toplum yerine militarizmi devreye sokarak barışçıl bir atmosfer yerine, toplumun gündemini ‘’kahramanlık-şehitlik-hainlik’’ üçgenine indirgediler.

Tarihin başlangıcından bu yana ‘kahramanlık-hainlik’ gibi nitelemelerin toplumu sevkedebilmek ve yönlendirebilmenin en etkili söylemi olduğunu onlarda öğrenmişti ne de olsa…

Oksijen yoksunluğundan bunalanların bir kısmı artık soluğu ‘dışarı çıkmakta’ bile bulmaya başladılar. Ailelerini, işlerini, dostlarını, dil ve kültürlerini, memleketlerini geride bırakarak nefes almak adına yabancı bir ülkede yeni hayatlar ardına düştüler.

Evet kuruyan, yok olan sadece ağaç ve yeşillik değildi. Ülke kocaman bir çöle çevrildi.

Artık dayanışma ve bizden geri alınanları sırasıyla geri alma zamanı.

Ufak haklar- büyük haklar ayrımı yapmadan, en küçük bir kazanımı dahi elde tutabilme, oksijen yaratabilme zamanı.

Yerel seçimler bu nedenle önemli bir ‘demokratik’ mücadele alanıdır!
Kemal S. Guler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir