ATAŞEHİR PSAKD –CEMEVİ, ANKARA‘DA DAĞITILAN ŞERİAT BİLDİRİSİNE SERT TEPKİ GÖSTERDİ
Ankara‘nın Misket Mahallesi‘nde binaların kapılarına şeriat propagandası yapan bir bildiri bırakıldı. Bildiride Atatürk ilkeleri, Cumhuriyet ve laiklik için skandal ifadeler kullanıldı. IŞİD terör çetesinin görüşlerine benzer radikal ifadelerin yer alması da dikkat çekti.
”AMAÇLANAN ALEVİLERİN SİNDİRİLMESİDİR ”
Ataşehir Pir Sultan Abdal Kültür Derneği – Cemevi, IŞİD benzeri bir terör örgütünün sokağa çıkma yasağının olduğu saatlerde, Ankara’da ağırlıkla Alevilerin yaşadığı Misket Mahallesi‘nde şeriata çağrı bildirisi dağıtılımasına, yazılı bir açıklama yaparak sert tepki gösterdi.
Şeriata çağrı bildirilerinin dağıtanların amaçlarının Alevileri korkutmak ve sindirmek olduğuna vurgu yapılan açıklamada, ”Bir kez daha bilindik yöntemler devrede. Ankara‘da sokağa çıkma yasağının olduğu saatlerde alevilerin yoğun yaşadığı Misket mahallesinde şeriat bildirileri dağıtılıyor ” denildi.
” ŞERİAT İSTEKLERİ HER DÖNEM HALKIN ÜZERİNDE KILIÇ OLMUŞTUR ”
”Bu bildirinin özünü oluşturan korku, tehdit ile amaçlanan alevilerin sindirilmesidir” ifadelerinin yer aldığı açıklamanın devamında, şunlar kaydedildi:
‘‘Yavuz Sultan Selim’in Çaldıran savaşından sonra Osmanlılar’a geçen Hilafet (Halifelik) ile o günden başlayarak bugün de devam eden Anadolu coğrafyasında şeriat istekleri eksik olmadı. İslami yaşam ve hukukunu dizayn eden bu istek, her dönem iktidar sahiplerinin halk üzerindeki kılıcı olmuştur. Osmanlı’nın iktidar yapısı, Bilim ve teknolojiyi öncelleyemediği için gelişmelerin arkasında kalarak geriledi. Sonuçta sığındıkları şerri istek ve arzular kendilerini kurtaramamış, dayandıkları sistem olan din, bilime yenilmiş, bir çok ulus devletin doğmasına yol vererek yıkılıp, tarih sahnesinden çekilmiştir.‘‘
” OSAMANLIDAN DEVRALINAN KÜLTÜR SÜRÜYOR ”
Osmanlıdan devralınan kültür sonrasında Cumhuriyet’le de sürüyor, hedeflerini batılı akla uyarlama çabası bir yanda dursa da İslamın sünni yorumunu Devletin merkezine koyarak, Aleviler başta olmak üzere diğer ezilen inanç guruplarının ortadan kaldırılmasına aracılık eden, Diyanet İşleri Başkanlığı gibi bir kuruluş üzerinden Hilafeti devam ettirmektedirler. Laikliği böyle kavrayan Cumhuriyet kadroları etkinliklerini DP iktidarında(1950) kaybedince, Diyanetden beslenen tarikat örgütlenmeleri (imam ve müezzinler üzerinden) etkinlik alanlarını adım adım geliştirerek, 12 Eylül faşist darbesinin katkısı ve sonraki Özal iktidarlarınca iyice palazlanmıştır. 2002 de iktidar olan AKP bu cemaatlerin en güçlülerinden (Devlet içindeki tüm kurumlara sızmış) Gülen Cemaati ile iş tutmuş, sonrasında ise aralarındaki iktidar dalaşında 15 Temmuz darbe girişimi ile de ipler bu cemaatle kopmuştur. Boşalan alanı bugün Menzil başta olmak üzere diğer bir çok cemaat almıştır. Yani siyasal islamı esas alan dönemin iktidar sahipleri varlıklarını bu cemaatlere bağlamış durumdadır. Ülke menfaatlerini değil, mezhep (Sünni) menfaatlerini esas alan dış politika ve içeriyi manipüle eden kanun ve kanun hükmünde kararnamelerle, ülke bugünkü hale getirilmiştir.
” KAPILARA BIRAKILAN BİLDİRLERİN İÇERİĞİ ”
Bu ülkenin başkentinde şeriat isteyen bildiriler dağıtıldığına da şaşırmalı mıyız? Kendilerinde bu cesareti gören şeriatçı faşistler, önceki eylemlerinden biliyorlar ki, kendilerine dokunulmayacak! Es kaza hukuk devletini hatırlayan bir Cumhuriyet savcısı soruşturma açıp tutuklarsa, bir süre sonra salıverileceklerini de biliyorlar.
Kapılara bırakılan bildirinin içeriğinde “Cumhuriyet değerlerine saldıran, seçimlerle ülke yönetimine gelmeyi Allah’a Şirk (Onun kelamına karşı gelmek) koşmak olduğunu, devlet kurumları ve yerel yönetimleri, kısaca Cumhuriyet yasalarını küfür sayan cümleler….”
” BU KELLE KESİCİ KATİLLER KORUNYOR”
Bu ve benzeri durumlara ses çıkmazken en küçük eleştiriler, hak talepleri baskı ve gözaltılar ile bastırılmaya çalışılıyor. Ancak biliyoruz ki bu kelle kesici katiller korunuyor. Bu katilleri Suriye iç savaşından tanıyoruz. Şeriat heveslilerini İran dahil tüm Ortadoğu ve Afrika ülkelerinin bazılarından biliyoruz.
”ŞERİAT ÖZLEMCİSİ SADAD ”
Bir taraftan bu kelleci katiller öbür yandan iktidarın bekası için şeriat özlemcisi SADAD gibi örgütlenmelerin varlığı, ülkemizi hangi tehlikelerin beklediği konusunda bize bir fikir vermektedir. Bunlara burun kıvırıp üstünden geçemeyiz. Bu tehlikelere dikkat çekmek gerekiyor. Kendi içinde farklı İslami yorumlara dahi tahammül edemeyen şeriatçılar, Alevi ve Müslüman olmayan inanç guruplarına hangi gözle baktıklarını, Maraştan, Malatyadan, Dersimden, Çorumdan, Madımaktan biliyoruz. Demokrasi güçleri olarak seslerimizi yükseltmek, en azından sosyal medya üzerinden paylaşımlar yapmak, birlikte durmak kanaatindeyiz.
” ALEVİ KURUMLARININ BU DURUMA SEYİRCİ KALMA LÜKSÜ HİÇ YOKTUR ”
Hele ki biz Alevi kurumlarının bu duruma seyirci kalma lüksü hiç yoktur. Atılan adımlar hesaplı bir hamledir bizler de iyi hesap etmeliyiz. Tehlikenin büyüğü her gün farklı bir yerde bu türden işlere söylenecek sözü ve ortaya konulacak iradeyi koymamak olacaktır. Buna karşı çıkmak ve irade koymak belirleyecektir.. Aksi durumda yarın çok geç olabilir…
Aşk ile‘‘
Sevgili Canlar, yoluna ve ikrarına bağlı olan her Alevi kendisini Alevi Haber Ağı’nın doğal bir muhabir olarak görmelidir.
Oturduğu mahallede, okuduğu okulda, çalıştığı iş yerinde, üyesi olduğu Cemevi’nde ve sokakat haber niteliği taşıyan her durmla ilgili bize görsel veya yazılı haber göndermelidir.
Bu istemimiz Alevi kurum yöneticilerimiz içinde geçerlidir.
Alevi Haber Ağı: Gerçekleri yazacak… Geçekler yazılırken sende katkını sun can…
Saygılar, sevgiler