Alevi Haber Ağı

Alevi Haber Ağı Web Sitesi

Yaşar Kemal Üzerine Notlar

-Hüseyin Ali Ağzerli –

1923 yılında Osmaniye’de dünyaya gelen Yaşar Kemal, 28 Şubat 2015 yılında hayata gözlerini yumdu.

Aslen Van-Ercişli olan yazarın ailesi I. Dünya Savaşı nedeniyle Adana’ya göç etmek zorunda kalmıştır. Ortaokul döneminde ırgat katipliği, memurluk, ırgatlık, kontrolörlük ve öğretmen vekilliği gibi çeşitli işlerde çalışmak durumunda kalan Yaşar Kemal hayatın zorluklarıyla olgunlaşmış birisidir.

Edebiyat yapmayı çok küçük yaşlarda kafasına koymuş olan Yaşar Kemal, ilk sanat çalışmalarına ilkokula başlamadan önce şiirle başlamıştır. İlkokul zamanlarında aşıklarla atışacak durumda olan yazar annesinin engel olmasından dolayı saz çalmayı tam anlamıyla başaramamıştır.

EDEBİ HAYATI

Yaşar Kemal yazın hayatına Türksözü gazetesinde 1939 yılında başlamıştır. İlk eseri olan Ağıtlar isimli kitabı Adana Halkevi tarafından 1943 yılında çıkartılan yazarın edebiyat dünyasındaki etkinliğinin başladığı yıl bu yıl kabul edilir.

Yaşar Kemal’in dünyada ilk kez yayımlanan eseri, Bebek öyküsüdür ve önce Fransızcaya, sonra İngilizceye, İtalyancaya, Rusçaya ve diğer çeşitli dillere çevrilmiştir. İlk öykü kitabı Sarı Sıcak’la ünlenen yazar ilk romanı İnce Memed’le ise hem ülkemizdeki popülaritesini arttırmış hem de dünyaca ünlü bir yazar olmaya başlamıştır.

İnce Memed yaklaşık kırk dile çevrilerek yayımlanmıştır ve İnce Memed kitaplarının yurtdışındaki baskısı yüz kırktan fazladır. Dünyaca ünlü romanı İnce Memed’i 1947 yılında yazmaya başlayan yazar çeşitli sebeplerle romanını yarım bırakmış ve sonrasında 1954 yılında bitirmiştir. Romanın fikir kaynağı yazarın eşkıya olan ve vurulan amcasının oğludur.

Eserde yer alan ‘Çakırdikeni’ hikayesi aslında bir bakıma eşkıyalığın felsefesinin yapılmasıdır. Yazar, Yaşar Kemal ismini ilk kez Cumhuriyet gazetesinde yazarken kullanmaya başlamıştır.Genç yaşlardan beri sosyalist politikanın içinde olan yazar dünyaya bakışını söyleşilerinde:

“Halka kim zulmediyorsa, etmişse, halkı kim eziyor, ezmişse, onu kim sömürmüş, sömürüyorsa, feodalite mi, burjuvazi mi… Halkın mutluluğunun önüne kim geçiyorsa ben sanatımla ve bütün hayatımla onun karşısındayım. Ben etle kemik nasıl birbirinden ayrılmazsa, sanatımın halktan ayrılmamasını isterim. Bu çağda halktan kopmuş bir sanata inanmıyorum” diyerek ifade etmiştir.

Yazar edebi çalışmalarında halka dönük olmayı seçmiş ve yapıtlarında insani değerlerden kopmamaya çalışmıştır. Yazar siyasi görüşüyle sanatının paralel olduğunu ve “halk ve doğaya inandığını” dile getirmiştir.

Yazar pek çok yapıtında Anadolu”nun efsane ve masallarından yararlanmıştır. Böylesine derin bir altyapıyı oluşturmak içinse gençlik yıllarında Çukurova’yı ve çevre illeri karış karış gezmiş yeni insanlarla tanışıp bilmediği şeyler öğrenmiş ve çoğundan eserlerinde yararlanmıştır.

PEN Yazarlar Derneği üyesi olan yazar, aynı zamanda Nobel Edebiyat Ödülüne aday gösterilen ve gerek yurt içinde gerek yurt dışında yapılan anketlerde Nobel Edebiyat Ödülü’nü alması gerektiği konusunda öne çıkan birkaç isimden birisidir. Edebiyat hayatı boyunca yüzlerce ödül almış olan yazarın en çok ödül aldığı ülkelerden birisi kuşkusuz Fransa’dır.

2011 yılında Fransa’da Legion d’honneur ödülüyle ödüllendirilen yazarın ayrıca ülkemizde 2008 yılında aldığı Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü ve 2013 yılında aldığı Krikor Naregatsi Nişanı başlıca göze çarpan ödüllerdir.Ayrıca yazarın 2013 yılında Norveç’te aldığı ‘Bjornson Ödülü’ önemli bir yer tutmaktadır.

YAŞAR KEMAL SÖZLERİ

* ‘O iyi insanlar o güzel atlara binip çekip gittiler.

* İnsan çürümedikçe şiir çürümez.

* Hayat, umutsuzluktan umut yaratmaktır.

* Dağın öte yüzü güneşe bakıyormuş çocuklar. De hadi davranın, Güneşle sohbetimiz var. Geç kalmayalım…

* Kendimi bildim bileli zulüm görenlerle, hakkı yenenlerle, sömürülenlerle, acı çekenlerle, yoksullarla birlikteyim.

* Ateşi yandıran kavdır. Demiri dövdüren tavdır.

* Gülümse bitsin karanIık, Gülümse karamsarları şaşırt, Gülümse güller açsın yüzünde, Gülümsemenle yayılsın ışık, Dünyayı ısıtmasan da güneş gibi.

* Belki bir yerlerde,bir köşelerde kuş alıp salıverecek kadar yüreği yufka birkaç insan kalmıştır,kim bilir belki.

* Hep işe yüzeyinden bakmak, işte bu kötü. Neyi alırsak alalım elimize, derinine inmiyoruz. Derine gitmek bir çaba işidir. Dışta ne görürsek, ne gözümüze çarparsa, işte bu budur deyip işin içinden sıyrılıyoruz.

* Çöplükler, şehirlerin tıpı tıpına aynasıdır. Bir şehir pisse, aşağılıksa, kalleşse, acımasızsa o şehrin çöplükleri bin misli daha pis kokar. Leş gibi…

* Bir kimseden mi kaçıyorsun, bir düşman mı bekliyorsun, koy kulağını toprağa dinle. Karşı, uzak tepenin arkasından giden atın nal seslerini yanındaymış gibi duyarsın.

* Dünyanın ucunda bir gül açmış, efil efil esen yele merhaba. Karanlığın sonu bir ulu şafak, sarp kayadan geçen yele merhaba.

* Her bir şey onarılır, aşağılanmış, kendi gözünde kendini aşağılamış, dedikodu namussuzluğuna başvurmuş insanın çürümüşlüğü, kokuşmuşluğu onarılmaz.

* Konuşan insan, öyle kolay kolay dertten ölmez. Bir insan konuşmayıpta içine gömüldü müydü, sonu felakettir.

* Bir topIum, hoşgörüsü kadar güçIü, sağIam, hakIıdır. ZuImü kadar zaIim, zayıftır. IrkçıIık ise en korkunç hastaIıktır.

* Dünya on binlerce çiçekIi bir küItür bahçesidir; her çiçeğin ayrı bir rengi ve kokusu vardır. Bir çiçeğin koparıIması bir rengin, bir kokunun yok oImasıdır. Tek diIe, tek renge kaImış bir dünya hapı yutmuştur.

* Bizi düşünmeye alıştırmamışIar. Üstelik de düşünmeyelim diye ellerinden geIeni yapmışlar. Düşünmeye çalışanları da hep öldürmüşler.

* İnsan, evrende gövdesi kadar değil, gönlü kadar yer kaplar.

* Düşünmek en küçük anlamda, var olmak demektir.

* İnsan, evrende gölgesi kadar değil, yüreği kadar yer kaplar.

Romanları

İnce Memed I, 1955
İnce Memed II, 1969
İnce Memed III, 1984
İnce Memed IV, 2006
Fırat Suyu Kan Akıyor Baksana, 1997
Karıncanın Su İçtiği, 2002
Tanyeri Horozları, 2002
Ortadirek, 1960
Yer Demir Gör Bakır, 1963
Ölmez Otu, 1968
Demirciler Çarşısı Cinayeti,
Yusufçuk Yusuf
Yağmur Kuşu
Kale Kapısı
Kanın Sesi
Üç Anadolu Efsanesi, 1967
Ağrı dağı Efsanesi, 1970
Binboğalar Efsanesi, 1971
Algözüm Seyreyle Salih, 1976
Çakırcalı Efe, 1972
Yılanı Öldürseler, 1976
Kuşlar da Gitti, 1978
Deniz Küstü, 1978
Yağmurcuk Kuşu, 1980

Çocuk Romanı

Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca, 1977

Öykü

Sarı Sıcak, 1955,

Deneme-Derlemeleri

Ağıtlar, Halkevi, 1943
Taş Çatlasa, Ataç, 1961
Baldaki Tuz, 1974
Gökyüzü Mavi Kaldı
Ağacın Çürüğü: Yazılar-Konuşmalar, 1980
Yayımlanmamış 10 Ağıt, Anadolu Sanat, 1985
Sarı Defterdekiler: Folklor Derlemeleri, 1997
Ustadır Arı, Can, 1995
Zulmün Artsın, 1995

Röportajları

Allah’ın Askerleri, 1978
Yanan Ormanlarda 50 Gün, Türkiye Ormancılar Cemiyeti, 1955
Çukurova Yana Yana, 1955
Peribacaları, 1957
Bu Diyar Baştan Başa, 1971
Bir Bulut Kaynıyor, 1974
Yaşar Kemal Kendini Anlatıyor, 2000

Çeviri

Ayışığı Kuyumcuları , 1977

Kemal‘ın okurlarına vasiyeti

Kasım 2014’te Bilgi Üniversitesi’nin kendisine ‘fahri doktora’ unvanı vermek için düzenlediği törene sağlık sorunları nedeniyle katılmayan Yaşar Kemal’in gönderdiği mesaj, adeta okurlara bırakılmış bir vasiyetti.

Yaşar Kemal gönderdiği mesajda şöyle demişti: “Bir, benim kitaplarımı okuyan katil olmasın, savaş düşmanı olsun. İki, insanın insanı sömürmesine karşı çıksın. Kimse kimseyi aşağılayamasın. Kimse kimseyi asimile edemesin. İnsanları asimile etmeye can atan devletlere, hükümetlere olanak verilmesin.

“Benim kitaplarımı okuyanlar bilsinler ki, bir kültürü yok edenlerin kendi kültürleri, insanlıkları ellerinden uçmuş gitmiştir.

“Benim kitaplarımı okuyanlar yoksullarla birlik olsunlar, yoksulluk bütün insanlığın utancıdır. Benim kitaplarımı okuyanlar cümle kötülüklerden arınsınlar.”

 

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir