Alevi Haber Ağı

Alevi Haber Ağı Web Sitesi

Nevin Kamilagaoğlu Yazdı: Uluslararası Emekçi Kadınlar Günü

Kadının özgür olmadığı yer; Suyu çekilen göle, kuruyan ırmağa, susuzluktan kuruyan çöle  benzer.

1857 yılında New York’da dokuma işçisi kadınların eşit işe  eşit ücret ve daha güzel bir yaşam için başlattıkları mücadelenin kanlı bitmesi, O tarihten bu güne kadar bu mücadele dünyada hayatı yeniden üreten, büyüten, yaşatan kadın mücadelesinin ateşini yaktı.

Bizim tarihimizde de bu mücadeleye ışık  olan şimdiye kadar öne çıkarılmayan kadın önderlerimiz var 

Zalimin zulmüne  bireysel ve toplumsal karşı koyan, mücadele veren bu kadın önderlerimizden ne Ana Fatma’yı ne Zeynep Ana’yı ne  ilmin ve hakikatın kapısı olan Kadıncık Ana’yı ne 13.Yüzyılda “işine ve aşına” sahip ol slogani ile dünyada ilk kadın örgütünü Baciyan-i Rum’u kuran, başına gecen ve 15 yıl hapis yatan Fatma Baci’yi  ne de  Hubyar Sultan ocak pirlerinden “İslam dışında başka bir inancı örgütlediği icin Şam’a sürgün edilen üç yıl hapis yatan Anşa Baci’yi  unutmayacagız!

Bugün dünyada kadınlar hangi ülkede yaşarsa yaşasın sömürü düzeninin carkları arasında sınıfsal ve cinsel olarak daha çok  sömürülüyor ve eziliyorlar. Kamusal alanlarda özellikle servis alanlarında iş yükü daha fazla artan kadınların, özel alanlarda  görülmeyen ve karşılığı olmayan emeği ise asla öne çıkmıyor.

Kadınların bu sömürü  düzenine karşı ve yaşam hakları için günümüzde verdikleri eşitlik  mücadelesi, geçmişi aratmayacak kadar kadınlara ölüm getiriyor. Bu ölümler günümüz Türkiye’sinde  artık cins kırımı olarak adlandırılıyor.

Fransız devrimi sonrası 1791’de yayınlanan  Kadın ve Yurttaş Bildirgesi’nin 1.Maddesi’nde şu ifadeler yer alıyor:  ”Kadın özgür doğar ve erkeklerle haklar bakımından eşittir…” Kadınlar açısından önemli kazanımları içeren bu bildirgeyi okuyan devrimci bir kadın giotinle idam edilir. Gerekcesi: Kadın, doğasına aykırı olarak kürsüye çıkmış ve siyaset yapmak istemiş olması. Bu ceza, diğer kadınlara ders olsun cezası.

Bugün yaşadığımız o zaman diliminden  2021 yılına kadar ne değişti?

Yine kadınlar bu gerici ve cinsiyetçi erkek egemen  zihniyeti, devlet tarafından kıyıma uğruyor. Hapishaneler siyasi düşüncelerinden dolayı yatan kadınlarla dolu.

Kadınlar, sömürüsüz, eşit ve ölüm korkusunun olmadığı  daha güzel bir dünyada yaşamak  istiyor.

Bizler, Roza Luxsenburg, Klara Zetgin, ayrımcılığa karşı direnen Rosa Park‘in, Zarife Hanım’ın ve daha binlerce haksızlığa karşı  mücadele vererek hayatını kaybeden kadınların yarım bıraktığı mücadeleyi, Cumartesi Anneleri‘nin sabrı ve isyani ile devam ettireceğiz!

Amerika’da 1849’ lü yıllarda yüzlerce kölenin özgürlüğüne kavuşmasına öncülük eden Harriet Tubman‘a karşılaştığı en büyük zorluğun ne olduğu sorulduğunda verdiği yanıtta,“Kadınları köle olmadığına ikna etmek “olmuştur.

Dünya’nın yarısı ayağa kalktığı zaman yaşayamadıkları hayatlarının bitmeyen şarkılarını söyleyecekler.

Dünya’nın yarısı ayağa kalktığı zaman ölüm korkusu duymadan ülkenin karanlık sokaklarında özgürce dolaşıp dans edecekler.

Dünya’nın yarışı ayağa kalktığı zaman ekmek, emek ve yaşam  mücadelemiz en kutsalımız deyip Rizalik Sehrin de yaşar gibi her bir canlı için  nefes alacakları bir düzeni hep birlikte kuracaklar.

Bu yüzden hep birlikte mücadele vereceğiz ve kazanacağız.

Yaşasın Bu Düzeni Kuracak Kadınlar !

Yaşasın 8 Mart Ruhunun Enternasyonel Kadın Dayanışması !

Yaşasın Örgütlü Kadın Mücadelesi !

Nevin Kamilağaoğlu

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir