ALTI MAYIS NASIL ANLAŞILMALI?

Altı Mayısta sadece Faşist TC tarafından Üç devrimci idam edilmedi. Altı Mayısta, direnişin, Mücadelenin, Onurlu ve dik duruşun ışığı oldu. Dahası Altı mayısta, insanım diye dirilişi kendisinden başlatan bir geleneğin önünü, Deniz, Hüseyin, Yusuf, açtı. Jöntürklerin Turancı-Türk faşizmi ve İslam-Terör mangaları ittifakının, devrimci iradeyi esas alan önderlerin bedenlerini toplumdan izole etmeye uğraşırken, onların devrimci izleri adım adım kapatılabileceğini hesaplamıştı. Fakat diktatörlüğün bu hesabı tutmadı, onlar Devrim ve Sosyalizmin meşalesi oldular.

Yine bu gün demokrasiden, emekten, özgürlüklerden ve eşitçilikten bahseden, Halkın gözünün içine baka baka yalan söyleyen CHP idamlara zevkle el kaldırdı. Burjuva ahırında tepişenler hep birlikte güle oynaya idamları onayladılar. Diğer partilere söyliyecek pek bir şey bulamadım, Amma onlar zaten görevlerini yaptılar diye geçiştiriyorum. Fakat hala tabanından, emekten, demokrasiden, gerektiğinde içinde bazılarınında utanmadan solcuyuz devrimciyiz diyerek, tabandaki yükselen sesi suturmak adına, resmi ideolojiye hizmet sunan CHP nin yüzünü gerçekten artık görmek lazım.

Denizler, Hüseyinler ve Yusuflar, öylesine çoğaldılarki, Ünüversite kampuslarında demokrasi mücadelesini veren gençler, Fabrikalarda makinaların başında emek üreten işçiler, Gecekondularda yaşama mücadelesini veren yoksul halklar, Tarlada ve hasatta alın teri döken yoksul köylüler, Emeğinin mücadelesini veren küçük esnaf ve öğrenimde hayata dair idialleri olanların kitap defterlerini karıştırıyorken, dahası ülkenin her dört tarafından ezilen haklı ve mazlumların bağrında, yeni Denizler, Hüseyinler ve Yusuflar çoğaldılar.

Öyle çoğaldılarki, Zındanlar ve işkencehaneler onların ideallerini kıramadı. Dağların en tepesinde özgürlük şiarlarıyla hayatı vaad edenler, Kadınların ve gencecik kızların tanrıçayız diye bağırarak, onları yeniden var edeceğiz şiarıyla hayata sarıldılar. Yaşlı ve genç babaların, Erkek eğemen sistemine karşı baş kaldırarak, anayız, babayız, kardeşiz, bacıyız, eşit koşullarda eşit mücadele içindeyiz diye haykırdılar. Denizler, Hüseyinler ve Yusuflar, öylesine çoğaldılarki, ekilen her tohumda bire yüz verdiler.

Çürükler, dönekler, ihanetler ve çıkar uğruna çark edenler olsada, Çekirdek tohum asla parçalanmadı. „Yaşasın Türk ve Kürt halklarının kardeşliği“ „Yaşasın Sosyalizm“ „Kahrolsun Faşizm“ haykırmaları bu topraklarda, katillere ve işbirlikçilere büyük korkular saldı. Gelecek yarınlara mutlaka güneş doğacak. Devrim için toprağa düşenler asla unutulmayacak. Onlar, Özgürlükle birlikte, bu ülkenin zirvelerinde Altın harflerle hep yazılacaklar…“