ABDAL-ROMAN-ÇİNGENE KADINLAR…
-Necati Şahin-
“Bir acayip derde düştüm herkes gider kârına,
Bugün buldum bugün yerim Hak kerimdir yarına,
Zerrece tamahım yoktur şu Dünya varına,
Rızkımı veren Huda´dır kula minnet eylemem…”
Seyit Nesimi söylemiş…
Çingene/Roman/Abdalların tercümanı olmuş…
ABDAL Kadınları…
Yürüyüşleri
Oturuşları
Gülüşleri
Rengarenk…
Kostümleri gibi…
Özgür başları,
Özgüvenli bakışları,
Hele ki sakız ciğneyeşleri… (ÇİĞNEYİŞLERİ)
Her tavırları film karesi…
Çingeneler Zamanı Film sahnesi…
*
YIL 2000
Almanya’Mülheim an der Ruhr Tiyatrosu bünyesinde …
Unesco desteği ile kurulan Roman Tiyatrosu:
PRALIPE…
Rejisörleri
Dostum Rahim Burhan…
” Rahim, bana Çingene, Roman, Abdal ne diyorsanız, bir anlat…!
Bir tarihi cümle söyledi Rahim:
” Dünyanın her ülkesinde yaşayan, ama hiçbir ülkede üzerine güneş doğmayan Toplumuz Biz…”
Sözü bitiren Söz…
*
Bin Yılın Türküsü
13 Mayıs 2000
Köln Arena’dayız…
Projemizin Onur Konuklarını Tuncel Kurtiz’in dilinden ilan ediyoruz:
” Dünyanın her ülkesinde yaşayan, ama hiçbir ülkede üzerine güneş doğmayan Romanlar, Cingeneler,(ÇİNGENELER) Abdallar
Bin Yılın Türkümüzün
Şeref Mihmanlarıdır…”
*
Zira
Abdallar, Çingeneler, Romanlar üzerine Güneşin doğduğu yer:
Alevilerin gönlüdür…
Hünkar’ın Diyarıdır…
Serçeşmedir…
*
Yıl 2010
Ağustos sıcağı, Ankara Otobüs garı….
Hacıbektaş Etkinliğine gitmek için otobüse binmek üzereyim.
6-7 yaşlarında bir ABDAL çocuğuna çıkışıyor Şöför:
“Orucu yedin ulan…”
Çocuk su içiyor…
Ramazan ya…
Müdahale ediyorum şöföre…
“Sana ne kardeşim , O çocuk ve Alevi ayrıca”
KADINLAR, çocuklar..
7 Kişiler…
Hacıbektaş’a, Hünkâr’a gidecekler…
Kayseri’ye gidecek otobüse binmek istiyorlar…
Muavin yer yok diyor…
Ücret vermezler korkusu…
“Arka taraf bomboş diyorum…”
Kendimi tanıtıyorum, “Türkiye Alevi Bektaşi Federasyonu İkinci Başkanıyım” diyorum.
“Hacıbektaş yolcuları bunlar da ben gibi…”
“Binsinler, benim misafirlerim…”
Biniyorlar…
Yol arkadaşıyız Hünkar yolunda…
Hacıbektaş yol ayrımında iniyoruz.
Genel Başkanımız Selahattin Özel arabasıyla, yanında iki dost ile beni almaya gelmiş…
Kucaklaşıyoruz …
“Atla arabaya, bak bir kasada şeftali aldık, yiye yiye gideriz…”
“Dur Başkanım
Önce Pirin mihmanlarını gönderelim Arabanla..”
“Buyurun” diyorum Misafirlerime…
Şaşkınlar…
“Binin bu arabaya…”
“Biz mi?
“Evet Siz…”
Eşyalarını, yorganlarını, tencere- tabaklarını bagaja yığıyoruz…
Bagaj dolu dolu…
İple bağlıyoruz bagaj kapısını…
Arka koltuğa üç Kadın geçiyor.
Çocuklar ki, 6-12 yaş arası, kucaklarına…
Ön koltuğa kilolu Kadın..
“Ama burada bir kasa şeftaliniz var…”
“O Sizin nasibiniz…”
Dostumuzun biri misafirlerimizi Hacıbektaş’a götürüyor.
Selahattin Başkan ile oturuyoruz orada güneşin altına…
Muhabbet….
Bir saat kadar sonra
Dostumuz dönüyor, bizi alıyor..
Hacıbektaş giriyoruz.
Çok kalabalık…
Araba ile yavaş yavaş merkeze giriyoruz…
Misafirlerimiz de görüyor arabamızı…
El salıyorlar gülerek…
Güzel gülüyorlar…
Pirin diyarı: Ocakları…
Mutlular…
*
Gel gör ki,
Bu yıl, Ağustos 2021’de
ABDAL Kadınlar hakarete uğramış Hünkarın huzurunda…
Hem de “Ulusoy” soyadını taşıyan muhterem bir Alevi “Dede”si tarafından…
Celal’lenmiş…
ALEVİ KADINLAR aşağıdaki bildiriyi yayınladı…
Okudum…
Ellerinize sağlık ANABACILAR…
Utandım…
Çünkü kendisine “Dede” diyen bir zat hakaret etmiş, darp etmiş KADINLARI …
ABDAL Kadınlar
“Yapma Dayı burası Hünkarımızın Ocağı…”
“Ne Dayısı bana Dede diyeceksiniz…”
Çok vahim…
Hiçbir Dede “bana Dede diyeceksiniz” demez, diyemez …
Talip isterse “Dede” der…
Çok yadırgadım…
Bari “Dedeyim” diye etiket yapıştıraydın yakana…! …
O Kadınlar zar-zor topladıkları para ile biletlerini alıp, gelmişler İstanbul varoşlarından…
Hacıbektaş onlar için Kabedir…
Hacıbektaş Veli de Pirleri…
Üç gün orada kendi ocaklarında gönüllerine
arındıracaklar…
“Üstlerine Güneş doğacak üç gün boyunca …”
Bu Ayıp büyüktür…
Geçiştırilmemeli…
Hacıbektaş’a Abdallar
hele hele ABDAL Kadınlar gelmez ise,
fukara kalır Anma etkinlikleri …
Üç beş politikacı ile başbaşa kalır Hacıbektaş…
Beldiye Başkanına, Ulusoy Ailesine ,
Gönlü Sevgi dolu Postnişini Veliyettin Ulusoy Dedemize sesleniyorum…
O Kadınları Hacıbektaş’a davet edin…
Cem tutulsun …
O “Dede”yi de çağırın
Cem’e…
Dara kaldırın…
ABDAL Kadınlar Davacı.
Kadınlar Davacı…
Biz de…
Hacıbektaş Veli Dostluk ve Barış ödülünü bir KADIN’a,
Yaşar SEYMAN’a, verilmesi çok olumlu…
Aynı zaman diliminde ABDAL Kadınlara yapılan saldırı, en çok O ödülü ve Ödülü alan Yazarımız Yaşar Seymanı da incitmiştir, şüphesiz…
YOL’un gereği yapılması dileğiyle…
*
Nesimi söylemiş, ABDALLAR yaşıyor:
“Bir acayip derde düştüm herkes gider kârına,
Bugün buldum bugün yerim Hak kerimdir yarına,
Zerrece tamahım yoktur şu Dünya varına,
Rızkımı veren Huda´dır kula minnet eylemem…”
Necati Şahin
(28.08.2021)
Sevgili Canlar, yoluna ve ikrarına bağlı olan her Alevi kendisini Alevi Haber Ağı’nın doğal bir muhabir olarak görmelidir.
Oturduğu mahallede, okuduğu okulda, çalıştığı iş yerinde, üyesi olduğu Cemevi’nde ve sokakat haber niteliği taşıyan her durmla ilgili bize görsel veya yazılı haber göndermelidir.
Bu istemimiz Alevi kurum yöneticilerimiz içinde geçerlidir.
Alevi Haber Ağı: Gerçekleri yazacak… Geçekler yazılırken sende katkını sun can…
Saygılar, sevgiler