Alevi Haber Ağı

Alevi Haber Ağı Web Sitesi

HAKSIZLIKLARA BOYUN EĞMEYECEĞİMİZİ, SUSMAYACAĞIMIZI BİR KEZ DAHA İFADE ETTTİK

-Erdal Yıldırım –

2015 – 2018 yılları arasında yapılan sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek aleyhimde açılan davada benim ve avukatlarımın savunması sonrasında, savcılığın talebi doğrultusunda “Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti”, esas hakkında mütalaasını açıklamak üzere dosyayı savcılığa gönderip duruşmayı da 4 Kasım 2021 saat 11:15’e erteledi.

İddianamede yer alan ve suç olarak değerlendirilen “Afrin yalnız değildir” paylaşımıyla Suriye’deki IŞİD katliamlarını protesto ettiğimi, bunun insani ve vicdani bir refleks olduğunu, yaşanan zulme bir tepki olduğunu ifade ettim.

İbrahim Kaypakkaya’nın Çorum’da mezarı başında anılmasının suç ve suçluyu övmek, terör örgütü propagandası olduğu iddiasına karşı da, ben 2 Temmuz 1993’te Sivas Katliamı’ndan sonra İstanbul Kadıköy’de kurulan Pir Sultan Abdal Kültür Derneğinin (PSAKD) kurucularından ve yıllarca bu şubede yöneticilik yaptığımı, aynı zamanda 4 yıl da PSAKD MYK üyesi görevini yerine getirdiğimi, kendimi bir Alevi aktivisti, aydını olarak gördüğümü de ekledim. Bu bağlamda 2 Temmuz Madımak anmasından sonra 1980 yılında Çorum Katliamında yaşamını yitirenleri anmak üzere Çorum’a gittiğimizi, oraya gittiğimizde de kitlesel olarak 1973 yılında Diyarbakır cezaevinde öldürülen / yaşamını yitiren 68 gençlik önderlerinden İbrahim Kaypakkaya’nın mezarını da ziyaret ettiğimizi ve mezar başında fotoğraf çektirdiğimizi beyan ettim. Kaypakkaya’yı anmanın suç olduğunu düşünmüyorum. Kaldı ki, Kaypakkaya, mahkemeye çıkarılmamış, hakkında bir mahkeme ve yargı kararı yoktur. Üstelik Alevi kökenlidir. Onun kurduğu iddia edilen herhangi bir örgüt ile bağım yoktur. Yalnızca kurucusu olduğum – üyesi ve yöneticiliğini yaptığım PSA örgütü ile irtibatım vardır. Ben iddianamedeki örgüt ile ilgili bir propaganda yapmadım.

Dünya Kobane Günü paylaşımı ile de selefist, paramiliter çete olan IŞİD’in Kobane’deki zulmüne ve katliamlarına karşı çıktım. Kadın ve kızların esir alınıp pazarlarda satılmasına karşı fikir beyan ettim.

Muş Varto’da öldürülen kadının cesedinin sokakta ifşa edildiğini gördüm. Bunun bir insanlık suçu olarak gördüm ve ona dair paylaşım yaptım” şeklinde konuştu.

“BİZ ALEVİLER, DÜNYANIN NERESİNDE OLURSAK OLALIM HER ZULME HAKSIZLIĞA KARŞI ÇIKARIZ”

Ben bir Alevi ve sol dünya görüşüne sahip bir birey olarak dünyanın neresinde olursa olsun yaşanan zulme ve haksızlığa karşı tepki gösteririm. Bu Alevi inancının ve inandığım sol değerlerin gereğidir. Ben paylaşımlarımda, herhangi bir örgütün propagandasını yapma amacım yoktur, olmamıştır. Yapılan paylaşımlar ifade özgürlüğüdür” şeklinde konuştum…

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Zeynel Özen, Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu (AABK) Onursal Başkanı Turgut Öker, Dersim Dernekleri Federasyonu (DEDEF) yöneticileri, Koçgiri Kültür Derneği yöneticisi – yazar Gültekin Uçar, Yazar Temel Demirer, Hubyar Alevi Kültür Derneği yöneticileri, DAD Yöneticisi İmam Balsever, PSAKD Beyoğlu şube başkanı Erdal Baba, Ressam Mualla Coşkun, Yazar Mehmet Kabadayı ile çok sayıda kişi katıldı.

AVUKAT KAYA: DAVALAR, İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNÜ ENGELLEMEK AMACIYLA AÇILMIŞTIR

Avukat Onur Şahin Kaya ise usule uygun açılmış bir iddianame ve davanın olmadığını söyleyerek, “Yargılama yapılabilmesi için iddianame ile önünüze usulüne uygun dava getirilmeli. Beş paylaşım yazılmış. İddianamede bize sanığın hangi fiiliyle kanundaki suçu işlediği anlatılmamış. Biz şu anda davasız yargılama yapıyoruz. Usule uygun açılmış bir iddianame ve dava yoktur. Beraat kararının verilmesini istiyoruz. Bu davalar özü itibarıyla ifade özgürlüğünü engellemek amacıyla açılmıştır. Delil toplama usulü de kanuna aykırıdır” diye konuştu.

Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, esas hakkında mütalaasını açıklamak üzere dosyayı savcılığa gönderirken; bir sonraki celseyi 4 Kasım 2021 günü saat 11.15’e erteledi.

“SAVUNDUĞUMUZ DEĞERLERDEN VAZGEÇMEYECEĞİZ”

Duruşmanın ardından adliye önünde açıklama yapan Erdal Yıldırım, “Düşünce özgürlüğünü ifade etmek isteyen kişilere karşı bir baskı, sindirme davasıydı bu. Aleviler, daima mazlumdan, ezilenden yana olmuştur. Bizlerin susturulması bugüne kadar gerçekleşmedi. Bundan sonra da gerçekleşmeyecek. Savunduğumuz değerlerden vazgeçmeyeceğiz” dedi.

HDP İstanbul Milletvekili Zeynel Özen de, “Bugünkü davanın hangi mantıkla açıldığı belli. Muhalif olan herkesi susturmak istiyorlar. IŞİD’in katliamlarına ses çıkarmamak insanlık suçudur. Erdal Yıldırım, örgüt propagandası yapmamıştır. Talimatla davalar açılıyor. Turgut Öker’in de sayısız duruşması görüldü. Yapılan zulümlere sessiz kalmak Alevi inancına sığmaz. Aleviler mazlumun yanındadır. Katilleri savunmak mahkemelerin görevi olmamalı” diye konuştu.

“ELİNDE İNSAN KANI OLANLAR YARGILANMAZKEN, BARIŞ İSTEYENLER YARGILANIYOR”

Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu (AABK) Kurucu Başkanı Turgut Öker ise şunları söyledi:

“Elinde insan kanı olanlar yargılanmazken, barış ve kardeşlik için mücadele edenler yargılanıyorsa; yargılanan zihniyetin neye hizmet ettiğini açık şekilde görüyoruz. Korkan bir toplum yok. Bizi yargılayanlar yargı karşısında hesabını verecekler.”

Yazar Temel Demirer de, Yıldırım’ın, iddiası olmayan bir iddianame ile yargılandığını belirterek, “Boş bir kağıt ile yargılanıyor. Böyle hukuk olmaz. Fikirle, inançla, iradeyle uğraşmayın. Katiller, yolsuzlar, hırsızlarla uğraşın. Hukuku komediye çevirmeyin” ifadelerini kullandı.

Demokratik Alevi Derneği’nden (DAD) İmam Balsever de davayı, “Amaçları düşünce özgürlüğünü yargılamaktır” şeklinde değerlendirdi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir