Alevi Haber Ağı

Alevi Haber Ağı Web Sitesi

FEDA:MARAŞ, ROBOSKİ VE CEZAEVLERİ KATLİAMLARINI UNUTMADIK, UNUTMAYACAĞIZ!

Demokratik Alevi Federasyonu (FEDA), 19 Aralık 1978’de startı verilen ve bir hafta süren; dernek ve parti binalarının yanı sıra en az 210 ev ve 70 iş yerinin yakılıp yıkıldığı; tanıklardan Hamit Kapan’ın “Resmi ölü sayısı olan 111’in üzerine bin daha koymak lazım. Hastane morgunda ölenlerin ayak uçlarına numara veriyorlardı. Biz en son 1306’ncı sayıyı görmüştük” diye anlattığı; Alevi ve Kürt nüfusun neredeyse yüzde 80’inin yerinden edildiği Maraş Katliamı’na, 19 Aralık 2000 yılında ‘Hayata Dönüş’ adı altında yapılan cezaevleri katliamı ve 28 Aralık 2011’de çoğu çocuk 34 Kürdün katlettiği Roboski Katliamı’na ilişkin yazılı bir açıklama yaptı.

 “ Tekçi, inkârcı ulus devletin tarihi katliamlar ve soykırımlar tarihidir” ifadelerinin yer aldığı açıklamanın devamında, şunlar kaydedildi:

”Ulus devletin Türkçü- İktidar İslam’cı zihniyeti, Türkiye’ nin çoklu kimliğini ve çoklu kültürünü yok etmek üzere 1915’ ten başlayarak Mezopotamya’ nın kadim halklarına ve inançlarına soykırımı yaşatır. Koçgiri ve Dersim soykırımı ile ortadan kaldıramadığı Kürt Alevilerine dönük sürekli katliamlar uygulamış, bunu tamamlayamadığı görev olarak bilmiş, katliamcı zihniyetini hep sürdürmek istemiştir” denildi.

Tekçi, inkârcı ulus devletin tarihi katliamlar ve soykırımlar tarihidir. Ulus devletin Türkçü- İktidar İslam’cı zihniyeti, Türkiye’ nin çoklu kimliğini ve çoklu kültürünü yok etmek üzere 1915’ ten başlayarak Mezopotamya’ nın kadim halklarına ve inançlarına soykırımı yaşatır.
Koçgiri ve Dersim soykırımı ile ortadan kaldıramadığı Kürt Alevilerine dönük sürekli katliamlar uygulamış, bunu tamamlayamadığı görev olarak bilmiş, katliamcı zihniyetini hep sürdürmek istemiştir.
Sürdürmek istediği katliamlardan biride Aralık 1978’ de Maraş’ ta Kürtlere, Alevilere ve devrimcilere dönük yaşatılan katliamdır. 19-26 Aralık arasında bir hafta boyunca devletin denetimi ve organizasyonu ile devam eden Maraş katliamında, yüzü aşkın Alevi, Kürt ve devrimci katledildi. Mal varlıklarına el konuldu, evleri ve işyerleri yakıldı, tahrip ve yok edildi. Çocuk, kadın, yaşlı hasta demeden Alevi, Kürt ve devrimciler vahşice ve barbarca katledildiler. Katliamın failleri ve suçluları cezasızlıkla ödüllendirilirken mağdur Kürt Aleviler sanık sandalyesine oturtuldu.
19/26 Aralık arasında devam eden bu etnik ve dini arındırma bir soykırımdır. Devletin Kürtlere, Kürt Alevilerine ve devrimcilere dönük bitmeyen şuç pratiğidir. 1915’ te Ermenileri, Süryanileri, Êzidî ve Rumları etnik ve dinsel temizliğe tabii tuttuktan sonra yönünü Kürtlere ve Kürt Alevilerine çeviren devlet, Alevileri ve Kürtleri Maraş’ tan sürmek ve ortadan kaldırmak amacıyla 1978’de soykırımı gerçekleştirdi. 1978 Maraş kırımı, 1915 Ermeni, Êzidî ve Süryani soykırımı ile başlayan halklar ve inançlar soykırımının devamıdır.
Bugün aynı politikalar farklı yol ve yöntemlerle sürdürülmektedir. Tekçi, inkârcı devlet, sonrası süreçlerde de etnik temizlik amacıyla Kürt Alevilerin yaşadığı bu coğrafyaya cihadistleri yerleştirmiş, Kürt Alevilerine zoraki göçertmeyi dayatmıştır.
2011 yılında Roboski’ de Kürt gençlerinin Türk devletinin savaş uçaklarıyla katledilmesi bu soykırımcı politikanın devam ettiğini göstermektedir. Temel yaşam ihtiyaçlarını karşılamaktan başka hiçbir amacı olmayan 34 Kürt genci, yüreklerinde taşıdıkları umut ve hayalleri ile birlikte savaş uçaklarıyla bombalamak, Kürtlere ve Kürt Alevilerine devletin reva gördüğü soykırım uygulamasıdır.
Tekçi, inkârcı ve katliamcı Türk ulus devleti, Kürtlerin, Alevilerin, devrimcilerin ve demokrsi güçlerinin haklı mücadelesini her seferinde katliam ve soykırımlarla bastırmayı görev bilmiştir. İnkârcı devlet, bu tekçi zihniyeti sonucu toplumun her kesimine birden fazla katliam ve telafisi zor travmalar yaşatmış, yaşatmaktadır.
Devlet, doğrudan sorumlusu olduğu bütün katliamların üstünü örtme becerisi ile bu soykırımcı uygulamalarını hep inkâr etmiştir. Böyle olduğu içindir ki hem Maraş kırımının, hem Roboski katliamının, hem de cezaevi katliamının üstünü örtmeye, yargılama adı altında katliamın faillerini korumaya, katliamcı politikaları aklamaya çalışmıştır. Maraş katliamında da gerçek katliamcıların yerine piyonlar ve daha vahim olanı gerçek mağdurları katliamcı gibi yargılamış, kendisini aklamaya çalışmıştır. Roboski katliamında da katledilen Kürtlerin ailelerini yargılayarak soykırımcı zihniyetini gizlemeye çalışan devlet, güvencesinde olan siyasi tutsakları da “hayata dönüş operasyon” diyerek katletmiştir.
Maraş, Roboski, cezaevleri ve diğer bütün katliamların acılarını yaşayan halklar ve inançlar olarak bu acıları asla unutmadık, unutmayacağız. Yaşatılan bunca acıdan umutsuzluk değil, hesap sorma bilinci ve kararlılığı ile Kürtler, Aleviler ve devrimciler olarak mücadeleyi büyütecek ve halklarımızı özgür yaşam ile buluşturacağız. Dünden bugüne yaşatılan katliam ve soykırımların hesabını sormaya, devleti hesap veren, özür dileyene kadar haklı mücadelemizi sürdüreceğiz.
Bu katliamların hesabını sorma iradesi ve isteği en sağlam dayanağımız, en temel güç kaynağımızdır. Herkes iyi bilsin ki halklarımızın örgütlü gücü, bu katliamcı/soykırımcı düzeni de bu düzenin bütün güç odaklarını da affetmeyecek, katliamların hesabını soracaktır. Bu inanç ve kararlılıkla soykırımcı, katliamcı sisteme karşı daha çok örgütlenerek, daha çok direnerek ve daha çok mücadele ederek kazanacağız diyoruz.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir