AABF:8 Mart umudumuza, emeğimize,sesimize farklılık ve benzerliklerimize,kız kardeşlerimize sahip çıkmanın onuru olsun!

”Yaşadığımız iki büyük depremin ve artçılarının sonucunda çok acı kayıplar yaşadık.

Sadece bu deprem felaketi miydi bizi yakıp yıkan yoksa sistemin ta kendisi miydi…

Evet çok acı kayıplar yaşandı bunların çoğunluğunu maalesef kadınlar ve çocuklar oluşturmakta.

Sistemin yarattığı çaresizliği ve acıya herbirlikte tanık olduk.

Ondandır ki öfkemiz acımız….

Bunca acıya rağmen yaşamı var edebilmek adına her koşulda susuzluğa,açlığa,kış koşullarına göğüs geren yaşama tutunmaya çalışan kadınlarımızın mücadeleleri önünde saygı ile eğiliyoruz.

Bizlere bu yaşanan felaket bir kez daha hatırlattı ki yaşadığımız tüm acılar ortak bu sebeple bugüne ve yarınlarımıza daha sıkı sahip çıkıp kenetlenmeliyiz.

Bizler Alevi kadınları olarak depremin ilk gününden bu yana din,dil,ırk ayrımı yapmaksızın orada ki canların yaralarını sarmaya,orada ki kız kardeşlerimiz ile depremin ve sistemin yarattığı enkazdan çıkmak için dayanışma içerisinde olmaya devam ettik,edeceğiz.

Kadınlar 8 Mart dünya emekçi kadınlar günü vesilesi ile Avusturya Alevi Birlikleri Federasyonu olarak yitirdiğimiz canlarımızı saygı ile anıyoruz.

Sizlerle dayanışma içerisinde olduğumuz için onur duyuyoruz.

Mücadeleniz mücadelemizdir.

8 Mart 1957’de New York’lu dokuma işçilerinin yaktığı ateş dünyayı sararken,kadın ateşi tanıdığından bunu bırakmamak üzere sarılı ona.

Bu öyle bir sarılma ki kadın zincirlenmiş bedenini fark edip bir bir kırmaya yemin etti.

Bu direniş dünyanın her yerine yayılırken ve bütün devrim ve özgürlüklere önderlik yaparken Clara Zetkin 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününü verilen bedellerden yol alıp taçlandırdı.

Burdan Clara Zetkin ve toprağa düşen kadınlarımızın önünde saygıyla eğiliyoruz.

Kadının bilinçlenmesi demek ;yaşadığı acıların nedenlerini sorgulamaya başlaması ,bu acılara neden olanlara cephe alması ve safını belirlemesi demektir.

Göğün yarısını omuzlarında taşıyan cesur,dimdik ayakta duran Clara Zetkinlerden,Rozalara ve Plaza de Mayo Annelerinden bu yana süre gelen mücadeleyi omuzlayan siz değerli kadın arkadaşlarımızı yoldaşlarımızı bu günün anlam ve derinliği ile kucaklıyoruz.Kan ve gözyaşının kadın bedeninden sıyrılacağı günlerin Özlem’i ve dünyanın dört bir tarafında direnen kadınların iradesi ile her yıl olduğu gibi bu yılda mücadelenin bir parçası olup yaşamın içerisinde var olabilme mücadelesi veren kadınların sesine ses olabilmek bizler için bir onurdur.

Kadının bilinçlenmesi ve mücadeleye katılması demek,egemenlerin ömrünü uzatan feodalizmin ötekileştirilenlerin zincirlerini bir bir kırması demektir.

Etnik kimlikler üst kimlikler hangi kimliğe sahip olursak olalım Özgür ve eşit değiliz.

Asla vazgeçmememiz gereken hedefimiz eşitlik ve özgürlük olmalı.Özgürlüğü de,yaşamayı da hak eden insanlarız.Katliamlara karşı isyandayız.New York’lu tekstil işçisi kadınların yaktıkları meşalenin ateşini harlandırmak bu uğurda toprağa düşenlerimizin bayrağını teslim almak onlara layık olmak anmak ve yaşatmakta ancak gücümüzü büyüterek,kadınların eşitlik,özgürlük mücadelelerini güçlendirmekle mümkün olacaktır.Yalnız 8 Martlarda değil bütün hukuksuzluklara,kadın katliamlarına,kadına yönelen şiddete,doğa,hayvan katliamlarına,çocuk istismarlarına karşı sesimizi isyan ateşi ile yükseltelim..!!

Kendimize inanalım güvenelim çünkü biz kadınlar çok güçlüyüz.Gücümüzün farkına varalım.

Kapitalizmin patriyarkanın zulmünden krizinden korkmayalım.Bu baskılara karşı sesinizi sesimize katalım,çığlıklarımızı birleştirelim.Kapitalizmin yarattığı krizi bizlere ödetmelerine izin vermeyelim,vermeyeceğiz..!!

Sorunu,dili,gözyaşı,çığlığı dünyanın heryerinde aynı olan kadınlar ; 8 Mart umudumuza, emeğimize,sesimize farklılık ve benzerliklerimize,kız kardeşlerimize sahip çıkmanın onuru olsun.Korkak değil direnenler olsun adımız.Onurlu bir yaşam için örgütlü kadın gücü olsun geleceğimiz.

ŞAN OLSUN 8 MART DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR DÜNÜ

YAŞASIN KADIN DAYANIŞMASI”