AAGB: ”Nasıl ki cemlerimizin kilidi kapıcılar ise, toplumumuzun koruyucu ve kurtarıcısı kadınlardır!”
Avrupa Alevi Gençleri Birliği ( AAGB) ” 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü” doyayısıyla yazılı bir açıklama yaptı.
Alevilerin ve Alevi kurumlarının, kadın konusunda Alevi öğretisinde de belirttiği gibi her alanda eşitliği sağlamayı önüne temel bir hedef olarak koymasının önemli olduğuna vurgu yapılan açıklamada, tam eşitliğe ulaşana kadar adımların hızlanması gerektiği ve cinsiyet, cinsel kimlik, cinsiyet rolleri, cinsel tercih ve cinsel yönelim konularında derinleşmenin önemli olduğu belirtilmektedir.
”Kilise ve Mirabal Kardeşler!”
”Yıl 1960, yer Dominik Cumhuriyeti. 1930’da ülke yönetimini ele geçiren Rafael Trujillo diktatörlük yönetimini sürdürüyordu” ifadeleriyle başlayan açıklamanın devamında, şu ifadeler yer alıyor:
Dominik Cumhuriyeti’nin Cibas bölgesinde dünyaya gelen ve Mirabal Kardeşler olarak tanınan üç kızkardeş Patria, Minerva ve Maria Teresa, eşleriyle birlikte Trujillo diktatörlüğüne karşı mücadele veriyordu. Patria 1960 yılının Haziran ayında Clandestine Hareketini kurdu ve diğer kız kardeşler de bu harekete katıldı. Sembol haline geldikleri diktatörlük karşıtı mücadelelerinin çeşitli zamanlarında ağır baskılara maruz kaldılar ve hapis cezalarına çarptırıldılar. 1960 yılının Kasım ayı başlarında Trujillo ülkede iki tehlikenin varlığından söz etti: Kilise ve Mirabal Kardeşler!
”Tarih 25 Kasım 1960’dı. ”
Üç kızkardeş tecavüz edilip öldürüldüler. “Araba kazasında” öldükleri duyuruldu. Mirabal kardeşlerin öldürülmesinden bir yıl sonra Trujillo karşıtı hareket, diktatörlüğün sona ermesini sağladı.
Mirabal kız kardeşlerin anısı, özgürlük ve insan hakları için verdikleri mücadele, dünyada insan hakları savunucuları ve kadın hareketleri için bir sembol haline geldi. 1999 yılında Birleşmiş Milletler, 25 Kasım’ın “Kadına Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılması için Uluslararası Mücadele Günü” olarak benimsenmesini karar altına aldı. Kadına yönelik şiddet, toplum içinde ya da özel hayatta cinsiyete dayalı olarak kadının fiziksel, cinsel ve psikolojik zarar görmesi ve/veya acı çekmesi ile sonuçlanan ya da bu tür sonuçlara yol açabilecek olan tehdit, baskı ve özgürlüğün keyfi olarak engellenmesini kapsamaktadır.
Bugün kadınlar, kapitalist, patriarkal ve feodal sistemlerin yaratmış olduğu eşitsiz koşullarda yaşamaktadırlar. Cinsel, fiziksel, ulusal, inançsal ve sınıfsal gizli veya aleni ayrımcılığa maruz kalmaktadırlar. Eşit işe eşit ücret alamamaları yetmiyormuş gibi; herhangi bir kriz anında da ilk işten çıkarılanlar olmaktadırlar. En yakınları tarafından cinsel, fiziksel veya psikolojik baskılara maruz kalıyor, öldürüyorlar. Konuştuğu dili nedeniyle ırkçılığa, inandığı değerlerden dolayı da ayrımcılığa ve asimilasyona maruz kalmaktadırlar.
Aleviler ve Alevi kurumları, öğretisinde de belirttiği gibi her alanda eşitliği sağlamayı önüne hedef olarak koymuş ve bunun için çeşitli adımlar atmaktadır.
Ancak tam eşitliğe ulaşana kadar adımların hızlanması gerektiği ve cinsiyet, cinsel kimlik, cinsiyet rolleri, cinsel tercih ve cinsel yönelim konularında derinleşmelidir. Ayrıca şiddetin her türlüsüne sıfır tolerans ilkesiyle hareket etmeli ve kadın örgütlenmelerinin kurulmasında teşvik edici olmalıdır. Bunun yanısıra varolan kadın birliklerimizin önündeki engellerin sebebi olmamalı bilakis omuz omuza mücadelenin bir parçası olmalıdır.
Alevi toplumu her ne kadar özgün ve çağdaş bir felsefeye sahip olsada, küresel sistemin kimi etkilerinin üzerine sinmesine engel olamamıştır.
Diğer toplumlarla olan etkileşimden de kaynaklı olarak hem Alevilik ile hem de akıl/mantık ile çelişen bazı yaklaşımlar yaşam bulmuştur. Bu çağdışı yaklaşımlarla mücadeleyi elden bırakmamalı ve doğruyu yüksek sesle dile getirme düsturundan vazgeçmemeliyiz.
Keza, içinde yaşadığımız ülkelerde diğer kadın ve kadın hakları savunucuları ile bir araya gelerek güç birlikleri, deneyim aktarımı ve ortak kampanyalar oluşturulmalıdır.
Kadınlar her işi yapacak güce, kudrete ve liyakate sahiptir. İçinde yaşadıkları sistem, onlara ikinci sınıf insan muamelesi yaparken kurumlarımızın eşit temsiliyet ilkesinden gram taviz vermemesi gerekmektedir. Bu eşitsiz koşullardan dolayı kadınlar/kadın birlikleri arasında olumsuzluk veya güvensizlik aşılamak yerine tam eşitlik sağlanana kadar pozitif ayrımcılık uygulanmalı ve teşvik edici olunmalıdır. Kadının ana olduğu, pîr olduğu, zakir olduğu unutulmamalı, aksi davranışların inanç ile ters düşeceği gözden kaçırılmamalıdır.
Nasıl ki Cemlerimizin Kilidi Kapıcılar ise, Toplumumuzun Koruyucu ve Kurtarıcısı Kadınlardır!
Kadınların öldürülmediği, herhangi bir şiddete maruz kalmadığı, ayrımcılık ve baskı görmediği, eşit ve özgürce yaşayabilecekleri Rızalık Şehri’ne olan inancımız ve özlemimizle…
Gerçeklerin devr-i devranına…
Aşk ile.”
AAGB YK
Sevgili Canlar, yoluna ve ikrarına bağlı olan her Alevi kendisini Alevi Haber Ağı’nın doğal bir muhabir olarak görmelidir.
Oturduğu mahallede, okuduğu okulda, çalıştığı iş yerinde, üyesi olduğu Cemevi’nde ve sokakat haber niteliği taşıyan her durmla ilgili bize görsel veya yazılı haber göndermelidir.
Bu istemimiz Alevi kurum yöneticilerimiz içinde geçerlidir.
Alevi Haber Ağı: Gerçekleri yazacak… Geçekler yazılırken sende katkını sun can…
Saygılar, sevgiler