Tülay Hatimoğulları Berlin’de: Barışı Her Şeye Rağmen Sağlayacağız
⌈Haber Merkezi⌉ DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, Almanya’nın başkenti Berlin’de düzenlenen Türkiye Barış Konferansı’nda yaptığı konuşmada, Türkiye ve Ortadoğu’da barışın öncelikli toplumsal ihtiyaç olduğuna dikkat çekti. Hatimoğulları, demokratikleşme sürecinin ertelenemeyeceğini vurgulayarak, “Barışı her şeye rağmen sağlayacağız” dedi.
Alevi Toplumu – Berlin Cemevi’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen konferans, Türkiye’de süregelen çatışma ortamına ve bölgede artan savaş tehditlerine karşı barış perspektifini yeniden tartışmaya açtı. Etkinliğe çok sayıda akademisyen, siyasetçi, sivil toplum temsilcisi ve barış aktivisti katıldı.
Konferans, Alevi kurumlarının ve demokratik kitle örgütlerinin ortak çağrısıyla “Türkiye’de Toplumsal Barışın İnşası” temasıyla düzenlenirken, salonda sık sık “Barış hemen şimdi” ve “Birlikte yaşam mümkün” sloganları atıldı.
Demokratik Türkiye’yi İnşa Etmek Zorundayız
Tülay Hatimoğulları konuşmasında, dünyada ve bölgede artan savaş ihtimaline karşı konferansın tarihsel önemine dikkat çekti. Türkiye barışının aynı zamanda Suriye ve Ortadoğu barışıyla doğrudan ilişkili olduğunu vurgulayan Hatimoğulları, şunları söyledi:
“Kürt barışını savunuyoruz ancak bu tek başına yeterli değil. Demokratik Türkiye’yi inşa etmek zorundayız. Demokratik cumhuriyetin inşası için elimizden gelen her türlü çabayı sarf etmek, toplumun demokratikleşmesi için bütün enerjimizi ortaya koymak zorundayız.”
Hatimoğulları, demokratik bir anayasa ve eşit yurttaşlık temelinde barışın mümkün olabileceğini vurguladı.
Aleviliği Devletin Sınırları İçinde Hapsetmek İstiyorlar
DEM Parti’nin süreç boyunca 100’ün üzerinde Alevi kurumu ile görüşmeler yaptığını belirten Hatimoğulları, bu diyalogların sürdüğünü ifade etti. AKP iktidarının sadece Kürtleri değil, farklı inanç ve halkları da hedef aldığını vurgulayan Hatimoğulları, şöyle konuştu:
“AKP sadece Kürt’le uğraşmıyor; farklı halklar ve inançlardan olan bütün kesimlere dönük tekçi bir yaklaşım içindedir. Hem etnik anlamda hem de din ve mezhep anlamında tekçi bir anlayışla hareket ediyor. Bugün devletin Aleviliği oluşturulmaya çalışılıyor. Aleviliği devletin sınırları içinde hapsetmek için çok ciddi adımlar atıyorlar.”
Alevilerin hem Türkiye’de hem de Suriye’de maruz kaldıkları katliamları ve baskıları hatırlatan Hatimoğulları, “Alevi canlarımız başta olmak üzere bütün halkların eşit yurttaş olarak yaşayabileceği bir demokratik zemin için mücadelemizi sürdürüyoruz” dedi.

Artık Yasal ve Hukuki Düzenlemelere Gidilmeli
Barış ve Demokratik Toplum Süreci’ne ilişkin gelişmeleri değerlendiren Hatimoğulları, sürecin artık yalnızca çağrılarla değil, somut yasal ve anayasal adımlarla ilerlemesi gerektiğini söyledi.
“Bize göre artık yasal ve hukuki düzenlemelere gidilmeli. Burada kastedilen somut olarak özgürlük yasaları ve demokratikleşme yasalarıdır. Türkiye’nin toplumsal barışını ancak böyle bir çerçeve sağlayabilir.”
Hatimoğulları, siyasi tutsaklar için yasal düzenlemelerin acilen yapılması gerektiğini belirtti.
Algı Yönetimine Karşı Yan Yana Durmalıyız
Hatimoğulları konuşmasında, Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ ve diğer Kobanê tutsakları ile tüm siyasi mahkûmların bir an önce serbest bırakılması gerektiğini belirterek, “Önder Apo’nun ilk mektup gönderdiği kişilerden biri Selahattin Demirtaş’tır, diğeri Figen Yüksekdağ’dır” dedi.
“Algı yönetimine karşı güçlü bir dayanışma hattı örmeliyiz” diyen Hatimoğulları, barış mücadelesinin ancak birlikte direnişle mümkün olacağını vurguladı.

Barışı Her Şeye Rağmen Sağlayacağız
Tülay Hatimoğulları, tüm muhalefet partileri, sendikalar, kadın ve gençlik hareketleri, demokratik kitle örgütleri ile birlikte hareket etmeye hazır olduklarını belirterek, şöyle konuştu:
“Hep birlikte kazanacağız. Barışı her şeye rağmen sağlayacağız. Akan kanı hem Türkiye’de hem Suriye’de hem de bölgede durduracağız. Bu ülkede barışın dili yeniden kurulacak, biz bu sürecin örgütleyicisi olacağız.”
Berlin’de Barışa Dair Umut Yeniden Filizlendi
Berlin’deki konferans, diaspora toplumu için de önemli bir buluşma oldu. Alevi Toplumu – Cemevi’nin ev sahipliği, Alevi kurumlarının barış sürecine dahil edilmesi açısından katılımcılar tarafından anlamlı bir adım olarak değerlendirildi.
Etkinlik boyunca söz alan konuşmacılar, Türkiye’deki baskı politikalarına, cezaevlerindeki hak ihlallerine ve siyasal kutuplaşmaya dikkat çekerek, barışın toplumsal bir talep haline getirilmesi gerektiğini vurguladı.
Konferans sonunda “Barışın tarafları halklardır, barışın zemini demokrasidir” mesajı öne çıktı.





Sevgili Canlar, yoluna ve ikrarına bağlı olan her Alevi kendisini Alevi Haber Ağı’nın doğal bir muhabir olarak görmelidir.
Oturduğu mahallede, okuduğu okulda, çalıştığı iş yerinde, üyesi olduğu Cemevi’nde ve sokakat haber niteliği taşıyan her durmla ilgili bize görsel veya yazılı haber göndermelidir.
Bu istemimiz Alevi kurum yöneticilerimiz içinde geçerlidir.
Alevi Haber Ağı: Gerçekleri yazacak… Geçekler yazılırken sende katkını sun can…
Saygılar, sevgiler