Depremde İnsanlık Sınavı: Yardımı Egoya Alet Edenlere Yazıklar Olsun
⌈Kenan Küçük⌉
Yazıklar olsun!
İnsanlara ulaştırılan yardımları, pay edilen lokmaları; sırf muhalefet ediyorum görüntüsü vermek için çarşaf çarşaf sosyal medyada paylaşanlara ve bu paylaşımlara alkış tutup şakşakçılık yapanlara yazıklar olsun. Bu Yol’u, bu acıyı ve bu dayanışmayı kendi egolarına alet etmeye kalkışanlara yazıklar olsun.
Depremin en ağır günlerinde, Avrupa Alevi örgütlenmesi depremden mağdur olan canları soğuktan koruyabilmek için gece gündüz sahadayken, bazıları sıcak evlerinde oturup sosyal medya üzerinden sözde “kalite kontrolü” yapma derdine düşmüştür.
Acısı henüz dinmemiş, yüreği tükenmiş insanların çaresizlik döneminde, birileri ne yazık ki yardım çadırlarını ve lokmaları, insanların yaşadığı acıyı ve çaresizliği kullanarak Avrupa Alevi örgütlenmesini ve yöneticilerimizi hedef almak için devreye sokmuştur.
İnsanlar enkaz altında sevdiklerini ararken, toprağa sırlamak için kefen dahi bulunamazken, sahte isimler ardına saklanan kişiler klavye başında oturup utanmadan “küçük lokma–büyük lokma”, “kaliteli çadır–kalitesiz çadır” tartışması yapmayı tercih etmiştir. Yardım, dayanışma ve vicdan. kimi çevreler için ne yazık ki bir saldırı aracına dönüştürülmüştür.
Yetmemiş…
Depremzede canların en çaresiz anlarını, verilen yardımlar üzerinden sosyal medyada paylaşarak kendi sözde muhalefetlerine malzeme etmeye kalkışmışlardır. Hesaplar yapılmış, planlar kurulmuş, ama evsiz kalan insanlar hiç düşünülmemiştir. Gelecekte işlerine yarar diye, çadırları ve depremden mağdur olan canları fotoğraf karelerine sığdırma derdine düşmüşlerdir.
Sahte hesaplar açarak Alevileri ve depremde verilen hizmetleri itibarsızlaştırmaya çalışan bu yüzü maskeli kişilerin, isimleri gibi iddiaları, yazıları ve vicdanları da sahtedir.
Çadırın bulunamadığı, insanların soğukta ve yağmurda evsiz kaldığı bir ortamda; çadırın kumaşını sorgulamak hangi vicdana sığar? Kefenin dahi bulunamadığı bir depremde kıvranan canları görmezden gelip, çadır üzerinden AABK’ye, AABF’ye ve Avrupa’daki Alevi örgütlülüğüne itibar suikastı yapmaya kalkışmak ancak ahlaki bir çöküşün göstergesidir.
Sormak gerekir:
Siz o çadırın içine girdiniz mi?
Depremzedeleri dinlediniz mi? Lokma paylaştınızmı?
Soğukta, yağmurda evsiz kaldınız mı?
Donarak yaşamını yitiren canlara tanık oldunuz mu?
Yoksa bütün bu acılar yaşanırken, sosyal medyada yarın kendimi nasıl öne çıkarırım hesabı mı yapılıyordunuz?
Deprem, kimin insanlık sınavını verdiğini, kimin felaketi kendi çıkarına çevirmeye çalıştığını açıkça göstermiştir. Bu tablo ne unutulur ne de üzeri örtülür.
Siz çadırın dışıyla ilgilendiniz, bu yüzden içinde yaşanan acıyı bilemezsiniz. Avrupa Alevi örgütlenmesi ise çadırın içindeydi. Evsiz kalan canların derdini dinledi, lokmasını paylaştı, yarasını sarmaya çalıştı. Başta AABK ve Avrupa’daki Alevi kurumlarının emeğini çadır tartışmalarıyla yok sayabileceğini düşünenler büyük bir yanılgı içindedir.
Çadırın içinde ısınan canlar bilir o hizmetin değerini. Yapılan yardımı deprem bölgesindeki mağdur canlar bilir. Dağın tepesinde evine lokma ulaşan Ali Amca bilir. Şehrin merkezinde evsiz kalan can bilir çadırın kıymetini. Defteri göçük altında kalan öğrenciler bilir. Ailesini kaybetmiş üniversite gençleri bilir. Duvarları yıkılmış cemevleri bilir. Sazı enkaz altında kalan can, Alevilerden gelen lokmanın anlamını bilir.
Depremin ilk günlerinde Avrupa’dan kalkıp bölgeye giden yaşlı yöneticilerimiz, abilerimiz, kardeşlerimiz, başkanlarımız bilir. Çünkü onlar yüzbinlerce canın lokmasını paylaşmaya gittiler; kendilerine çıkar ya da gelecek hesabı yapmaya değil.
İnsanlar göçük altında kaybettikleri canlarını kurtarma peşindeyken; bazı kişiler sıcak ortamlarda oturup AABK’nin, AABF’nin ve Avrupa’daki federasyonların çadır ve yardım çalışmalarını “kalite kontrolü” adı altında sorgulama ve hatta gelecek genel kurullar için deprem yardımları üzerinden hesap yapma peşine düşmüştür.
İnsanlara ulaştırılan yardımı, pay edilen lokmayı kendi egosu için küçümseyenlere yazıklar olsun.
Siz ne zaman böyle oldunuz?
Siz ne zaman lokmanın küçüğünü büyüğünü, iyisini kötüsünü seçer hale geldiniz?
Bu Yol, yardım üzerinden dedikodu yapanı, acı üzerinden itibar devşirmeye kalkışanı, sahte isimler ve sahte niyetlerle ortaya çıkanları asla kabul etmez.
Alevilerin lokmasını bu kadar küçümseyip kendi çıkarlarınıza alet etmeyi vicdanınız nasıl kabul ediyor? Yöneticilerden hesap soracağız diyerek yüzbinlerce Alevi canın lokmasını nasıl görmezden geliyorsunuz?
Hiç mi doğru bir şey yapılmadı?Yardımlar deprem bölgesine hiç mi ulaşmadı?
Bunu görebilmek için gönül gözü gerekir.
Gönül gözünü kapatıp sosyal medyada malzeme arayan, sahte isimlerin arkasına saklanan klavye şövalyeleri bunu ne anlayabilir ne de kavrayabilir.
Alevi Kızılbaş inancında ise bu tür tutumlar sahte düşkünlük ve gizli yüzlülük olarak görülür ve Yol’dan dışlanır.
Bugün Maraş’ta birliği dile getirenlere aşk ola; birliğimiz daim olsun.
Yola, gönül gözüyle ve cemal cemale bakarak gönül verenlere aşk ile…
21.12.2025

Sevgili Canlar, yoluna ve ikrarına bağlı olan her Alevi kendisini Alevi Haber Ağı’nın doğal bir muhabir olarak görmelidir.
Oturduğu mahallede, okuduğu okulda, çalıştığı iş yerinde, üyesi olduğu Cemevi’nde ve sokakat haber niteliği taşıyan her durmla ilgili bize görsel veya yazılı haber göndermelidir.
Bu istemimiz Alevi kurum yöneticilerimiz içinde geçerlidir.
Alevi Haber Ağı: Gerçekleri yazacak… Geçekler yazılırken sende katkını sun can…
Saygılar, sevgiler