Alevi Haber Ağı

Alevi Haber Ağı Web Sitesi

Avrupa Dersim Dernekleri Federasyonu ( FDG ) ve Dersim Kongresi´nden Ortak Açıklama: ” Şimdi Dersim’e Sahip Çıkmanın Tam Zamanı! “

 

Dersim semalarında kara bulutlar hiç bir zaman eksik olmadı. Yakın tarihte bahtına hep soykırım, zulüm, doğa tahribatı ve talan düşen Dersim diyarı yeni bir saldırı furyasıyla karşı karşıya. “Munzur Dağları’nın tamamı maden sahası ilan edildi!”, “Munzur Milli Parkı’nda maden armaya ruhsat verildi!”, “Dersim’de Yeniden Köy Boşaltma Kararı” alındı manşetleri yeni felaketlerin haberini veriyor.

İlgili makamlar, 75 kilometrelik uzunluğa, 25 kilometrelik genişliğe sahip, 43 bin 350 hektarlık bir sahayı kapsayan Munzur Dağları’nın tamamını maden sahası olarak ilan etti. Hemen akabinde, “Munzur Gözelerini de içine alan Munzur Milli Parkı’nın bir bölümünde bir şirkete maden arama ruhsatı verildiği ortaya çıktı.” (Artıgerçek, 29 Temmuz 2019). Elbette ki bu girişimlerin ve kararların bir amacı Alamos Gold, Newmont Gold, Chesser Resources, Sandstorm gibi uluslararası sermaye şirketlerine ve Ahmet Çalık’ın Lidya Madencilik, Alacer Gold, Doğu Biga Madencilik gibi yerli işbirlikçilerine altın ve diğer yeraltı madenlerini sömürerek en azami kâr etme imkânını sağlamaktır. Çanakkale’den Dersim’e, İvrindi’den Erzincan’ın Çöpler’ine kadar bu amaç her zaman kovalanır. Ne var ki tarihi, kültürel dokusuyla Dersim coğrafyası buna ek olarak ayrı bir saldırının odağındadır. İnanç ve etnik yapısıyla, diliyle, siyasi duruşuyla kimliksel farklılık arz eden Dersim’li kendi toprağında yaşamaktan men edilmek istenmektedir. Yeniden gündeme alınan köy boşaltma kararlarının, baraj ve siyanürle altın arma projelerinin, rutin hale getirilen orman yangınlarının, yaşam alanlarına mayın vb. patlayıcıların yerleştirilmesinin, silahlı çatışmaların teşvik edilmesinin esas amacı bölgeyi yaşanmaz hale getirmek, yerli nüfusun göçünü hızlandırmak ve diasporadaki Dersimlilerin topraklarına geri dönerek yeni bir sosyal yaşam örgütlemelerini engellemektir.

Öngörülen maden projelerinin hayata geçirilmesi, proje alanlarında her türlü canlı yaşamın deformasyona uğraması, sonlandırılması ve Munzur Dağları havzası ve Dersim’in ekosisteminin geri dönüşü olmayacak şekilde tahrip edilmesi anlamına gelecektir. Dersimlilerin kutsal addettikleri Jar-u-Diyar’a adım atmaları, köklerine dönerek yeni bir yaşam inşa etmeleri imkansızlaşacaktır. Basında ve sosyal medyada takip edildiği kadarıyla Dersimlilerin büyük çoğunluğu kapılarını döven bu büyük tehlikenin farkındadır. Ne var ki her Dersimli aynı zamanda çözümsüzlük ve güçsüzlük denen çaresizliğin pençesinde kıvranmaktadır. Durum, 37-38 Tertelesi’nin (Jenosidin) son dönemlerindeki toplumsal ruh hâlini andırıyor.
Her Dersimli birey ve kurum kendi tarihinden ders çıkarmak durumundadır. Tarihin hiçbir döneminde Dersimliler toplumsal varlıklarına ve vatanlarına yönelen büyük tehlikelere karşı birlikte hareket etmedikleri müddetçe başarılı olamamışlardır. Son gelişmelerle toplumsal varlığımıza, doğamıza, inanç mekanlarımıza karşı başlatılan meydan okumaya karşı her Dersimli bireyin ve kurumun gücünü birleştirerek harekete geçmesinden başka bir seçeneği yoktur. Yer Küre’nin neresinde bulunursa bulunsun, her Dersimli’nin yüreği, bilinci, ruhu sel olup tehlike altındaki Jar-u-Diyar’a akmalıdır. Kesilecek her ağaç, zehirlenecek her su pınarı, postal basılacak her inanç noktası, kazma vurulacak her toprak parçasını kanatlarımızın altına almalıyız, korumalıyız. Ruhunu ranta teslim etmiş hiç bir şirket yöneticisine rahat yüzü göstermemeliyiz. Tarihimizle, doğamızla, kutsal ziyaretlerimizle BİZ olup BİR olup varlığımıza kast edenlerin kâbusu olmalıyız. Hasankeyf’te, Fatsa’da, Çanakkale’de rant uğruna, doğayı ve canlı adına ne varsa zehirlemekten imtina etmeyenlere karşı ortak mücadele platformlarında ve alanlarında ruhumuzu, bilincimizi, ellerimizi birleştirmeliyiz. Su ve Vicdan nöbetçilerinin Kaz Dağları’ndaki direnişleriyle bütünleşmeli, kendilerinden de aynı hassasiyeti Munzur Dağları’nda maden arama girişimlerine karşı göstermelerini talep etmeliyiz.

Her Dersimli bireye ve kuruma çağrımızdır: Vakit kaybetmeksizin bir araya gelip Dersim’e Sahip Çıkma Kampanyası için bir koordinasyon oluşturalım. Dersim Barosu ve diğer kurumların, bireylerin attıkları değerli adımları daha da güçlendirerek, sürekliliği sağlanmış uluslararası bir kampanyaya dönüştürelim.

Avrupa Dersim Dernekleri Federasyonu ( FDG )
Dersim Kongresi
7 Ağustos 2019

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir