MARAŞ ‘TA İNSANLIK KATLEDİLDİ
Suçumuz Alevi olmak, onlar gibi düşünmemekti. Bu bir çatışma değil, tek yanlı bir katliamdır.19 Aralık1978 günü başlatılan ve beş gün süren Maraş katliamı Çiçek sinemasına MHP“li Faşist, ırkçı, kafatasçı militanlar tarafından atılan bir bombayla başlar.
Önceden hazırlanmış 30-40 kişilik grup bunu komünistler attı diye seyircileri tahrik etmiş ve sloganlarla PTT ve CHP binasına saldırırlar. Daha sonra Maraş Meslek Lisesi öğretmenlerinden Hacı Çolak ve Mustafa Yüzbaşıoğlu evlerine giderken silahlı saldırı sonucunda öldürülürler. Cenaze töreni yapmak için Ulu camiye giden kalabalığa „Komünistlerin, Alevilerin cenaze namazı kılınmaz, Komünistler Moskova“ya, Katil Iktidar“ sloganlarıyla faşist gruplar tarafından saldırılır. Asıl saldırılar cuma namazında bir vaazla başlar. Tıpkı Sivas katliamında olduğu gibi önceden planlanan tezgahla o gün militanlar ellerinde balta, sopa ve saldırı aletleri ile camiyi doldurmuşlardır. Camide imam Mustafa Yıldız vaaz veriyor. İmam, ‘‘Hükümet komünist bir hükümettir‘‘. Geçmişte de halk partili komünistler camilerimizi kapatıp, kitaplarımızı yaktırdı. Şimdi de komünistlere yardım edip Ulucamiyi yaktırdı.
Müslüman din kardeşlerimizi öldürdüler. Allahını seven Müslüman olarak cenk meydanında toplansın. Kafirlere, Alevilere karşı hadlerini bildirmeliyiz. Oruç ve namazla hacı olunmaz, bir Alevi öldüren beş sefer haca gitmiş gibi sevap kazanır. Bu hükümeti yıkmak ve yerine müslüman hükümetini kurana kadar kanımızı akıtmak için kararlı olmalıyız, herkesi savaşa çağırıyorum“ diye bağırınca herkes dışarı fırlar.
Saldırgan grup Alevilerin yoğun yaşadığı Yörükselim, Yenimahalle , Karamaraş ve Bağlarbaşı semti, Kanalevleri başta olmak üzere saldırırlar. Saldırılarını daha sonra yaptıkları propagandanın da etkisiyle Pazarcık ve Alevilerin yaşadığı köylere kadar vardırırlar. Bu beş gün boyunca Alevileri saldırganların elinden hiç bir güç kurtarmadığı gibi daha sonra mahkeme sürecinde ortaya çıktığı gibi bizzat askerlerin başında oldugu subayların ve polislerin de olayları yönlendirici roller üstlendiği meydana çıkmıştır.
Tıpkı Sivas katliamında olduğu gibi kan emiciler önceden hazırlıklarını yapmışlardır. Alevi ve Sünnilerin karışık yaşadığı mahallelerde Sünnilerin evlerinin kapıları kırmızı boyayla ‚Bu ev satılıktır ‚ diye yazıldığı görülmüştür. İlk önce hiç bir anlam verilmeyen bu davranışın saldırgan faşist ve dinciler için bir şifre olduğu meydana çıkacaktır.
Olaylardan sonra mahallerde yapılan incelemelerde kapıları yazılı olmayan tüm evlerin Alevilere ait evler olduğu görülecektir. Maraş’ta yaşanılan vahşet insanlık tarihine kara bir leke olarak geçecektir. Insanlık tarihi böyle bir katliamı çok az görmüştür. Kendisine insanım diyen herkesin yüreğini sızlatan, gözlerini dolduran bu katliamı yapanlar hocanın kendilerine vaat ettiği cennete kavuşmanın mutluluğu içerisinde beş gün boyunca insanlık dışı katliamı uygulamanın sevinci içerisindeydiler.
Her katliam da olduğu gibi devlet katillerin katletmesine seyirci kaldı, her türlü kolaylığı sağladı. Diğer katliamlara ve Maraş katliamına bakıldığında olayların arkasında hep derin devletin olduğu görülmektedir. Mahkemelerde ortaya çıktığı gibi saldırganlara mühimmat yardımı yapan, askerleri kışlaya çekerek saldırganların rahat hareket etmesini sağlayan komutanlar vardır olaylar sırasında.
Beş gün boyunca devlet ortada gözükmez. Faşist ve gerici güçler Maraş’ta adeta sıkıyönetim ilan etmişlerdir. Maraş’a gelip giden yolları kesen katiller otobüslerle,
arabalarla yardım gelmesini engellemiş yakaladıkları yolcuları sorguya çekerek Alevi olduklarını bildikleri yolcuları öldürmüşlerdir. Katillerin önünde hiç bir engel ve korku yoktur. Istedikleri mahalleyi, hatta polis karakolunu, devlet dairesini, sağlık müdürlüğünü, YSE binasını işgal ederek yakmışlardır.
Maraş katlimının ana sebeplerinden birisi ve en önemlisi Alevilerin 1960’lı yıllardan itibaren kente gelip yerleşmesi ve Maraş ekonomisinde söz sahibi olmaları. Bunun kendilerinin geleceği açısından kötü olacağını düşünen sünni esnafın önemli kesiminin bu faşist katilleri finansını sağladıkları görülmüştür. O dönemde olaylardan bir ay önce dönemin CHP’li İçişleri Bakanı İrfan Özaydınlı‘ya Maraş’ta katliam yapılacagı istihbaratı gelmesine rağmen ne şehirde yaşayan Alevilere kendi güvenliklerini sağlamak için haber verilir ne de gerekli güvenlik tedbirlerini alma geregini hissederler. Geçtiğimiz yıllarda ölen dönemin başbakanı Bülent Ecevit’in çekmecesinde çıkan belgede Maraş katliamını devletin tezgahladıgı, MHP’li katillerin, özel hareket timlerinin kullanıldığı ortaya çıkmıştır.
O dönemlerde her aydının solcunun attığı adımları çok ince detayına kadar izleyen devletin istihbarat güçleri, katliamdan iki hafta önceden itibaren şehirde birden bire çoğalan Milli Piyango satıcısı kılıklı katilleri görmemesi tesadüf degil. Yine o dönemde Kayseri Hava İndirme Tugayında askerlik yapan Alevi bir askerin olaydan 15 gün önce birliğimiz tatbikata hazır hale getirildi ve bu süre boyunca hazır halde bekletildik demesi yine kendiliğinden olmamıştır.
Maraş’a olaylar sırasında müdahale etmesi için gönderilen birlik içerisinde yer alan Alevi askerlerin ayrılarak gönderilmemesi, geri dönen askerlerin kollarında katledilen Alevilere ait saatlerin, eşyaların olması, Katliamdan bir gün önce Yörükselim mahallesinde Alevilerin evlerinde arama yapan askerlerin evdeki silahları, kesici aletleri toplayarak götürmesi de tesadüf degildir. Kısacası bundan önceki katliamlarda olduğu gibi olaylarınplanlayıcısı devlet, uygulayıcıları ise kendileri tarafından cinayet işletilmeleri içinkurdurulan özel timler, kontrgerilla ve MHP gibi eli kanlı örgütlerdir. Maraş’ta devletin bilgisi, himayesi, kollaması sonucunda Aleviler katledildi, insanlık katledildi. Her katliamda olduğu gibi devlet baktı, katiller katletti, katliam sonrası devletingüvencesi altında şehri terketti.
Aradan geçen 41 sene boyunca Maraş’ın acısı insanım diyen herkes yüreğinde bir sızı olarak kaldı. Olayların gerçek katilleri Maraş’a girişin çıkışın dört gün yasak oldugu süreçten sonra devletin kolluk kuvvetleri tarafından güvenli bir şekilde şehirden çıkmaları sağlandı. Göstermelik olarak yakalanıp yargılanan katillerin ele başları tıpkı Ökkeş Kenger (Daha sonra soyadını Şemdinler olarak degiştirdi) gibi katiller serbest bırakılarak daha sonra milletvekili yapılarak ödüllendirildi. Olaylarda kullanılan eli satırlı katillerde katledilen ve kaçıp giden Alevilerin malları mülkleri kendilerine verilerek ödüllendirildi.
Maraş katliamında resmi devlet açıklamalarına göre 111 kişi öldürüldü. Ama olayı yaşayan mağdurların ise binlerce insanın katledildiğini söylemeleri olayın büyüklüğünü gözler önüne sermektedir
Sevgili Canlar, yoluna ve ikrarına bağlı olan her Alevi kendisini Alevi Haber Ağı’nın doğal bir muhabir olarak görmelidir.
Oturduğu mahallede, okuduğu okulda, çalıştığı iş yerinde, üyesi olduğu Cemevi’nde ve sokakat haber niteliği taşıyan her durmla ilgili bize görsel veya yazılı haber göndermelidir.
Bu istemimiz Alevi kurum yöneticilerimiz içinde geçerlidir.
Alevi Haber Ağı: Gerçekleri yazacak… Geçekler yazılırken sende katkını sun can…
Saygılar, sevgiler