FAŞİST OLANIN ALEVİLİĞİ BİTER
- Hasan Subaşı
Maraş, Çorum ve Sivas gibi kitlesel katliamların ‘‘Türk-İslam Ülküsü‘‘ adına yapıldığı, bu katliamları yapan ırkçı faşistler ile şeraitçıların yayınladıkları bildirilerde ve attıkları sloganlarda çok açıkça görülüyor. Çorum katliamından önce, ‘‘Ülkücü Gençlik‘‘ ve ‘‘Müslüman Gençlik‘‘ imzalarıyla Çorum’da dağıtılan bildirilerde şu ifadeler yer alıyor:
‘‘Ey müslüman… Namaz kıl, orucunu tut yeter; karışan mı var diyen gafil müslüman sende düşün… Düşün ki, haddini bilmeyenlere bildirelim haddini… Ne mutlu canı ile kanı ile malı ile cihat edenlere. Müslüman Gençlik.‘‘
‘‘ Büyük Türk Milleti…. Son bağımsız Türk devleti üzerinde oynanan hain oyunları, komploları, planları görmemek için artık kör, hatta hain olmak gerekir… Müslüman Türk Milletini bataklığa sürüklemek isteyen komünist cinayet çetelerine karşı uyanık olalım. Ülkücü Türk Gençliğine destek olalım… Büyük cihata hazırlanalım… Kanımız aksada zafer İslam’ın. Yolumuz Allah’ın yolu. Ülkücü Gençlik.‘‘
‘‘ Müslüman Gençlik‘‘ ile ‘‘Ülkücü Gençlik‘‘ tarafından yayınlanan cihata çağrı bildirileri kan kokuyor. Çorum’da katliam ortamı bu bildirilerle oluşturuldu. Onlarca mazlum Alevi ve ilerici demokrat insan, bu bildirleri yazıp cihat çağrısı yapan faşist güçler tarafından hunharca katledildiler. Katliamcılar bazı canlarımızı ise diri diri fırınlara atarak öldürdüler.
Devlet destekli faşist çetler tarafından Maraş‘ta katledilen insanlarımızın arasında onlarca masum çocuk da vardı. Bildirilerde çok sıkca dile getirildiği gibi, bu çocukların ne müslümanlara ne de devlete karşı ‘‘ hain planlar‘‘ içinde olmaları mümkün değildi. Faşistler katliamcılar Ebussuud Efendi’nin fetvalarından hareket ederek Alevileri çocuklarıyla birlikte katlettiler. Çok yaşlı olan ve gözleri görmeyen Cennet Ana’nın gözlerini oymaları da aynı zihniyetin ürünüdür.
Canlarımız Maraş ve Çorum’da olduğu gibi, Sivas’ta da ‘‘ Türk- İslam Ülküsü” adına‘ katledildiler. Çünkü katliamcılara göre, Pir Sultan Abdal’ı anmak için Sivas’a gelenler dinsizdiler. Katillerin böyle düşündüklerini attıkları sloganlar ortaya koyuyor.
‘‘Madımak Oteli Dinsizlere Mezar Olacak!‘‘ ‘‘Dinsiz Kafirler, Sivas’tan Defolun!
‘‘Türk İslam Ülküsü‘‘ adına yapılan bu katliamlar ortada dururken, Alevi Bektaşi adını kullanan “Milliyetçi Alevi Bektaşi Kültür Dernekleri”nin kurucusu Fırat Kürşad Akten yaptığı açıklamada şunları söylüyor: “Osmanlı döneminden bu yana milletimiz büyük bir ayrışmaya girmiştir. Özellikle Şah İsmail ve Yavuz Selim arasındaki savaşla zirveye taşınan Alevi Sünni ayrışması, ne hazindir ki 21. yüzyılda da halen devam etmektedir.
2020 yılına geldiğimizde Alevi hareketleri maalesef ki ‘Sol Fraksiyonlar’ ile anılmakta özellikle de belli bir kesim sanki Alevilerin tamamı solcu veya Komünistmiş gibi bir algı oluşturmaktadır.
Cemevleri, vatanın bölünmez bütünlüğünün yegane simgesidir. Milliyetçi Alevi Bektaşi Kültür Dernekleri’nin en büyük kuruluş amacı da Türk Devleti’ni tanımayan, Şehit kanları ile bezenmiş al bayrağımızı gönderden indirmek isteyen, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğüne göz dikmiş gafilleri Alevi hareketlerinin içinden def etmektir.”
Alevileri katleden faşistlerin yolundan giden Fırat Kürşad Akten ne Aleviliğin nede Alevilerin adına kunuşmaz! Alevileri katledenlerle aynı örgütsel yapı içinde yer alan ve ırkçı- faşist idelojiyi savunan bu şahısın Aleviliği Hızır Paşacılıktan ibarettir!
Pir Sultan Abdal ile Hızır Paşa’nın yolları günümüzden yüzyıllar önce ayırıldı. Pir Sultan Abdal, Hızır Paşa’nın Aleviliğinin bittiğin bu yol döneğinin yüzüne haykırdı.
Hızır Paşa çıkarları, şan, şöhret ve makam uğruna ikrarından dönüp zalimlerin safına geçti. Bugün, MHP ile birlikte Aleviliğin özünü boşaltmaya çalışanlar ve Alevileri zalimler düzeninin koltuk değeneği yapmak için uğraşanlarda aynı şeylerin uğruna ikrarlarından dönerek zalimlerin saflarına geçiyorlar. Pirimiz Pir Sultan Abdal’ın tavırını kendimize kılavuz edinerek bizlerde çağımızın Hızır Paşlarının yüzlerine yol haini olduklarını haykıralım! Bunların kendilerini Alevilerin temsilcisi olarak gösterme sahtekarlıklarını teşir edelim, maskelerini düşürelim, gerçek yüzlerini açığa çıkaralım!
ALEVİLERİN SAFI BELLİDİR!
Devletin Alevisi olmaya yelken açan işbirlikçiler, Aleviliği ve Alevileri temsil etdemezler! Aleviliğin ve Alevilerin gerçek temsilcisi; Alevi yol önderlerinin zalimlerin karşısındaki duruşlarını esas alarak bağımsız demokratik Alevi çizgisi zemininde örgütlene kadrolar, analar, dedeler ve onların öncülüğünde kurulmuş olan Alevi örgütleridir!
Biz tarihimizin her döneminde olduğu gibi bugün de barışın, halkların kardeşliğinin sesi olmaya ve mazlum olanların yanında yerimizi almaya devam edeceğiz!
Biz ırkçı, şeriatçı – faşist güçlerin, sömürcü zalimlerin, bunların iktidarlarının ve kurdukları partilerin her zaman karşısında durduk, bundan sonra da duracağız! Çünkü bizim yerimiz özgürlükten, laiklikten, demokrasiden, barıştan, halkların kardeşliğinden ve laik demokratik bir Türkiye’den yana olan devrimci- demokrat kesimlerin yanıdır!
Sevgili Canlar, yoluna ve ikrarına bağlı olan her Alevi kendisini Alevi Haber Ağı’nın doğal bir muhabir olarak görmelidir.
Oturduğu mahallede, okuduğu okulda, çalıştığı iş yerinde, üyesi olduğu Cemevi’nde ve sokakat haber niteliği taşıyan her durmla ilgili bize görsel veya yazılı haber göndermelidir.
Bu istemimiz Alevi kurum yöneticilerimiz içinde geçerlidir.
Alevi Haber Ağı: Gerçekleri yazacak… Geçekler yazılırken sende katkını sun can…
Saygılar, sevgiler
Bende Tunceli de yaşıyorum bende Aleviyim ama kesinlikle yeni kurulan derneği destekliyorum. Irkçı diyorsunuz ama Türkleri dışlayarak siz Irkçılığın daniskasını yapıyorsunuz.
Alevilik her millete eşit bakar iken siz Türklere neden böyle faşizanca bakıyorsunuz?
Siz bunu yaptıkça binlercesi o derneğe gidecektir izleyin görün, öğrendiğim kadarıyla şuan daha kuruluş aşamasında bile 17 cem evi başkanı 8 dede bizzat alenen destekleme kararı aldılar sosyal medya hesaplarında paylaşıyorlar.
yanlış yapıyorsunuz, milliyetçilik türklüğün içinde vardır, aleviliğinde en büyük kolu Türkmenlerdir çıkış itibariyle.