Kenanoğlu, Başbağlar Katliamının Araştırılması İçin Meclis’i Göreve Çağırdı
HDP İstanbul Milletvekili Ali Kenanoğlu, Erzincan’ın Kemaliye İlçesine bağlı Başbağlar Köyüne 5 Temmuz 1993 akşamı gelen silahlı bir grup tarafından düzenlenen baskında 33 sivil kişi hayatını kaybettiği olayın, aradan geçen 27 yıla rağmen bu güne kadar aydınlatılmamış olması nedeniyle, yaşanan olayın bütün ayrıntıları ile incelenmesi ve gerçek sorumlularının yargı önüne çıkartılması amacıyla Meclis’e Araştırma Önergesi verdi.
Araştırma önergesi metni aşağıdadır.
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞI’NA
Erzincan’ın Kemaliye İlçesine bağlı Başbağlar Köyüne 5 Temmuz 1993 akşamı gelen silahlı bir grup tarafından düzenlenen baskında 33 sivil kişi hayatını kaybetmiştir. Aradan geçen 27 yıla rağmen olayların arkasındaki sır perdesi bu güne kadar aydınlatılmamıştır. Yaşanan olayın bütün ayrıntıları ile incelenmesi ve gerçek sorumlularının yargı önüne çıkartılması amacıyla Anayasa’nın 98. ve Meclis İçtüzüğü ’nün 104. ve 105. maddeleri uyarınca Meclis Araştırma sürecinin başlatılması gereğini arz ve teklif ederim.
GEREKÇE
Türkiye’de, 1993 yılının Temmuz ayında meydana gelen iki katliam, ülke tarihinin en acı hatıraları olarak kayda geçmiştir.
2 Temmuz 1993’te Pir Sultan Abdal Anma Etkinlikleri için Sivas’ta bulunan yazar ve sanatçılardan oluşan 33 kişi kaldığı otelde yakılarak öldürülmüştür. Bu katliamın ardından üç gün sonra ise Erzincan’ın Kemaliye ilçesine bağlı Başbağlar köyüne silahlı bir grup tarafından düzenlenen baskında 33 kişi hayatını kaybetmiştir.
Katliamda eşi ve yakınlarını kaybeden 53 yaşındaki Hatice Özdemir, katillerin aradan geçen 27 yıla rağmen bulunamamasından yakınmaktadır.
Katliamdan yaralı kurtulan Başbağlar Köyü Muhtarı Ali Akarpınar, yaşanan acının taze kalmasındaki en büyük etkenlerden birinin dava süreci olduğunu söylemiştir.
Akarpınar, “Bu dava süreci, maalesef 1998’de o zamanki İzmir Devlet Güvenlik Mahkemesinde yapılan 24 duruşma sonunda takipsizlikle sona erdi. Tabii ki bu içimizde bir yara olarak kaldı. Gerçekleştirilen katliamla adeta haritadan silinen köyümüzdeki olayın maalesef sanığı yoktur. Bu nedenle şehitlerimizin kanı yerde kalmıştır. Başbağlar köyü mazlumları adalet aramaktadır. Adaleti yalnız Başbağlar köyümüz için aramıyoruz, bizim durumumuzda olan mazlum, mağdur ve cümle insanlar için arıyoruz.” demiştir.
Aradan geçen 27 yıla rağmen katliamın gerçek sorumlularının bulunup yargı önüne çıkartılmaması bir yana o tarihten günümüze iktidarda yer alanların söz konusu katliamı 2 Temmuz 1993 Sivas Katliamı’na karşıtlık üzerinden siyaset malzemesi yaptığı da bilinmektedir.
Erzincan Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde (DGM) 1994 yılında başlayan Başbağlar Katliamı davası daha sonra ailelerin sürgün olarak nitelendirdikleri İzmir DGM’ye taşınmış, 1998’de dava takipsizlikle kapatılmış, 2013 yılında ise mevcut iktidar döneminde dava zaman aşımına uğratılmıştır.
Aynı yıl katliamda yakınlarını kaybeden ailelerin meclis araştırma komisyonu kurulması talebi de reddedilmiştir! JİTEM tetikçisi Ayhan Çarkın’ın Başbağlar da dahil bir çok katliama bizzat katıldığını açıklaması soruşturulmamıştır! Mahkeme hakimlerinden Şakir Kadıoğlu’nun ‘o davada hiçbir sanık suçlu değildi. Olay yeri incelemelerini savcı değil, oradaki görevli bir asker yaptı. O kimin adını yazdıysa, mahkeme karşısına da o çıkarıldı. Başbağlar Türkiye’nin hukuk tarihinde bir yüz karasıdır. Yazıktır, günahtır’ açıklaması dahi davanın yeniden görülmesini sağlayamamıştır.
Tıpkı Sivas Madımak Katliamı, Maraş Katliamı, Çorum Katliamı gibi failleri, esas sorumluları açığa çıkarılmayan; göstermelik yargılamalarla geçiştirilen katliamlardan bir tanesi de Başbağlar Katliamı’dır.
Katliam yerine 25 kilometre ötede bulunan jandarmanın olay yerine neden 14 saat sonra geldiği, katliam yerinde bulunan 558 kovanın neden balistik incelemeden geçirilmediği hala gizemini korumaktadır.
Başbağlar Katliamı’nın üzerindeki ‘sis perdesi’nin kaldırılması toplumsal vicdan ve barış için zorunludur! Başbağlar Katliamı hakkında gerçek adalet tesis edilmelidir.
Halkların Demokrasi Partisi Grubu olarak yukarıda açıkladığımız üzere, 5 Temmuz 1993 yılında Erzincan Başbağlar köyünde 33 köylünün öldürülmesi olayının, Türkiye kamuoyu nezdinde tam anlamıyla aydınlatılmamış olması ve birçok yönüyle gizemini korumaya devam eden bu katliamın bütün ayrıntıları ile incelenmesi ve gerçek sorumluların yargı önüne çıkartılması amacıyla araştırma komisyonunun kurulmasını çok önemli ve gerekli görmekteyiz.
Sevgili Canlar, yoluna ve ikrarına bağlı olan her Alevi kendisini Alevi Haber Ağı’nın doğal bir muhabir olarak görmelidir.
Oturduğu mahallede, okuduğu okulda, çalıştığı iş yerinde, üyesi olduğu Cemevi’nde ve sokakat haber niteliği taşıyan her durmla ilgili bize görsel veya yazılı haber göndermelidir.
Bu istemimiz Alevi kurum yöneticilerimiz içinde geçerlidir.
Alevi Haber Ağı: Gerçekleri yazacak… Geçekler yazılırken sende katkını sun can…
Saygılar, sevgiler