33 Can Didim’de anıldı
2 Temmuz 1993’te Sivas Madımak Otel’inde yakılan aydınlar, 2021’de de Didim’de unutulmadı. Didim Emek ve Demokrasi Platformu üyeleri Altınkum sahilinde toplanarak ellerinde pankart ve posterlerle andılar. Didim Altınkum Gümrük Binası önünde toplanan kalabalık Yalı Caddesi boyunca sloganlar atarak Pir Sultan Abdal Parkına kadar yürüdü. Düzenlenen yürüyüşe Didim Cemevi Başkanı Hüseyin İlhan ve Cemevi üyeleri, CHP ilçe Başkanı Nurettin Koçak, Didim Belediye Başkanı A. Deniz Atabay, bazı STK üyeleri ile geniş bir katılım sağlandı.
28 YILDIR UNUTMADIK, UNUTMAYACAĞIZ, UNUTTURMAYACAĞIZ
Didim Pir Sultan Abdal Parkı’nda düzenlen Anma etkinliğinde ilk konuşan Hacı Bektaşi Veli Anadolu Kültür Vakfı Akbük Şube Başkanı Haydar Kocaoğlu, Sivas’ta hayatını kaybeden 33 şair ve ozan ile 2 otel çalışanını unutmadıklarını kaydetti. Kocaoğlu tarafından okunan basın açıklamasında, şu ifadelere yer verildi;
“Eylemleri söz,
Silahları sazdı,
Ozan olmaktı kiminin de Ozanlar ilinde günahı.
Suçları Pir Sultan’ı anmak,
Cezaları yanmaktı,
Toplu mezar oldu onlara alev alev Madımak.
Türkiye tarihine kara bir leke olarak geçen Sivas katliamının üzerinden 28 yıl geçti. 2 Temmuz 1993’de Sivas Madımak Oteli’nin ateşe verilmesiyle başlayan katliam ateşi, 28 yıldır yüreklerimizi yakmayı sürdürüyor.
Taksim’in, Maraş’ın, Malatya’nın, Çorum‘un acıları anılarda tazeliğini yitirmeden vijdanlarımızda tarifsiz bir yara daha açıldı.
Üzerinden yıllar geçmesine ragmen, diğer politik katliamlarda olduğu gibi Sivas’tada deliller yok edilmiş, olayın gerçek yönlendiricileri yargı karşısına çıkarılmamış, bir şekilde tutulup yargılananlar kollanmış ve en önemlisi de sanıklar Adalet bakanlığı yapan bir şahıs tarafından savunulmuşlardır.
Bu “insanlığa karşı işlenen suç”un faillerinin bir bölümü zaman aşımı ile kurtarılmış, dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan katliam davasının zaman aşımına uğratılmasını “karar hayırlı olsun” ifadeleriyle değerlendirmiştir.
Bir katliamın faillerinin aklanmasının toplum için “hayırlı “ olacak hiç bir yanı yoktur, olamaz.
İnsanlığın ihtiyaç duyduğu şey, Sivas katliamının açığa çıkartılarak gerçek suçluların yargılanmaları ve gerici, ırkçı , insanlık düşmanı anlayışların tarih karşısında Mahkum edilmesidir.
Sivas katliamı bugün hala toplumun vijdanında kanayan bir yara olarak duruyor!
Geçmişi kapatmaya unutturmaya çalışmakla değil, o nunla yüzleşerek toplumsal barışı sağlayabileceğimiz unutulmamalıdır. Bir an önce yapılması gereken şey
Madımak’ın insanlık suçlarının teşhir edileceği, gericiliğe ve ırkçılığa karşı bir “UTANÇ MÜZESİ” nin inşaa edilmesidir.
Sivas katliamı; aydınlığa, demokrasiye, halkların kardeşliğine ve bir arada yaşama kültürüne yapılan bir saldırı olarak gerçekleşmiştir.
Bugüne kadar Sivas katliamını gerçekleştirenler ile bu katliamı engellemek için kılını kıpırdatmayanlardan hesap sorulmadığı gibi, halkları birbirine düşürmeyi hedefleyen provokasyonlar ve gerici-ırkçı saldırılar artarak devam etmiştir.
Sivas Katliamı’ndan sonra Gazi, Roboski, Reyhanlı, Suruç olmak üzere pek çok katliam yaşanmıştır.
Gezi Direnişi’nde gençlerimiz sokak ortasında katledilmiştir.
Cumhuriyet tarihinin en büyük katliamı 10 Ekim Ankara Gar Katliamı ile yüreğimize kapkara 103 bıçak daha saplanmıştır.
Milyonlarca insanı açlığa ve yoksulluğa mahkum eden bu iktidar Covid 19 pandemisini bahane ederek, insanların özel yaşam alanlarını kısıtlamıştır.
Ülkede onbinlerce esnaf iflas etmişken, onbinlerce esnaf iflasla başbaşayken, yüzlerce insan intihar ederken , Akp’nin derdi doğayı katlederek rantın bol olduğu ikinci boğazla uğraşmak ve canlı müzikleri yasaklamaktır.
Akp: nefret ve kin, ötekileştirici ve inkarcı söylemleri yaşamın her alanında sürdürmektedir.
Bu gün çok daha net görüyoruz ki; o gün Madımak otelini kuşatan zihniyet, mafyalaşarak ülkeyi kuşatmış durumdadır. Bu nefret ve ötekileştirici söylemlerin bir sonucu olarak HDP İzmir il örgütüne yapılan saldırı sonucuna Deniz Poyraz katledilmiştir. Saldırıyı kınıyor, saldıranları lanetliyoruz.
Yine Akp iktidarı kadının özgürleşmesine karşı açık ve aleni bir tavır içindedir. Buna verilecek en somut ve belirgin örneklerden biri de,kamuoyunda ”İstanbul sözleşmesi” olarak bilinen “Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi” olan sözleşmesi’nden çekildi. Bu, zaten hayatın bir çok alanında şiddete maruz kalan kadınların daha da savunmsız kalmaları anlamına geliyor.
Ama biz Aleviler, biz Demokratlar, biz Laikler, biz Devrimciler, biz yurtseverler asla karanlığa teslim olmayacağız.
Şah Kalender’den Koray Kaya’ya,
Pir Sultan Abdal’dan Hasret Gültekin’e uzanan bu onurlu tarih bizimdir.
Ve asla onların yolunu terk etmeyeceğiz. Sivas’ın ışığını söndürmeyeceğiz.
İnsan hak ve özgürlüklerinden, eşitlikten, demokrasiden, barıştan ve kardeşlikten yana olan herkes ve demokratik kitle örgütleri olarak bir kez daha katliamı lanetliyor ve unutturmayacağımızı haykırıyoruz.
Sivas katliamında yaşamını yitiren insanlarımızı bir kez daha saygıyla anıyor, onların savunduğu değerleri ve mücadelelerini kendi mücadele alanlarımızda yaşatacağımıza söz veriyoruz.
Sivas Madımak Katliamını Unutmadık Unutmayacağız!
Sivas’ın Işığı Sönmeyecek!
Madımak Utanç Müzesi Olacak!” denildi
Sevgili Canlar, yoluna ve ikrarına bağlı olan her Alevi kendisini Alevi Haber Ağı’nın doğal bir muhabir olarak görmelidir.
Oturduğu mahallede, okuduğu okulda, çalıştığı iş yerinde, üyesi olduğu Cemevi’nde ve sokakat haber niteliği taşıyan her durmla ilgili bize görsel veya yazılı haber göndermelidir.
Bu istemimiz Alevi kurum yöneticilerimiz içinde geçerlidir.
Alevi Haber Ağı: Gerçekleri yazacak… Geçekler yazılırken sende katkını sun can…
Saygılar, sevgiler