Şimdi kelimelere asılmış bir direniştir Dersim

-Şafak Deniz İldan-
Kırk dağa düşen damlalar, fay hatlarında çocuk çığlıkları, teberiklere yazılan tarih, kurşun seslerinin toplu katliamları, at kişnemeleri kahkahalar. Kasaturaların izleri, başı bozuk Topal Osman çeteleri, ki onlardır ölüm fermanı, yüreğimizde Pirimizin militan sözleri, kuruyan dut ağacı.
Umut dağların yolunu tutmuş, kavalın sesi yankılanır uzaklarda, çoluk çocuk evlatlık verilmiş, bir tutam saç. Şimdi kelimelere asılmış bir direniştir Dersim. Romanların içine akar Muzur suyun hürmeti, niyazdır Xızır, kurulmuş isyan kömünüdür, ardında paramparça vedalar..
Biliyorum çok şey eksik kalıyor, hani insan bazen anımsaya bildiklerini anlatırsın ya anlatamazsın; Neden biliyormusunuz acılar kabuk bağlamıştır dilde. Yazmak zor, mutluluk ise bize uzak. Ölüm ise hep başucumuzda, yani yaşamak Dersim için kolay değil, dağlardan esen rüzgarın sesi acını dağlar, durmadan hep yanıbaşındadır. Munzurbaba niye yazmıyorsunuz biko der. Çünkü başka dünya yok yazdıkça varolur, hatırlatırsın. Sakın vazgeçme belki usta değilsin, imgelerin darmadağınık, onların gideceği su şu yüzyıllardır akandır. Çünkü suyun suya hasreti kutsaldır Kızılbaş dağlarda. Güneşin, toprağında, yüreğinde, ateşin sına, özgürlük odur sadece, dokun aşkın diliyle binlerce teberik aşkına, dokun kalbine Dersim’in…
… Hayat çağrımızı anlatmıyor hiç bir gün, zaman, ay,ve hayat
Ki sonu gelmiyor özgürlüğün, mavi denizlerde uçan martılar, yazdığımız mektuplar, sonsuz voltalar, hem içerde, hem özgür dağlarda, kim yaşamak istemez ki, ölümsüzlüğü, yüreğe sığmayan kelimelerle, notaya dizilen Türkülere, saklambaç oynadığımız, bilyeleri savurdugumuz günleri, saklandığımız korsan eylemleri, bitmiyor gözüm özlem , bitmiyor bu hayat, yoksa çekilir mi bu karanlık günler, şimdi aslanım öptüğüm gözlerimden nehirler akıyor, çıkmaz bütün dehlizlerde, söylediğin Türküler dilimde geçiyor.
Ve mevsimler gülümsüyor…
Sanaöz
Epeydir hazırlamıştım bu sihirli kavalı hayatı devrimi romantizmle yaşayan, düşleri sınırsız bir Türkü Emre Arslan yoldaşın ailesine ulaştıramadım, yine görmemezlikten gelmeden baktım onca güzelliğiyle yoldaş aşk olsun der…


Sevgili Canlar, yoluna ve ikrarına bağlı olan her Alevi kendisini Alevi Haber Ağı’nın doğal bir muhabir olarak görmelidir.
Oturduğu mahallede, okuduğu okulda, çalıştığı iş yerinde, üyesi olduğu Cemevi’nde ve sokakat haber niteliği taşıyan her durmla ilgili bize görsel veya yazılı haber göndermelidir.
Bu istemimiz Alevi kurum yöneticilerimiz içinde geçerlidir.
Alevi Haber Ağı: Gerçekleri yazacak… Geçekler yazılırken sende katkını sun can…
Saygılar, sevgiler