Oluşan umut ikliminde Aleviler harekete geçmeli

– Haydar Arıkuşu –
Kuşkusuz seçim sonuçları halk güçlerinde değişim umudu, iktidarı değiştirme imkânı yaratmıştır. Oluşan umut ikliminde Alevilerin payı büyüktür. Tarihsel komün geleneklerini inançlarında yoğrulup “direnişi ibadetleştiren” bir toplumdur Aleviler. Haksızlığa, yoksulluğa, asimilasyon politikalarına karşı duruşunu bu seçimdeki tavırlarıyla da göstermişlerdir.
Şirinlik ve tehdit bir arada
AKP-MHP iktidarı Alevi oylarına talip olurken bir yandan Binali Yıldırım ve Sedat Peker’in gerçekleştirdiği Cem evleri ziyaretleri, kahvaltı ve ortak basın açıklaması gibi “şirin kandırmacalara” başvurup diğer yandan da şiddeti ve baskıyı da işaret ettiler.
Bunun açık örneklerini İzmir Yamanlar’da ve Ankara’da işaretlenen evler ile İstanbul Kartal’da arabaya yazılan “Kızılbaş” kelimesinde gördük. Aleviler, bir kere daha egemen güçlerin “şirinleştirilmiş” asimilasyonu ve baskı, tehdit ve nefret söylemleri ile karşılaşmışlardır.
Aleviler bunlara, yerel yönetimlerle birlikte 25 yıllık AKP iktidarını sarsan direnişin en büyük bileşenlerinden biri olarak cevap verdiler.
Alevilerin inançlarının inkârına ve zaman zaman da kimliklerinin şiddet yoluyla baskı altında tutulmasına dayalı iktidar güçlerinin geleneğinin bugünkü temsilcisi olan AKP iktidarı ve onun düzen içi muhalefetine Aleviler boyun eğmediler.
Bu inkâr ve şiddet politikalarına karşı Alevilerin tek çıkar yolu ise demokratik taleplerinde ısrarcı olmaktır.
Alevilerin talepleri
Geçmişte 93 Alevi hareketiyle birlikte temel yedi talepte ortaklaşılmıştı. Bu talepler:
1)Diyanet kaldırılsın
2)Cemevlerine ibadet yeri statü verilsin
3)Zorunlu din dersi kaldırılsın
4)Madımak Utanç müzesi olsun
5)Dergâhlar inanç sahiplerine verilmeli ibadete açılmalı
6)Ötekileştirme ve nefret dili yasalarla engellenmelidir
7)Eşit Yurttaşlık hakkı tanınmalıdır.
Aleviler, talepleri karşılanmadıkça inançlarının özgürleşmeyeceğinin bilincindedir. Taleplerini dikkate almayan hiçbir iktidarı benimsemeyeceklerini gösteren Aleviler, bunun için AKP’nin karşısında büyük bir muhalif güç olduğunu bu seçimde de göstermiştir.
Ne Restorasyon Ne Faşizm
31 Mart Yerel Seçimleri sonrası oluşan umut ikliminde gerçekleşecek değişim imkânı içinde Aleviler uyanık ve atak olmalıdır. “Demokratik Anayasa” mücadelesinde ısrar etmeli ve iradelerini ortaya koymalıdırlar.
Egemen güçlerin önümüzdeki günlerde faşizmi kurumsallaştırma çabası içinde olacağı bir gerçekliktir. Keza aynı güçlerin diğer yandan da düzenin aslına dokunmadan kısmi düzeltmeler yaparak restorasyonu denemesinde bulunacağı da açıktır.
Aleviler faşizmin “ nefret nesnesi” ya da restorasyonun “dolgu malzemesi” olarak görülmektedir. Bu nedenle Aleviler kendi kaderini belirleyecek güçlü duruşu gösterebilmeli, kendini politik bir inanç öznesi olarak ortaya koymalıdır. Zulmün ve zorbalığın “nesnesi” değil, özgürlüğün ve demokrasinin “öznesi“ olmalıdır.
Gezi isyanı, 7 Haziran, 16 Nisan, 24 Haziran ve en son 31 Mart seçimleri “Demokratik Cumhuriyet” dinamiklerinin varlığını göstermektedir. Aleviler taleplerinin gerçekleşeceği düzeni ancak ve ancak Demokratik bir anayasayla güvence altına alınmış “Demokratik Cumhuriyette” bulacaklardır.

Sevgili Canlar, yoluna ve ikrarına bağlı olan her Alevi kendisini Alevi Haber Ağı’nın doğal bir muhabir olarak görmelidir.
Oturduğu mahallede, okuduğu okulda, çalıştığı iş yerinde, üyesi olduğu Cemevi’nde ve sokakat haber niteliği taşıyan her durmla ilgili bize görsel veya yazılı haber göndermelidir.
Bu istemimiz Alevi kurum yöneticilerimiz içinde geçerlidir.
Alevi Haber Ağı: Gerçekleri yazacak… Geçekler yazılırken sende katkını sun can…
Saygılar, sevgiler