PSAKD İnanç Meclisi Sözcüsü Muharrem Erkan: “Biz devletiz istediğimizi yaparız” dayatmasını kabul etmiyoruz!”
PSAKD İnanç Meclisi Sözcüsü ve Hıdır Abdal Ocağı dedelerinden Muharrem Erkan, Alevi Yol Önderi Hacı Bektaş Veli’yi Anma etkinliklerinide yaşananlara ilişkin bir yazı yayınladı. PSAKD İnanç Meclisi Sözcüsü Muharrem Erkan‘ın, Alevi toplumunda ve Alevileri temsil eden Alevi kurumlarından rızalık alınmada kurulan ‘Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Bakanlığı’nı tanımadıklarına ve “Biz devletiz istediğimizi yaparız” dayatmasını kabul etmediklerine vurgu yaptığı ‘‘ 2024 yılı 61. Ulusal 35. Uluslararası Hacı Bektaş Veli Anma, Kültüe ve Sanat Etkinliğinin Ardından‘‘ başlıklı yazısının tam metni şöyle:
Devlet yapılanması içerisinde faaliyet yürüten tüm kurumların Anayasamızın bizlere gösterdiği yolda yürümesi esastır. Tüm Alevi örgütleri gerekli izinler, onaylar çerçevesinde kurulmuştur. Kısacası Anayasal kurumlardır. Siyasal erkin, bir inanca, görüşe düşünceye yakın hareket etmesi yasa dışı bir hareket olarak durmaktadır. Alevilerinde yapacağı “yol cümleden uludur” söylemini özünde taşımasıdır.
Bu güne kadar etkinliğin nasıl yapıldığını, bilmekteyiz. 16-17-18 Ağustos 2024 yılında nasıl yapılmak istendiğini sizlerle paylaşmak istiyoruz. Demokrasilerde, demokratik yönetimlerde, demokratik kitle örgütleri, bireyler, Düşünceleri yüksek sesle dile getirmek, bireylerin demokratik hakkı gibi ortada durmaktadır. Bunu yaparken gerçekleri saptırmadan açık, yalın, şeffaf olarak toplumla paylaşmak esas olmalıdır. Alevilerin temel ilkesi “YOL” kavramını dile getirmekte yarar var. İnsanlar kendisini İfade etmede “ kendini nasıl hissediyorsa öyledir” yaklaşımını da yolumuz bu güne kadar kabul etmemiştir. Yolun bize yüklediği yükümlülükler bulunmaktadır. Reşit olanların kendi istek arzularıyla, ikrar cemine katılıp ikrar vermesi ile başlar. Her yıl görgü ceminde “ Döktüğünü dolduracağına, ağlattığını güldüreceğine, küstüğün ile barışacağına, yıktığını kaldıracağına, eline, beline, diline sahip olacağına. Kendisine yapılmasını istemediği hal, hareket, davranışları bir başkasına yapmayacağına. Kendi hakkına razı olup, başkalarının haklarına da kendi hakkı gibi, koruyup, korlayacağına, “ALLAH EYVALLAH” diyerek ikrar veren kişi Alevidir. Her anası babası Alevi olanlar Alevi diye düşünmek yol inançsal yapımızla pek örtüşmemektedir.
“SERÇEŞME” Denildiğinde Alevi Bektaşilerin, Anadolu Alevilerinin büyük bir kısmının ortak inanç merkezi konumundadır. Geçmişimizi unutarak, yok sayarak en ufak bir yol alamayız. Yakın tarihîmizi insanların daha dün gibi hatırladıkları 10-11 Eylül 2011 Hacıbektaş da yapılan “YOLDA BİRLİK” Toplantısını unutmak, görmemek, bilmemek gibi bir lüksümüz yoktur. Alevilerin Mürşidi Veliyettin Hürrem ULUSOY’un da içinde olduğu yurt içi, yurt dışı kırk Cemevinde bölgede bulunan dedeler, Dernekler, Vakıflarla yapılan toplantıların sonunda Hacıbektaş’ta yapılan toplantıya karar verilmiştir. Mürşit ocağından Hünkârı Veli’nin Evlatları, yurtiçi yurt dışından Dedeler ve Alevi kurum temsilcilerinin katılımı ile bugün mürşidim diyerek ortaya çıkanlarda dâhil hep beraber “YOLDA BİRLİK TOPLANTISI “ yapıldı.
O gün ikrar verenler bu gün ikrarından dönen kişiler olarak ortada durmaktadır.
Yolumuzun ben hak yolundayım diyenlerin ortak ilkesi “YA İKRAR VERME YA İKRARINDAN DÖNME” İlkesidir. Mürşitlik makamının nasıl oluştuğunu, Mürşit Ocağı Hünkârı Veli Soyundan Gelen Efendilerim çok iyi bilmektedir. Yurt içi ve yurt dışı Alevi örgütlerinin ortak kararı, katılımı ile “YOLDA BİRLİK “ toplantısı yapıldı. Gerekli araştırmaları yapıp, özüne dönmesini sağlamak. Ortak Erkânlar oluşturmak. Bunda da gerekli adımlar atılmış, dört yıllık bir araştırma sonunda, HHBVV (Hünkâr Hacı Bektaş Veli Vakfı) tarafından altı Erkân hizmete sunulmuştur.
Bu gün Mürşidim diye ortaya çıkıp, Alevi inancında hizipçilik yapanların, Hacıbektaş’ta Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Bakanlığı’nın destekleri ile posta oturup Cem hizmeti yürütenlere ne söylenmeli. Siyasal erkin genelgesi ile kurulan “Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Bakanlığı” yasalar çerçevesinde kurulan Dernekler, Vakıflar ve yurt içi yurt dışında fiili Dedelerin, “SERÇEŞME” Hizmeti yürüten hizmet erlerini yok saymak, Devlet erkini elinde bulunduran siyasal erkin dayatmasını kabul etmiyoruz.
Cemlerimizin esas temeli gönülleri birleyip, razılık, rızalık alınması esastır.
Cemde rızalık göstermeyen içlerinde Ocakzadenin de bulunduğu Canlarla, sitem sürdükleri kişilerin, dara durmamaları, bu canlara verilen yanıtta “ geçmişteki büyüklerinin, ululuğunu dile getirirken hepimizin ortak değeri olan, MUSTAFA KEMAL ve o yıllarda postnişinimiz, CEMALETTİN ÇELEBİ’nin toplantısını gündeme taşıması, bize “YOLDAN BİRHABER” olduğunu gösteriyor. Her can bilir ki? Cemlerde kadın yok, erkek yok, kastlar yok, Cem de elest bezmi (Ruhlar âlemi) vardır. Orda her can eşittir. Geçmişini gündeme taşıyarak üstünlük taslamaya kalkmak, gerçeklerden uzak durmak, yolumuzda uygun görülmez.
Bugün Siyasal iktidar Dergahlarımız üzerinden yeni bir Alevi Asimilasyonu başlatmak istiyor.
Yakın tarihimize baktığımızda bunun örneklerini ve politikasını görmek mümkündür. 1826’da Yeniçeri Ocağı’nı kapatıp, Bektaşiliği yasaklayan II. Mahmut, çıkardığı 11 Ocak 1827 tarihli fermanla, “Anadolu’daki bütün Bektaşi tekkelerinin türbe mahalleri hariç bütün binalarının yıktırılmasını; eşya, emlak ve diğer gelirlerine el konulmasını” emretti. Birçok Bektaşi tekkesi camiye dönüştürülerek Nakşibendi tarikatına mensup şeyhlerin idaresine bırakıldı.
Konuyu daha iyi anlayabilmek için Osmanlı sınırları içerisindeki Alevi Bektaşi dergâhlarının sayılarını vermekte yarar var. Anadolu: 275 dergâh, İstanbul: 23 dergâh, Trakya: 41 dergâh, Arnavutluk: 67 dergâh, Bulgaristan: 28 dergâh, Girit: 7 dergâh, Kıbrıs: 8 dergâh, Mısır: 6 dergâh, Suriye: 19 dergâh, Yogoslavya: 27 dergâh, Yunanistan: 52 dergâh, Macaristan: 3 dergâh. Bugün Anadolu’da ne yazık ki az sayıda Dergahımız ayakta durmakta, bunlarda Vakıflar Genel Müdürlüğü bünyesinde bulunmakta ve biz Aleviler Kendi Dergahlarımızda KİRACI durumındayız.
Alevilerin İnanç merkezi olan Hacı Bektaş Veli Dergâhına 1834 yılında monte edilen Cami, Dergâhın Kültür Bakanlığı’nın bünyesinde olması, Cem evlerinin yasal statüye kavuşmaması, mevcut Anayasamızın “LAİKLİK” İlkesi siyasal erk tarafından rafa kaldırılması, Anayasaya aykırı olarak Zorunlu Din Dersleri, bunların hepsi teker, teker Alevi, Bektaşi inancına sahip insanlara karşı birer hak ihlalleridir.
Alevileri Temsilen Siyasal erk bir adım atıp, atmak zorunda kalıp, Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Bakanlığı’nı oluşturdu. Alevilerin rızalığı ve katılımı olmadan oluşturulan Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Bakanlığı’nı tanımıyoruz, “biz Devletiz istediğimizi yaparız” Dayatmasını kabul etmiyoruz.
AHİM Kararı birilerinin dediği gibi “Diğer inançların ihtiyaçları karşılanıyor, Alevilerin ihtiyaçlarda karşılansın” bunun içerisinde elektrik, su, imar, dedelerin statüsü gibi ifade edilmektedir. Bu gerçekçi bir yaklaşım değildir. Asil sorun AHİM in 9.14,41 maddelerine siyasal erkin uymamasıdır. Sorunların ortasına Devlet penceresinden bakma yerine, bu sorun problemleri bir türlü çözmek istemeyen devlet erkini elinde bulunduran Siyasal erkin ta kendisidir. Diğer bir söylemle AKP Hükümetidir.
Ülkemizde, Demokratikleşmeyi, düşünce ve ifade özgürlüğünün önündeki engellerin kaldırılmasını, “LAİK” bir ülke olmayı, laik ülkelerde zorunlu Din dersleri, dini örgütsel yapılara pay ayrılmaması gerektiğini, sosyal ihtiyaçlar çerçevesinde meselelere bakılarak, vatandaşların ihtiyaçlarının yerel yönetimler çerçevesinde karşılanmasının önemini vurgulamak gerekir.
Devlet yapılanması içerisinde faaliyet yürüten tüm kurumların Anayasamızın bizlere gösterdiği yolda yürümesi esastır. Tüm Alevi örgütleri gerekli izinler, onaylar çerçevesinde kurulmuştur. Kısacası Anayasal kurumlardır. Siyasal erkin, bir inanca, görüşe düşünceye yakın hareket etmesi yasa dışı bir hareket olarak durmaktadır. Alevilerinde yapacağı “yol cümleden uludur” söylemini özünde taşımasıdır.
Aşk ile
Muharrem ERKAN
PSAKD İnanç Meclisi Sözcüsü
Sevgili Canlar, yoluna ve ikrarına bağlı olan her Alevi kendisini Alevi Haber Ağı’nın doğal bir muhabir olarak görmelidir.
Oturduğu mahallede, okuduğu okulda, çalıştığı iş yerinde, üyesi olduğu Cemevi’nde ve sokakat haber niteliği taşıyan her durmla ilgili bize görsel veya yazılı haber göndermelidir.
Bu istemimiz Alevi kurum yöneticilerimiz içinde geçerlidir.
Alevi Haber Ağı: Gerçekleri yazacak… Geçekler yazılırken sende katkını sun can…
Saygılar, sevgiler