HÜNKARIN IŞIĞINDA SEMAH DÖNECEĞİZ!
-Özgür Kaplan-
Evet Pirin gözünden düşen ışığını da yolunu da kaybediyor. Kulağımız ile gördük, gözlerimiz ile duyduk ve derin bir ah ettik avuçlarımızı dergahın duvarına basarak.
Hani, boğazlanırken bile biat etmeyen Kalender vardı ya, yalnızca Aleviler için değil açlığa mahkum edilen herkes için teber çekip zalimlerin üstüne yürüyen o Kalender. İşte ondan aldık düsturumuzu.
Bir yanımızda hiç tanımadığı çocuklar aç kalmasın diye canını veren Şah Kalender, bir yanda öz evlatlarını yakanları affedenle kol kola yürüyenler var.
Ama biz her şeye rağmen Hünkara yaslayıp yüreklerimizi dinledik ondan gelen sesi.
Evet yüzyıllar öncesinden bir kez daha seslendi Hünkâr;
Dostlarım, Kardeşlerim,
Kaldırın başlarınızı,
Suçlular gibi, yüzümüz yerde
Özümüz darda durup dururuz.
Kaldırın başlarınızı yukarı
Bize göz verildi, gözleyin diyediye.
Dil verildi söyleyin diye!
Bize verilen başı eğmedik, elimizi dergaha yaslayıp dilimize sahip çıktık. Gözümüzü Muaviye sofrasına dikmedik.
Yolumuza, inancımıza, geçmişimize ve geleceğimize Yezidin gözlüğü ile bakanlara sessiz kalmadık.
Ah olsun size, çocukların ışığını söndürenlere diz çöktünüz.
Bizi kanatanlara biat ettiniz.
Aklınız sıra çağıl çağıl akan serçeşmeyi bulandıracağınızı sandınız yuh olsun size.!
Diyelim ki adınız yazıldı yaldızlı harflerle sarayın duvarlarına.
Diyelim ki başkan da oldunuz saray odasında.
Diyelim ki siz doydunuz biz de aç kaldık.
İbadet etmek için dahi rızalığınız olmadan yaşayacaksınız.
Bir Pirin huzurunda arınacak gönlünüz de olmayacak gayrı. Fıkralarımıza dahi gülecek dost bulamayacaksınız. Çünkü bu yolda yalnızca biat etmeyenler güler, ihanetçiler ise sırıtır.
Bir deyişin sesinde ezileceksiniz, kimsenin elini sıkamayacaksınız. Ruhunuz yoldan çıktıkça kendi bedeninize mülteci olacaksınız.
Biz mi;
Biat ettiklerinizin katlettiği kardeşlerimizin gözlerini basacağız yaramıza.
Şah diye diye Şah’a gideceğiz.
Pir diye diye Hünkarın ışığında döneceğiz semahlarımızı.
Pir Sultan’a atılan gül bile değilsiniz.
Sevgili Canlar, yoluna ve ikrarına bağlı olan her Alevi kendisini Alevi Haber Ağı’nın doğal bir muhabir olarak görmelidir.
Oturduğu mahallede, okuduğu okulda, çalıştığı iş yerinde, üyesi olduğu Cemevi’nde ve sokakat haber niteliği taşıyan her durmla ilgili bize görsel veya yazılı haber göndermelidir.
Bu istemimiz Alevi kurum yöneticilerimiz içinde geçerlidir.
Alevi Haber Ağı: Gerçekleri yazacak… Geçekler yazılırken sende katkını sun can…
Saygılar, sevgiler