Dersim’de Neler Oluyor?
–Ali Kadir Tanrıverdi-
Semavi dinlerine ait insanların gittikleri her yerde kendilerine ait inanç merkezlerini bulurlar. Onlar açısında sorun yok.
Lakin biz Kızılbaş Aleviler açısından da bu durum böyle midir? Asla.
Biz, Jar’larımızı sırtımıza alıp göç etmek zorunda kaldığımız bölgelere götürme şansımız yok. Bizim inancımız Jar’dır. Kültürümüzü de JAR’dan alırız.
Kadim toprağımızın üzerinde son yüz yılda çok oyunlar oynandı. Devletin zoraki göçler hep gündemden düşmedi, tarihe not olarak yazıldı.
Ancak bazı dönemler var ki; sessiz ve de sedasız bizleri köksüzleştiriyorlar. Son bir yılda Dersim’de 7 bin (Yedi bin) civarında gencimiz bölgeyi terk etmiş. Korkunç bir rakam.
Kendi topraklarını terk eden gençlerimizin yerine dışarıdan, batı illerinden gelip yerleşenler hız kazanmış durumda. Bu tablo zamanla Alevi Kızılbaş inancın ana merkezi olan Dersim azınlık duruma düşecektir.
Devlet, “…bu coğrafya korunsun, bu inanç zenginliktir…” gibi derdi yok. Aksine bu tarihi ortadan kaldırmak için elinden geleni yaptı-yapmaya devam ediyor.
Bundandır ki; Dersimin kurumları bu göç meselesini ciddi ele almalıdır. Bunun önüne geçmek için el birliğiyle ne yapmalıyız gibi kafa yormamız gerekir.
Pir, Rayber, Mürşitlerimiz de bu durumda seyirci kalmamalıdırlar.
Xızır’a, Duzgun’a, Munzur’a ve daha sayamadığım kutsallarımıza inanlar bu durum karşısında seyirci kalmamalıdırlar.
Güneş, Toprak, Su, Ateş ve Hava bizim kutsalımızdırlar…Her köyde her ailenin Jarı olduğuna göre, JAR’larınızı sahipsiz bırakmayalım.
Gençlerimiz göç ediyorsa! Ki ediyor. Bu durumda Jarlarımız sahipsiz kalacağı anlamına geliyor.
Dersim Tertelesinde, dahi durum vahim hale gelmiş. On binlerce insanlarımızın katledildiği yıl dönümlerinde binlerce kişinin katılması gerekirken, yüz kişi dahi bir araya getiremiyoruz. Burada sadece bireyleri suçlayamayız. Kurumlarımızın bu duruma kafa yormadığını görünmektedir.
Sadece devlet bizi kutuplaştırmamış. Aynı zamanda da kurumlarımız bizi, birbirinden uzaklaştırmış. Ciddi bir konudur bunlar, kafa yormamız ve birlikte güç doğar anlayışı ile birliğimizi yakalamalıyız.
Eskiden kentimize, köyümüze ve evimize gelen misafir ya da yabancı olduğunda bu bizleri mutlu ederdi. İnancımız gereği, misafire hürmet eder ve en güzel şekilde ağırlardık. Lakin şu anda durum vahim hale gelmiş.
Gelenin cebine bakılır hale gelmişiz. Yazık. Çok yazık.
Sevgili Canlar, yoluna ve ikrarına bağlı olan her Alevi kendisini Alevi Haber Ağı’nın doğal bir muhabir olarak görmelidir.
Oturduğu mahallede, okuduğu okulda, çalıştığı iş yerinde, üyesi olduğu Cemevi’nde ve sokakat haber niteliği taşıyan her durmla ilgili bize görsel veya yazılı haber göndermelidir.
Bu istemimiz Alevi kurum yöneticilerimiz içinde geçerlidir.
Alevi Haber Ağı: Gerçekleri yazacak… Geçekler yazılırken sende katkını sun can…
Saygılar, sevgiler