Alevi Haber Ağı

Alevi Haber Ağı Web Sitesi

HALKIN SANATÇISI-HALKIN SAVAŞÇISI YILMAZ GÜNEY

''Yılmaz Güney savunduğu fikirler ve idealler uğruna henüz 47 yaşında sürgünde , Pariste yaşama veda etmiş ağır bir bedel ödemiştir.''

-Mehmet Tanlı –

Yılmaz Güney‘ in ölümünün üzerinden tam 40 yıl geçti Efsane oyuncu, senarist, yapımcı, yazar, şair, aktivist, sinemacı, halk sanatçısı,, aydın ve devrimci fikir insanı Yılmaz Güney 1 Nisan 1937 de Adana‘ nın Yüreğir ilçesinin Yenice köyünde Güneydoğudan Adana‘ ya göç eden bir Zaza ve Kürt ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Ve ne yazıkki 9 Eylül 1984 yılında sürgünde yaşadığı Paris‘ te mide kanserinden 47 yaşında hakka yürüdü.

Yılmaz Güney bu dünyadan göçeli tam 40 yıl olmuş ama o hem oyunculuğunu hem de senaristliğini üstlenerek sol perspektiften bakarak yaptıği Yol, Sürü, Duvar, Umut, Ağıt, Baba ve Arkadaş gibi filmleriyle iz bırakan eserleri, her zaman ezilenlerin yanında olan politik duruşu ile asla unutulmayacaktır ve ölümsüzdür. Henüz 47 yaşında yaşama veda eden Yılmaz Güney Türkiye sanatı, düşün ve sanat dünyası için çok büyük ve erken bir kayıptır. Yılmaz Güney‘ in atalarının Dersim’den geldiği söylenir, o iyide bir Alevi dostuydu .

Yılmaz Güney Devrimci sanat anlayışıyla, toplumun gelişmesinde, mücadelesinde yol gösterici olmuş, kuru slogancılığa düşmemiştir. Basit işler yapmamıştır. Onun ne filmleri ne kitapları, ne de toplumsal kurtuluş mücadelesindeki duruşu, felsefesi unutulacaktır. Yılmaz Güney etkili eserleriyle Türkiye halklarının her zaman hafızasında kalacaktır.

Bizler, Adana‘ da yeni yetişirken hep Yılmaz Güney’i kendimize örnek almış, onun filmleriyle büyümüştük. O çocukluğumuzun kahramanıydı adeta.Yılmaz Güney‘ i o zamanlar yanı 70 li yılların başında bizim Çukurova‘ da herkes severdi, beğenirdi. O yıllarda Adana‘ da kışlık ve yazlık en az 20 sinema vardı. Bugüne göre daha özgür bir ortam, sanata ve şehirdeki kültürel yaşama hatta ailece daha fazla katılım vardı. İnsanlar daha sosyaldi, kültürlüydü.

Yılmaz Güney’i canlı olarak birisi geçen yıl yıkılan Adana 5 Ocak stadyumunda 70 li yılların ortasında Altın Koza Film Festivali ödülü alırken , diğeride Umut Filminin o meşhur kuyumcu sahnesi çekilirken Küçüksaatteki kuyumcularında bulunduğu Çakmak caddesinde çok yakından görmüştüm. Boylu poslu yakışıklı bir adamdı asla çirkin değildi.

Yılmaz Güney’in sanat anlayışını ana hatlarıyla ele alan önemli yazılarını ve Yılmaz Güney’den sanat anlayışına ilişkin iki yazıyı Ekim ayında “Ölümünün 15. yıldönümünde Yılmaz Güney ve sanat” konulu kültür konferansına hazırlık materyali olarak kavranmalı şiarıyla Güney Dergisinde yayınlanmıştır.*

Yılmaz Güney Türkiye‘ de 7. Sanat olan sinema sanatında 1 numaralı isimdir. Milyonlarca insan şu an 2024 yılında bile onun eserlerinde, yapıtlarında kendilerini buluyor, kendilerinin yaşamını en iyi anlatan sanat insanı olarak görüyorlar ve ona olan sevgileri bu nedenle hiç eksilmiyor.

Kim ne derse desin Güney sinema tarihinde cezaevinden film ceken tek büyük sinema adamıdır. Yılmaz Güney filmlerinde yoksul emekçinin, topraksız köylünün çilelerle dolu yaşamlarını konu etmiş, olaylara sınıfsal açıdan bakmıştır. Üretenin daha iyi, onurlu bir yaşamı hakettiğini savunmuştur.

Yılmaz Güney, “Kültür dünyayı değiştirme çabasının ürünüdür ve aynı zamanda yeniden değişiminin en temel öğesidir” demiştir.

Bugünkü kültürel yaşama baktığımız zaman istinalar hariç kültürel ve ahlaki bir erozyon yaşanmaktadır. Ne yazıkki tarikatlara dayalı siyasal İslamcı kültür, kızlardan çocukluğunu çalıyor, kadınlara gerici, cinsel ayrımcı bir rol biçmektedir.

Bu nedenle Yılmaz Güney yaşadığı dönemde sanatçılara toplumsal sorumluluklarını anlatmış seçimlerinde tercihlerinde ezilen halkın yanında durmalarını talep etmiştir.

Yılmaz Güney sürgünde yaşadığı Paris‘te‘de önemli eserlere imza atmıştır. Cannes Film festivalinde Başyapıtı Yol filmiyle aldığı Altın Palmiye ödülü onun ne büyük bir sinema devi olduğunu göstermiştir.

Yılmaz Güney hayranlarının Ahmet Kahraman‘ ın ‚ ‘‘Yılmaz Güney Efsanesi‘‘ adlı mükemmel kitabınımutlaka okuması gerekiyor. Yılmaz Güney‘i tanımayanlar bile bu kitapla onu çok daha iyitanıyacaklardır.

Yılmaz Güney Halkını Seven Yurtsever Biriydi

Yazımın sonunda Yılmaz Güney, Nazım Hikmet, Ahmet Kaya ve yurt dışında sürgünde sevdikleri ülkelerden çok uzaklarda hayatını kaybeden, katledilen 68 kuşağı, öğrenci liderleri ya da şu an‘‘dışarda‘‘ yaşamakta olan etnik kökenine bakmaksızın tüm muhaliflere daha bir çok yurtseveryazarımıza, sanatçımıza atfedilen, vurulan şu vatan haini damgası konusuna da değinmek istiyorum;Yüreği ve beyni haktan, adaletten, insanlıktan, barıştan, kardeşlikten, dürüstlükten yana olan hiçkimse vatan haini olamaz. Yılmaz Güney savunduğu fikirler ve idealler uğruna henüz 47 yaşında sürgünde , Pariste yaşama veda etmiş ağır bir bedel ödemiştir.

Bu vatan hainliği konusunda özellikle suçlayıcılarla suçlananların ülkedeki konumlarına, ekonomik-siyasal-askeri-kültürel ve diğer alanlarda izledikleri ve uyguladıkları politikalara, sahip oldukları lüksyaşamlara refahtan pay alma anlayışına bakılınca farkı ve gerçeği göreceksiniz kim daha yurtsever.

İhanetle suçlananlar bu ülkeyi 80 yıldır yönetmediler, ülke topraklarını emperyalist güçlere açmadılar. Emperyalistlerle mali, askeri işbirliği anlaşmaları imzalamadılar*. Yoksulluğu yaratmadılar, Ülke tarımını yıkıma sürükleyen kararlar almadılar, çiftçileri, emekçileri, emeklileri mağdur etmediler.

Ülkenin yurtdışında imajını zayıflatmadılar. Umarız ve dileğimiz gün gelecek Yılmaz Güney ve diğer cesur aydınlarımızın hakları geri verilecek, onların isimleri konser salonlarında, kültür evlerinde, kütüphanelerde, okullarda, köprülerde, parklarda, stadyumlarda devasa yapıtlarda yaşatılacaktır.

Yılmaz Güney Devrimci sanat anlayışıyla, toplumun gelişmesinde, mücadelesinde yol gösterici olmuş, kuru slogancılığa düşmemiştir. Basit işler yapmamıştır. Onun ne filmleri ne kitapları, ne de toplumsal kurtuluş mücadelesindeki duruşu, felsefesi unutulacaktır. Yılmaz Güney etkili eserleriyle Türkiye halklarının her zaman hafızasında kalacaktır.

Çukurovanın yiğit evladı, Türkiye‘ nin tüm ilerici insanlarının hala kalbinde yaşayan , binlerce fikre ve yüreğe dokunan ustayı ölümünün 40. yılında sevgi, saygı ve özlemle anıyorum.

* Güney Dergisi, Evrensel Gazetesi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir