Alevi Haber Ağı

Alevi Haber Ağı Web Sitesi

Bu Zihniyet Neden Değişmiyor ?

BASINA VE KAMUOYUNA
Bu Zihniyet Neden Değişmiyor ?
Suç işlediğinden şüphelenilen kişilerin hukuk kuralları dahilinde tespit edilmesi, soruşturulması, tutuklanması ve yargılanmasını Adalet sistemine bağlı hukuk kuralları belirler bu sistem kişinin adil, tarafsız bir şekilde korunmasını sağlar hukukun üstünlüğüne göre ya özgürlüğüne kavuşur yada cezalandırılır.
İnsan hakları; ırk, cinsiyet, milliyet, etnik köken, din ve statüsü ne olursa olsun adaletin insanlara özgü tarafı işlemesidir ve Dahilinde kişinin yaşam ve özgürlük hakkını, düşünce ve ifade özgürlüğünü, çalışma, eğitim hakkı ayrımcılığa karşı korur.
“Her bireyin Adalete erişmesi, insan hak ve onuru için vazgeçilmezdir”.
Bu erişimi mahkemeler yoluyla artırmak insan hakları standartları açısından yasal süreçken diğer resmi adalet kurumları (Avukatları vb ) aracığıyla kişisel hak ve hukuk için mücadele edilir bu mücadele genelde sivil toplum gözetimini de içerir ve tüm toplumda tarafsız sürdürülebilir barış temenni edilir.
Tüm dünya ülkelerinin adalet sistemi, farklı din ve inanca sahip kişilerin korunmasını sağlar mahkûm edilen kişi manevi “Nihai Kaygılarını ” kendi inancı gereği içtenlikle yaptığına inanılır ve bu hak bireysel inanç hakkı olarak görülür gözetilir.
Ülkemizde de Din ve Vicdan Özgürlüğü kapsamında
Hükümlü haklarının 70.madde (1)
“Hükümlü, ceza infaz kurumlarında, mensup bulunduğu dinin ibadetlerini düzeni bozmayacak ve çalışmayı engellemeyecek şekilde serbest yerine getirebilir ve ibadette kullanılan eşyayı, dini yaşamı bakımından zorunlu olan kitap ve eserleri temin ve bulunduğu yerden muhafaza edebilir”.
Hükümlü haklarının 70.madde (2)
“Hükümlünün, mensup bulunduğu dinin görevlilerince ziyaret edilmesine ve onlarla iletişim kurmasına, kurum güvenliğini tehlikeye düşürmemek koşuluyla izin verilir.(5275 SAYILI KANUN)”
Yukarıdaki maddelere baktığımızda inanç yerine kullanılan Din sadece Sünni ve Şia mezheplere mensup mahkumlara ve diğer üç büyük dine mensup mahkumlara sağlanmakta
Cezaevlerinde yüzlerce mahkum, tutuklu var bunlardan biri de suçu belli olamayan ve cezaevinde tutulan Üryan Hızır ocak Dedesi sayın Veli Büyükşahin Dede; İstanbul/Silivri Cezaevinde 25.12.2018 tarihinde Alevi Dernekleri Federasyonuna bir mektup yollayarak tüm Alevi mahkumlarının inançsal haklarının ihlal edildiğini Cezaevinde Hızır orucunu ve Muharrem orucu tutan Alevilerin istek ve taleplerinin karşılanmadığını Ocak dedeleriyle görüşmek isteyen mahkumlarının talepler ininde ret edildiğini belirterek, Alevilere yönelik yapılan ayrımcı mezhepçi tutumu paylaştı ve Anayasanın 2. Ve 24 maddeleri gereği laiklik, din ve vicdan özgürlüğünün güvence altına alınmasını istedi
İnanç özüne yasak getirilen Biz Aleviler, Her alanda Adalet sistemine erişim konusunda endişe taşıyoruz, Mahkum edilen bir canımız için gösterdiğimiz çaba sadece Adalete erişim iken, önerilerimiz ve bu konudaki çabalarımız yanlış anlaşılmakta sanki suç analizinin esasına itiraz ediyormuşuz gibi kaotik bir durum yaratılmakta
Alevi tutuklu ve mahkumların kendi inanç önderiyle ( Ocak dedesi) görüşmesi engelleniyor, gerekçe olarak cezaevi prosedürü gösterilmekte bu prosedür ise Sünni , Şia ve farklı dine mensup olan mahkumların haklarına yönelik hazırlandığını biliyoruz ve Alevilerin bu alanda da ayrımcılığa yada dayatmaya tabi tutulduğu nettir. Yani Cezaevlerinde Alevi canlarımızın inançları gereği görüşme hakkı kapsamında istemiş oldukları Alevi inanç önderleri ( Alevi ocak dedesi) ile görüşme talepleri cezaevi yönetimleri tarafından reddediliyor.
Diğer taraftan;
Baskı, kin, öfke ve nefret’e karşı insani duruş sergileyen Aleviler topluma barış ve kardeşlik umudu vermeye çalışıyor bu nedenle çoğu zaman gerici faşist ideolojilerin yok etmeye çalıştığı bir toplum yada geçmişte olduğu gibi Alevilerin varlığını katledilmesi gereken bir düşman olarak kabul eden bir devlet anlayışıyla karşılaşıyoruz. Ve 21. Yüzyılda bu zihniyetin artık değişmesini istiyoruz
Başta devleti yöneten ve yönetmeye talip olanların dili, kurumlarda, iş yerlerinde, okullarda, mahallelerde, Alevilere yönelik nefret ve düşman söylemlerin dozunun arttığını, diğer taraftan iktidarda kalmak isteyen bir hükumetin kendi geleceği için Eğitim politikasının baştan sona laiklikten uzaklaştırıldığı ve çocuklarımızın Cami’ye zorlandığını görüyoruz
Alevi dernekleri Federasyonu; kurulduğu günden bu güne birçok hak ve hukuk mücadelesi vermiş kurumsal düzeyde çözümler aramıştır. Güven ve diyalog eksikliği üzerinde oluşan karşılıklı yaklaşımlarında azımsanmayacak kadar fazla olduğunu bilen ADF “Alevilik bu ülkede meşru bir inançtır” adı altında özellikle Adalet, Eğitim konusunda devletin ilgili bakanlıkları ile görüşmeler başlatacak güven ve diyalog sağlanarak, hak ve hukuk konusunda kayda değer çalışmalar sürdürecektir.
Güven, hoşgörü, karşılıklı kabul unsurları ile “ihanet”, “istismar” ve “asimilasyon” ‘a karşı eylem başlatıyor gerçek anlamda toplumumuzun farklılıklarıyla bütünleşmesini sağlayacak gelecek için umut olacak adımlar atıyoruz
Tüm Alevi kurum ve kuruluşları olarak başta eğitim olmak üzere diğer kamusal düzlemde asimilasyon tornasına geçirilmek istenen inancımıza ve ilkelerine her alanda sahip çıkacağız.
SAYGILARIMIZLA
ALEVİ DERNEKLERİ FEDERASYONU VE BİLEŞENLERİ

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir