Alevi Dernekleri Federasyonu öncülüğünde bir heyet, bugün cami yapılan Alevi köyüne gidiyor

AHA – Kars’taki Alevi köyü Aşağısallıpınar cami yapılmasına  Alevilerin gösterdiği tepki giderek çığ gibi büyüyor. En büyük tepkiyi köylerine dayatmayla cami yapılan Aşağısallıpınar Köylüleri gösterdi. Köylerine cami yapılmasına karşı çıkan Aşağısallıpınar köylüleri, İzmir’de yaptıkları toplantıda bir an önce bu projeden vazgeçilmesi çağrısında bulunundular ve imza kampanyası başlalatılar. Giderek yaygınlaşan bu toplumsal tepkilerin ardından cami inşaatı durduruldu.

Alevi Dernekleri Federasyonu (ADFE), Alevi köylerine cami yapma dayatmasına dur demek için bugün  bir heyetle Kars doğru yola çıkıtı. ADFE heyeti, Erzurum ve Ardahan’daki bazı Alevi köylerini de ziyaret edecek.  Alevi Dernekleri Federasyonu (ADFE) Genel Başkanı Celal Fırat’ın başında bulunduğu heyet Kars Büyükşehir Belediyesi’ni ve Kars Valiliği’ni ziyaret ettikten sonra, Aşağısallıpınar Köyü’ne geçecek. Fırat, Kars Valiliği’nde yapacakları görüşmede caminin cemevine çevrilmesi için dilekçe vereceklerini belirtti.

” UYGULAMALI DÖNÜŞTÜRMEYİ DURDURUYORUZ ”

ADFE Başkanı Fırat Alevi köylerine hızmet görürmenin köye camı yaptırma şartına bağlanmasına ilişkin şunları  ifade etti: “Alevi köylerine camii projesi” uygulanan asimilasyon taktiklerinden biridir, hatta bunun bir üst versiyonu cemevini camiye çevirmek ya da “Camii -Cemevi yapmaktır. “
Düşünsenize laik bir ülkede yaşıyorsunuz. Devlet; Alevi köyüne Camii yaptırıyor, Sünni din adamı istihdam ediyor ve o imamlar aracığıyla inancına dokunuyor, dönüştürüyor inancına yönelik kimlik ve anlam krizi yaratarak Sünni motifli yeni bir Alevilik yaratıyor. Oysaki Alevilerin ibadet yeri cemevidir! İbadethanelerimiz kutsiyet teşkil eder. Kutsal demek; dokunmayacağım, incitmeyeceğim ve üzmeyeceğim onu doğal haliyle kabul edeceğim birlikte yaşamayı ve değer vermeyi sürdüreceğim demektir.
Ancak bakınız ki; köye alt yapı, yol, su hizmeti karşılığında devlet bürokrasisinin dayattığı Alevi köyüne Camii projeleri bitmiyor. Yani yüzyıllardır devlet kurumu veya kişiler bizlerin ibadethanesini belirlemeye çalışıyor. Bizlerde ısrarla ve dirençle “Bir inancın ibadethanesine, ibadetini nasıl yaptığına, nasıl yapacağına yalnız o inanca gönül vermiş olanlar belirler diyoruz ve bu asimilasyonu durduruyoruz” dedi.

Haber Merkezi