LEY-LA/NIN GÖZLERİ

“Adına ağıtlar yüklenen şehir
Katli vacip sayıldı her dönemde…” İhsan Fikret Biçici
Her şey düşer hafıza
Esas olan umuttur
Acılar yüreğimizi acıtsada
Gün gelecek devran dönecek o gün
Birileri umut eker karanlığa
Birileri ürkek davranır
Söz açıldımı özgürlükten, hesap sormaktan
Paçaları tutuşur
…
Açlıkta, ölümde yeni bir şey değil, insan her gün yaşar ve ölür
Ama esası güzel bir ülke için mutlu ölmek hayatımızın kendisidir.
“Kökleri tarihin derin havzalarındadır, her gün karanlıkla karşılarız onu, umudu baki kılmak zor olsada, yüreği deryalaşmalı insanın”
Nereli, kim, hangi gelenekten olduğumuz önemli değil artık, özgürlük akar su gibidir, Paris barikatlarından, Stalingrad çarpışmalarından, Gazi ve Sur serhildanlarından yoğrulmuş anılarımız
“Makül eşrafından” bir direniş geleneği Paramazlardan, Mazlumlardan, yeni çağın ayaklanmacısı İvannalarda barikat olduk.
Ve açlık başlandığından beri
Çiçeklenmiş tüm ağaçlar
..
Saysak adlarını ölümsüzlerimizin
Öyküleri kızıl kitaplardan ağır
Dayanmaz ölüm
Teslim olur
Ve onur bir şiir gibi kalır
…
Le derse; “saatinizi ayarlayın umuda”
Umut dimdik ayakta
Hoş kalın
Ve derse bize Xızır-ı Şubat
Düşlerimizi tedavüldeki aşınmış matbaaların serigrafisine dizip
Kırmızı pankartlar içinde
Geceyi şafaklayın
..
Unutmayın Amed’i
Sağmalcılar ‘ı
Ulucanlar’ı
Denizi,
Mahiri
İbrahim’i
Ve ardlarında Mazlumları
Ve devrim dersem çık
Ve elma dersem… sen, siz, onlar; bilirsiniz…
NİN GÖZLERİ
Derler ki Arin Mihran’ın sözlerinde
Dizilidir özgürlük
Kadınlar taburu öykünür belleklerine
O çiçek ki milyonların izini taşır her solukta
Her gece erken iner Asme
Si/Murg kanatlarında çocuklar gülümser
Demektir masal kahramanları anlatılacak mor geceye
Düş kuranlar sarmaş dolaş koşar
Mavi adımlarla izini sürer
Sonsuzluk aşkın rüştü sarar yüreği
O Erfin denkleminde
Kutsal Laleş kucaklar
Orkide beyazı güvercinler
Kavruk yüze dokunur
Ve özgürlük koşar dört yöne
Sarsılır ayak adımların toprak
Suyun rengi hürmeti adına
Ölümsüzler ülkesi
Özgürlük bilimi
Göklerin efensine karşı Lİhit
Demek ki özgürlüğe sevdalı
Deme ki bilinmezlik teorisi
Demek ki hayatın vazgeçilmez şiarı
On bir tez işaretinde
On iki bahar
Dört denklemin büründüğü buğday
Dört işarete yazılan
Güneşin sarı tonunda lavaş ekmek kokusu
İşrar’ın el kitabı
Süzülür gecenin koynunda
Şu direnen yurt Erfin için
Kurtulmuş o kent
Tüm bayraklar adına
Çağın son düşü
Ve söz eder erdemlik
Özgürlük biraz ölüme benzer
Ah Kobane
Ah Stalingrad
Ah vietnam
Ah Erfin
Nice ölümler
Arya
Napalm yağmurları
Misket bombaları
Ölen sevda
Ölen şeker
Ölen yediveren gül
yaşarildan
yaşarildan.
04.02.2019 Şubat açlık günleri

Sevgili Canlar, yoluna ve ikrarına bağlı olan her Alevi kendisini Alevi Haber Ağı’nın doğal bir muhabir olarak görmelidir.
Oturduğu mahallede, okuduğu okulda, çalıştığı iş yerinde, üyesi olduğu Cemevi’nde ve sokakat haber niteliği taşıyan her durmla ilgili bize görsel veya yazılı haber göndermelidir.
Bu istemimiz Alevi kurum yöneticilerimiz içinde geçerlidir.
Alevi Haber Ağı: Gerçekleri yazacak… Geçekler yazılırken sende katkını sun can…
Saygılar, sevgiler