Alevi Haber Ağı

Alevi Haber Ağı Web Sitesi

Yargılanan Turgut Öker değil Avrupa Alevi Örgütlenmesidir!

 

30 seneyi bulan örgütlenmesinde Avrupa’nın 14 ülkesinde kurumsallaşarak Alevileri bir araya getiren Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu ve onun bileşenlerinin yarattığı kazanımlar Türkiye’de AKP iktidarını rahatsız etmekte.

Bu rahatsızlığını açıkça dile getiren AKP’nin Cumhurbaşkanı yaptığı açıklamalarda açıkça Avrupa Alevi hareketini dizayn etmeye, seçimlerde aday olan AABK Onursal Başkanı Turgut Öker’i hedef göstermekte, bu örgütlenmenin Almanya tarafından finanse edildiğini dahi söylemekten çekinmemektedir.

Peki niçin Avrupa Alevi örgütlenmesi ve onun onursal başkanı Turgut Öker hedef gösterilmektedir. Bunun için şöyle geriye doğru gitmekte fayda var.

30 sene önce Almanya’ya gelen büyüklerimizin kurmuş olduğu örgütlenme Avrupa ve Türkiye’de yaşayan Alevilere ışık olmakta, korkan bir araya gelemeyen Aleviler yaratılan bu sinerji ile örgütlenerek, birlikte mücadele etmeye başlaması Aleviliği inkar eden, katleden zihniyet üzerinde korku yaratmaya yetti. Artık Aleviler çeşitli isimler altında kurulan derneklerde örgütlenmekte bu birliğini daha da ileri götürerek federasyon çatısı altında ortak mücadele etmeyi başarmışlardır.

Avrupa Alevi örgütlenmesi ise Almanya’da başlattığı örgütlenmesini Avrupa’nın 14 ülkesine taşıyarak ‘Konfederasyon’ çatısı altında tüm bileşenleri ile ortak mücadelesini başlatması, derneklerin çığ gibi büyüyerek onbinlerce Aleviyi çatısı altına alması, yaşadıkları ülkelerde Alevilerin temel taleplerinin kazanılması gibi önemli adımlar başarıldı.

Başta Almanya olmak üzere kurulan 160 derneğin 100’den fazlasının binalarının kendilerine ait olması, siyasi arenada Başbakanlar, Cumhurbaşkanları, Parti başkanları tarafından üst derecede itibar edilmesi, devlet antlaşmaları başta olmak üzere, okullarda Alevilik Derslerinin verilmesi, üniversitelerde kürsü haklarının alınması gibi önemli kazanımlar mücadele sonucunda kazanıldı.

Başarılar saldırıları da beraberinde getirdi.

AABK’nın bu başarıları ülkemizde 19 yıldır iktidarda olan AKP ve onun Cumhurbaşkanını rahatsız etmeye devam etmekte. Bu rahatsızlığın en büyük sebeplerinden birisinin Bochum şehrinde Tayyip Erdoğan’a verilmesi düşünülen Barış Ödülünün AABF’nin düzenlediği 50 bin kişinin katıldığı yürüyüş ve mitingle protesto edilmesi ses getirdi ve ödülün verilmesinin iptal edildi. Ardından Türkiye’de yapılan uygulamaları sürekli dile getirerek Avrupa’da nereye giderse gitsin rahat bırakmayacagız diyerek Tayyip Erdoğan’ın gittiği ülkelerde yapılan protesto mitinglerinin Avrupa’da yankı bulması, en sonunda da onursal başkanın HDP’den milletvekili seçilmesi bardağı taşıran son damla oldu.

AABK’nın başarılı çalışmaları, Avrupa siyasetçileri, Avrupa Birliği tarafından üst düzeyde itibar görmesi, taleplerinin partilerin programlarına, sorunlarının AB İlerleme Raporlarına girmesi bu örgütlenmeye karşı AKP iktidarının savaş açmasını da getirdi.

Onursal Başkan 30 yıldır bu konuşmaları yapıyor.

Onursal başkan Turgut Öker yönetime seçildiği 1993 yılından bu zamana kadar genel sekreterliği ve genel başkanlığı süreçlerinde iktidarın Alevilere karşı yaptığı baskıları protesto eden, katliamlar karşısında da bu zihniyetin Kerbela’da Şah Hüseyin’i katleden ‘Yezit’ zihniyetinin devamı olduğunu belki yüzlerce defa dile getirmekten çekinmemiştir. Aynı konuşmaları yüzlerce dernek başkanlarımız, federasyon başkanlarımız dile getirmişlerdir. Bu konuşmaları yaparken de acaba hakkımızda soruşturma açılır mı diye bir korkunun içerisinde hiç olmamışlardır.

AABK’nın başarıları, AKP iktidarının yaptığı baskıları, asimilasyon çalışmalarını sürekli teşhir eden ve mücadele etmeyi ilke olarak kabul gören anlayışı AKP’nin Cumhurbaşkanını rahatsız etmeye yetti. Çeşitli defalar yapmış olduğu basın açıklamalarında ‘Almanya’da birisi çıkmış şimdi onu milletvekili adayı yapmışlar.’, ‘Ali’siz Aleviliği savunan Ateist Aleviler’. ‘Almanya’nın parasal destek verdiği misyoner çalışmalar yapan Ateist Aleviler’, ‘Ali’yi sevmek Alevilikse en büyük Alevi benim’ diyerek tepkisini açıkça ortaya koymaktan çekinmemiştir.

Hatta bu konuşmalar ileri boyutlara götürülerek son yıllarda Avrupa Alevi örgütlenmesini bölüp parçalamaya yönelik devlet destekli örgütlenmeleri desteklemekten de çekinmemiş açıkça destek vermiştir. Avrupa’da Şia’nın yaptığı çalışmalar, AABK’ya bağlı derneklere sızma, oraların yönetimlerini ele geçirme çalışmaları, sosyal medyada kendilerine Alevi diyen kişilerin bilinçli yaptığı saldırılar, Alevi örgütlenmesinde yaratılmaya çalışılan Alisiz Alevilik iftiraları gibi saldırılarla bu çalışmalar üst boyutlara çekilmeye çalışılmaktadır.

Tam da bu sırada Onursal başkanımız Turgut Öker’in gözaltına alınmaları, hakkında soruşturmaların açılması çabaları boşuna yapılmamaktadır AKP iktidarı tarafından. 20 yıldan fazladır yapmış olduğu konuşmaları hakkında şimdi soruşturmaların açılması onun şahsında Avrupa Alevi hareketine karşı başlatılan bir operasyonun adıdır. Verilmek istenen mesaj açıktır; eğer çalışmalarınıza bu şekilde devam eder bizlere rahatsızlık verirseniz aynı Turgut Öker’e yaptığımı diğer tüm yöneticilere karşı yaparım mesajıdır. Korku salarak mücadeleye zayıflatarak, buradan bir delik açarmıyım mantıgıyla yapılan bir girişimdir.

Aleviler tarihi bir duruşla karşı karşıyadır.

AKP iktidarı ve onun cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Avrupa Alevi hareketine ve onun onursal başkanı Turgut Öker’e karşı bu tavrı sergilerken, Avrupa’da ve Türkiye’de yaşayan Alevileri de tarihi bir adım beklemektedir. Başta şu konuda anlaşmak lazım; açılan bu dava Turgut Öker’in şahsına açılan bir dava degildir. Onun şahsında Avrupa ve Türkiye Alevi hareketini dizayn etme, korku salarak sindirme ve bölüp parçalamaya dönük bir davadır. Eğer Aleviler açılan davayı bu perspektifle değerlendirmeyip  gerekli duyarlılığı göstermezse çok büyük tarihi bir hata yaparlar. Bizler mahkeme günleri adliye koridorlarını doldurmayıp, Turgut Öker’e gerekli desteği vermeyip, gücümüzü göstermez yalnız bırakırsak işte o zaman AKP’nin istediği tuzağa düşmüş oluruz. Onun istediği de onursal başkanı yalnızlaştırıp istediği saldırıları yapmak degil mi?

Eğer bizler gerekli hassasiyeti göstermeyip, desteğimizi vermezsek, Turgut Öker başkanı mahkeme salonunda yalnız bırakırsak unutmayın ki bu adımın arkası daha şiddetli şekilde gelecektir. 30 yılını bu örgütlenmeye vermiş onursal başkana sahip çıkmayan örgütlenme diğer yöneticilerine de sahip çıkmaz anlayışıyla AKP zihniyeti gözaltılar, baskılar ve tutuklamalara devam edecektir.

Sosyal medyada yapılan paylaşımlardan dolayı yapılan gözaltılar, tutuklamalar insanlar üzerinde büyük korku yarattı ve önceden sürekli paylaşım yapanlar yapmaz hale geldi. İşte AKP’nin toplum üzerinde yaratmak istediği psikolojik korku anlayışı hakim kılındı. Bu tuzağa bir daha düşmemek lazım Bugün Onursal Başkan Turgut Öker’e karşı açılan bu dava aslında başta Avrupa Alevi hareketinin yöneticileri olmak üzere herkese karşı açılan bir davadır. Gelin harcını Hüseyin’i duruştan alan, Pir Sultan’ın korkusuzluguyla yürüyen, Mansurca direnen, Nesimi’ce derisi yüzülen, işkencehanlerde destanlar yazan, Dersim’de zalimin zulmü karşısında boyun eğmeyerek onların yüreklerine dert olan Pir Seyit Rıza gibi korkusuzca darağaçlarına yürüyen bir inancın evlatları olarak kime karşı açılırsa açılsın eğer insanlığa karşı bir zulüm varsa orada direnmek, haklı davaya sahip çıkmak görevimiz olmalıdır.

Bu duygularla herkesi 26 Şubat 2020 Carşamba günü saat 10.00’da İstanbul Anadolu Adliyesi  / Kartal’da Onursal Başkan Turgut Öker’le dayanışmada bulunmaya çağırıyorum.

Bu tarihi bir an ya bir araya gelip direnecegiz ya da yalnızlaşıp yok olacağız!

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir