Alevi Haber Ağı

Alevi Haber Ağı Web Sitesi

Hücrelerdeki yasak harflere özgürlük

– Yaşar İldan –
Bir ülkenin cezaevleri o ülkenin devlet yapısını, orada ki özgürlük, demokrasi mücadelesinin boyutlarını gösteren, açıkcası sisteme rengini veren, onu yansıtan aynadır da. Toplumlar tarihi yüzyıllardır zulme başkaldırılara, özgürlük ve eşitlik isteyen insanlar icin zindanlar inşa edilmis. Kimin adı ise sırayla alfabetik .E-L-D-M-F. Buralarda ki insanlar teslim alınmaya çalışılımıştır.Bunlardan en ünlüleri Saygon zindanlari, Nazi kampları,Diyarbekir zindanları ve Mamak zindanıdır. İnsanlar, yıllarca dört duvar arasında cezalarını cekmeleriyle”topluma yararlı bireyler haline getirilip tekrar topluma kazanılacaği söylenir” Aslında adından da anlayacağımız gibi cezaevleri insanları cezalandırmak ve bu temelde “islah” etmek amaciyla insa edilmistir. Cezaevleri adli tutuklular icinde bir iskence ve islah etme merkezleri olmasına rağmen benim üzerinde duracağim esas sorun politik-devrimci tutsaklar söz konusu olduğunda uygulanan yöntemler daha vahşi ve yok etme yeridir cezaevleri.
Tüm devletler cezaevlerini kendi kaleleri ve buralarda üstünlüklerini yitirmemek içinde en alçakca yöntemleri de kullanmaktan çekinmezler. Cezaevlerinde  savaş daha çıplaktir, cezaevlerinin koşulları ve savaşta uygulanan koşullardan farkli koşullar rejimin niteliğine göre değisir.  Adli ve siyasi farketmez,tutukluların cezaevlerinde bedenleriyle beraber kişilikleri de teslim alınmak uysal bireyler yaratmak istiyor devlet.
Özelikle politik tutsakların kişiliğini şekillendiren, belirleyen siyasi düşüncelerinden vazgeçirmek, onları uslandırmak, başkaldırmayan, itaat eden insanlar haline getirmeye çalismak temel hedefleridir. Cezaevleri de tarih boyunca bir çok insanı düşüncelerinden dolayı siyasi sebeplerle kapatıldıkları yerler olmuştur. Pirsultan, Nazim Hikmet, Yilmaz Güney, Ahmed Arif, Sebahattin Ali, Aziz Nesin, Hüseyin Demircioglu, ne adlarını unuttum, ne antlarını milyonlarca can zindanlara tıkılmıştır.
UMUDU EKTIM RANDEVU YERINE
Devlet dört duvar arasına şimdi de “Lüx otel”dedi. Peki bir bakalım şu Hücre tipi siteminin amacına. Devlet hücre lafına hışımla karşi çikarak, bunun bir yatak, masa ve sandelye, dus, lavabo, hatta içinde klozet ve televizyonun da bulunduğunu şirin mi, şirin bir oda olacağının yalanını hala tekrarliyor bir koro halinde. Ama hale Gercek ise şu; uzunluğu 4, genişliği 2, yüksekliği 2.20 metre olan eşyalardan 4.4 metrekare olan tek kişilik ölüm hücreleri. Ayrıca tutuklular bir birinden yalıtık, havalandırmaya bile sırayla çıkartiliyorlar hala. Havalandırma duvarları 8 metre yüksek olduğundan güneş görmeleri bile engelleniyor. Tutsaklar duvarları, ses geçirmeyen bu odalarda 24 saat tecrit ve keyfi uygulamalarla karşı karşıyalar. Mektup yasak, görüş yasak. Ölüm bile yasak ama tutsak desenlere o duvarlar viz geliyor. Klozet borularından iletişim sağlıyorlar, duvarlardan tiklamalarla ve bağırarak iletişim sağlıyorlar.
İste bu seslenis size ! ! !
Tek kisilik hücre tipi diğer etkileri ise fizyolojik bazi rahatsızlıklara ne olmasıdır. Görme bozuklukları, mide ve bağırsak rahatsızlıkları, romatizma güneş görmedikleri icin, banyo ve tuvaletin aynı oda da olması, hücrelerin rutubetlenmesi ve lağim farelerini enfeksiyon taşımaları vs.
Tüm devrimci tutsaklara, hasta tutuklular serbest bırakılsın!
Yaşar İldan

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir