Alevi Haber Ağı

Alevi Haber Ağı Web Sitesi

DERNEKLERE KAYYUM ATAMA VE GENEL KURULLARI ERTELEME HAMLESİ VE SONUÇLARININ ALEVİLERE YANSIMASI

AKP iktidarı yaşadığımız şu pandemi sürecinde Alevileri de direkt ilgilendiren kritik önem arz eden iki noktada önemli gelişim gösterdi. Birincisi derneklere dair çıkardığı yasal düzenleme (derneklere kayyum atamaların yapılması) ikincisi ise pandemi gerekçesi ile genel kurulların (seçimlerin) ertelenmesi.
Alevi örgütleri uzun süredir kendi içinde bulunduğu sorunlara dair iç tartışmaları yapmaktadır. Bu tartışmalar istenilen düzeyde ve yeterli oranda sorunlara çözümler bulan bir sürece evirilemedi. Yaşanan pandemi süreci, bu tartışmalar için önemli fırsatlar yarattı. Her ne kadar pandemi süreci, insan ilişkilerinin yüz yüze halinin ortadan kalkmasını sağladıysa da aynı zamanda insanların en çok okudukları, araştırdıkları bir dönem olduğunu hepimiz bilmekteyiz. Bizler sürecin bu yanına göre örgütlerimizi harekete geçirseydik, çalışmalarımızı da buna göre yapsaydık daha verimli bir süreci yaşamış olurduk. Yaşadığımız sorunları da bu yöntemlerle ele alsaydık bugün sürecin ihtiyaçlarına cevap veren bir adım atılmış olunurdu. İster kendi içimizde herhangi bir konu ( bir çalışma) ya da Alevilerin yaşadığı sorunlara dair bir tutum, isterse de bir sonuç almak için olsun örgütsel durumumuzun korunmasını sağlayacak daha verimli sonuçlar ortaya çıkarabilirdik. Kaldı ki Alevi kurumların bir kısmı, diğer demokratik kurumlar vb. alanlarda süreci böyle yönettiler, teknolojiyi verimli kullandılar, etkinliklerini buradan örgütlediler, kurullarını buradan işlevli kıldılar.
İletişim araçlarının ortaya çıkardığı olanaklar daha aktif kullanılmadığı noktada pandemi öncesinden de biriken problemlerle bu süreçte örgütlerimiz idare edildi. Durum böyle olunca, AKP iktidarı her yönüyle tekçilik üzerine kurduğu iktidarının kalıcı olması ve sürmesi için her alana bir plan dahilinde müdahale etmektedir. Alevilere yönelikte bu plan dahilinde saldırıları gerçekleştirdiler. Birincisi derneklere dair çıkarılan kanundur. Bu kanun tek başına Alevilere dair çıkarılan bir kanun değil ama önemli bir dinamiği barındıran alevi kurumlarını hizaya sokmak için önemli bir saldırıdır.
Alevi kurumları kendi içinde yaşadıkları iç tartışmalarda önemli bir eşik aşamasında bulunmaktadır. Alevi kurumlarının hizaya sokulması çabası ile bu çabanın karşısında kurumların tutumu orta yerde durmaktadır. Alevi kurumlarının eli ile Alevileri dizayn etme çabası tam da bu sürecin kritik yerinde durmaktadır. Çıkan dernekler yasası tam da bu noktada önem arz etmektedir. Alevi kurumlarının bu yasa karşısında hiçbir tutum almamasını, önümüzdeki süreçte Alevileri bekleyen başka bir tehlike olarak görmemiz lazım. Öyle ki kanun çıktıktan sonra Alevi kurumları, kurumlarımızı korumak için yapılacak açıklamaları nerde kim yapacak, nasıl olacak, kimler katılacaklar şeklinde genelge göndererek istemektedir. Adı da kurumu korumak. Bu durum saldırının bizdeki yansımasını, oturduğu anlayışın sonucunu bize göstermektedir. Bunun sonucu “aykırı davrananlara” ise siyasal yaşamda uygulanan kayyumların atanarak derneğin tasfiye edilmesini şimdiden kabul etmek gibi bir sonucu göstermektedir. Tüm bunlar Alevilerin dernekler içinde demokratik ayağın tasfiye edilerek, Aleviliği eşit yurttaşlıktan uzaklaştırarak, cem evlerine hapsetmeyi sağlayacaktır.
İkincisi; genel kurulları pandemi gerekçesi ile erteleyerek, kurumların örgütlülüklerini güçlendirmesini engellemek ve statükoyu kurumlar eliyle hakim hale getirmeyi amaçlamaktadır. Genel kurulların ertelenmesi tek başına Alevilere yönelik hamle değil sadece, diğer toplumsal dinamikleri de (meslek örgütleri, TTB, MMO, Barolar vb.) içinde barındıran kapsamlı saldırının önemli bir ayağını oluşturmaktadır.
Diğer yandan, bu süreçte yaşanan baskının ortaya çıkardığı önemli avantajlarda bulunmaktadır. AKP, önümüzdeki süreçte oluşacak hareketlerin de kontrol edilir olmasını sağlamak istiyor. Bu nedenle bu sürecin dinamik ve değişime açık olmasını önlemeye yönelik hamleler yapılıyor. Demokratik kurumlarda da sürecin ihtiyacına cevap veren bir çalışma bulunmamaktadır. Bu nedenle her alanda yaşanan krizin aşılmasına dair tepkiler de yükselmektedir. AKP bunu da bloke ederek, derinleştirerek kurumlar içinde yeni ayrışmaları hedeflemektedir. Saldırılar karşısında bölünmüşlük örgütlülüklerde güvensizliği artırır. Bunu görmezden gelmemeliyiz. Çünkü bu saldırıların hedefini tek bir alanla sınırlamıyor. Bu nedenle amacın ne kadar alanı etkilediği önemli yerde durmaktadır. Bu nedenle genel kurullardaki sayısal oranlar gibi gerekçeler ile adeta süreci bloke etmektedir. Aksine binlerce kişi ile AKP kongreleri ortadadır. Bu düzenlemeyi bu nedenle siyasi olarak ele almalıyız. Biz Aleviler de süreci siyasal olarak görmeliyiz ve buna göre tutum almalıyız.
Yukarıda bahsini ettiğimiz sorunlara dair olması gereken tutumun alınmamasının nedeni, iktidarda kalmak ve iktidar olmak içindir. Alevi kurumlarında pandemi süreci adeta imdat haline geldi. Her türlü olumsuzlukların, hukuksuzluğun kapatılmak istendiği bir süreç olarak ele alınmaktadır. Bu nedenle seçimler yapılmak istenmemekte, bu nedenle ortak aklı kullanmamakta, bu nedenle eksiklerini ortaya koymamakta, bu nedenle ayrıştırıcı dil kullanılmakta, bu nedenle haksızlıklara karşı durmamakta. Bu da son tahlilde ortak hareketi ve mücadeleyi ortadan kaldırmaktadır.
Ne yapmalıyız!
Öncelikle, sorunun çözümü sorunun olduğu yerde aramaktan geçmektedir. Yani düştüğümüz yerden kalkacağız. Aleviler olarak bizlerin daha fazla sorumlulukları, daha fazla çabaya ihtiyacı bulunmaktadır. Sorunlara mevcut alışkanlıklarımızı terk ederek başlamalıyız. Bu nedenle kurumlarımızda yöneticilerden kaynaklı yaşanan yanlışlıklarımızı ortaya koymadan çekinmemeliyiz. Tüm farklılıkları ama yanlışlıklardan arınarak bir arada tutacak irade oluşturmalıyız. Bunları birlikte konuşmayı becermeliyiz. Kısacası, sorunlarımızı halı altına süpürme dönemi ve sürecini kapatmalıyız. Hastalığın büyüğü yanlışlıklara karşı sessiz durmada ve tutum almamada yatmaktadır. Bu da asimilasyonda ayrı bir ince hastalıktır.
Dönemin ağırlığı nedeni ile bu süreçte her alevi açıktan katkı sunmayı hedeflemelidir. Kurumlarımız kuşatma altındadır. Bu süreç sadece yönetimde olanların aşacağı bir süreç değildir, bunu yönetimde olanlarda görmelidir. Bu nedenle amaç bugün kurumlarımızda iktidar olma değildir. Sorun bunu aşan bir yerde durmaktadır. Günümüzün ihtiyacı saldırılara karşı birlikte mücadele etmedir. Günümüzün ihtiyacı noksan fazla, doğru yanlış, iyi ve kötümüzle yüzleştiğimiz, yüzleştikçe arındığımız, arınırken örgütlendiğimiz ve örgütlediğimiz bir yoldur. Heybemizden bir nefes ile yoldayız. Hızır yar ve yardımcımız olsun Aşk ile.
Hasan Gülüm
PSAKD Ataşehir Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir