SÜLEYMAN SOYLU SUÇLULUK; GAZETECİLER DE KORKU PSİKOLOJİSİ İÇİNDEYDİLER
-Hüseyin Yalçın –
Ülkücü mafya lideri Sedat Peker; yayınlamış olduğu videolar ile İçişleri Bakanı Süleyman Soylu hakkında bazı iddialarda bulunmuştu. Bu iddialara TRT’de bir programda cevap veren Soylu, kendisini aklayamamış olmanın psikolojisiyle güya tarafsız tv kanalı olan Habertürk de gazetecilerin(!) karşısına çıktı. Program moderatörü kadın, soru sormaya çekinip-korktuğu gibi, diğer gazetecilerin de soru sormalarını sağlayamadı. 3 saatlik programı Süleyman Soylu belirledi. Gelmişini geçmişini, ne kadar düzgün ve iyi insan olduğunu, arta kalan zamanlarda ise sorulan sorular ile hiç mi hiç ilgisi olmayan şeyler, hikâyeler anlattı. Ayrıca fırsat bu fırsat düşüncesi ile AKP güzellemesi yaptığı gibi, muhalefet eleştirisi hatta karalamasını da ihmal etmedi. Kendisi hakkında iddialara cevap vermediği gibi, kendisi bazı kişiler hakkında iddialarda bulundu.
Kendi tv kanallarında ve her yerde kasım kasım kasılanlar, herkese gazetecilik dersi vermeye kalkarak büyük muhalif gazeteci payesini kendilerine biçenler, Soylu karşısında kelimenin tam anlamıyla “dut yemiş bülbüle döndüler”.
Gerçek bir gazeteci sorduğu sorunun cevabını almak ister, hikâye dinlemek değil. Şayet sorduğu soruların hiçbirine cevap alamıyorsa, artık soru sormaz ve orayı terkeder. Sorunun cevabını alamadığı gibi, karşıdaki insanın propaganda amaçlı konuşmasını dinliyorsa, bilerek ya da bilmeyerek onun anlatımlarını haklı bulmak ve onu aklamaktır.
Sermaya sınıfının tv kanalında, plaza içindeki ultra lüks stüdyolarda halk adına gazetecilik yapılamaz. Olsa olsa kendini aklamak, temize çıkarmak isteyenlerin planlarına, amaçlarına bilerek ya da bilmeyerek hizmet edilir…
Gazeteciler kamuoyu adına soru sorar. Sorulara cevap almak da halkın gerçekleri öğrenme hakkıdır. Ama cevaplar hikaye değil, sorunun özüne ve gerçeğe uygun, mantıklı olmalıdır.
Dün akşam ki programa ilişkin özce düşüncem şudur; Süleyman Soylu suçluluk; gazeteciler de(!) korku psikolojisi içindeydiler. Böyle olunca suçluluk psikolojisi yaşayan olayları çarpıttı, yalan şöyledi, korku psikolojisi yaşayanlar da sorularının cevabını almakta ısrarcı olamadı, gazetecilik etiğine bağlı davran(a)madı.
Habertürk programında Süleyman Soylu ve gazetecilerin durumu, aşağıdaki fıkra gibiydi.
Temel İstanbul’da adam öldürmüş ve Rize’ye kaçmış. Rize’de yakalanarak mahkemeye çıkarılmış. Hakim Temel’e sormuş; “Anlat bakayım şu olayı?” Temel; “Rize’den bindim kayığa, geçtim Trabzon’a. Hava bozdu, döndüm Rize’ye. Bindim kayığa, geçtim Trabzon’a. Hava bozdu, döndüm Rize’ye” Hakim; “Oraları bırak İstanbul’a gel” deyince, Temel; “Yok yaaa geleyim de asın beni ha” demiş.
Sevgili Canlar, yoluna ve ikrarına bağlı olan her Alevi kendisini Alevi Haber Ağı’nın doğal bir muhabir olarak görmelidir.
Oturduğu mahallede, okuduğu okulda, çalıştığı iş yerinde, üyesi olduğu Cemevi’nde ve sokakat haber niteliği taşıyan her durmla ilgili bize görsel veya yazılı haber göndermelidir.
Bu istemimiz Alevi kurum yöneticilerimiz içinde geçerlidir.
Alevi Haber Ağı: Gerçekleri yazacak… Geçekler yazılırken sende katkını sun can…
Saygılar, sevgiler