“ÖMRÜNÜ DEVRİME VE SOSYALİZME ADADI” BirGün’den Murat Demirci’nin haberine göre, törende Dayanışma Derneği yöneticisi Feyyaz Kerimo “Orhan ağabey, ömrünü devrime, sosyalizme ve kavgaya adayan; esen büyük fırtınalardan sonra bile yalpalamadan dimdik ayakta duran asil, vazgeçilmez olanlarımızdandır. Orhan Savaşçı’yı uğurlarken aynı zamanda nezaketin ve tevazunun olduğu kadar mütevazılığın, dik duruşun, sadeliğin ve abartısız dostluğun ve kuşkusuz bir devrimci tarihin karartılamayan parıltısını görürsünüz. Çünkü o, ülkeyi sömürenlere karşı tereddüt etmeden ve bir yaşam süresine sığmayacak bir hızla, devrimci rüzgârlardan fırtına yaratanların yoldaşıydı” dedi.

ENTERNASYONAL MARŞI İLE DEFNEDİLDİ Hakan Vreskala ise, Orhan Savaşcı’nın en sevdiği eser “Yiğidim, Aslanım Burda Yatıyor”u söylerken Hasan Erol Aydın da Ahmet Arif’ten şiirler okudu. Savaşcı, mezarlıkta Hakan Vreskala ile birlikte söylenen Enternasyonal Marşı eşliğinde yıllar önce vefat eden annesinin yanına defnedildi.

ORHAN SAVAŞÇI KİMDİR?
1940 yılında Van’da doğdu. Ankara Kurtuluş Lisesi’ni bitirdikten sonra, 1958 yılında Hava Harp Okulu’na girdi. Ağustos 1960’ta Pilot Teğmen rütbesiyle mezun oldu.

Askeri okul öğrencisiyken başladığı politik yaşamına, sonraki yıllarda kardeşi Gülten Savaşçı sayesinde tanıştığı Mahir Çayan’la birlikte askerler arasında devrimci düşünceler etrafında şekillenen bir yapı kurarak devam etti. Hava Kuvvetleri Proleter Devrimci Örgütü’nü kuran Savaşçı, THKP-C’nin kurulma sürecinde askerleri temsilen kurulan ilk Genel Komite içinde yer alan askeriye kökenli tek isimdi.

Orhan Savaşçı, 12 Mart Muhtırası sonrasında 16 Şubat 1972 tarihinde tutuklandı ve II. THKP-C davasında yargılandı. Önce idam, sonra müebbet hapis cezasına çarptırıldı. 1979 yılında infaz yasasıyla hapisten çıktıktan sonra yurt dışına gitti.

“Mesele Teslim Olmamakta” kitabının yazarı Atilla Özsever ise Savaşçı’yı şöyle anlatıyor:

“Subay çıktıktan sonra görev yaptığımız kışlada bizim gibi düşünen subay arkadaşlarımızla da ilişki kurduk, örgütsel bir birliktelik sürecini girdik. Bu bağlamda havacı subaylarla da ilişkimiz oldu. Hava Yüzbaşı Orhan Savaşçı, THKP-C liderlerinden Mahir Çayan’ın kayınbiraderiydi. THKP-C ile ilişkim bu vesileyle oldu.

Mahir Çayan’ın kayınbiraderi Hava Yüzbaşı Orhan Savaşçı, Mahir’lerin cezaevinden kaçmayı planladıklarını, içeriyle bu irtibatın nasıl sağlanacağını sormuştu. Bu konuda yardımımız oldu. Savaşçı, daha sonra Mahir’lerin tünel kazdıklarını ancak tünel çıkışında yine Tugay’ın sınırları içinde kalacakları için Ankara asfaltına (bugünkü E-5 karayoluna) kadar olan bölgenin bir krokisinin olması gerektiğini söyledi. Ben de iki arkadaşla birlikte 2. Zırhlı Tugay’ın Ankara asfaltına bakan bir yerinde sütre gerisine yatıp dürbünle araziyi gözlemleyerek kroki çizdim ve bu krokiyi daha sonra Mahir’lere ulaştırdık. Fakat Mahir’ler akşamüstü tünelden çıkış yaptıklarında havanın kararması ve tabii ki firar olayının heyecanı içerisinde bizim çizdiğimiz krokiden pek yararlanamamışlar, Ankara asfaltına başka bir yerden inmişler. Sonra da daha önceden bildikleri evlere gitmişler