TALİBAN, BİR ÖZGÜRLÜK HAREKETİ DEĞİLDİR

– Kann Bahadır-
Talibanı bir özgürlük hareketi olarak gören, Afganistan’ da ki savaşı Vietnama benzeten, antiemperyalist olsunda aman nasıl olursa olsun diyenlere bir şeyler yazayım diyordum ki öfkeyle yazacaktım. Gerek kalmadı.
Ha, salt o çok özgürlükçü, deniz-derya, ahkam ustası yazarları öyle diyor diye öyle görenlere hiç lafım yok.”Görüyorum ki hala kafalar karışık. Hala Taliban’a, Afganistan’ı işgalden kurtaran bir tür “kuvva-i milliye” gözüyle bakanlar var.
Baştan söyleyeyim; Halkını özgürleştirmeyen, onların en temel insan haklarına erişimini bile sağlamayan hiç bir mücadele, sırf iktidarı ele geçirdi diye kutsanmaz. Afganistan’da yaşanan bu yönüyle salt bir “İktidar değişikliği” dir. Kat’a bir özgürlük hareketi değildir. Bunu görmek için Taliban’ın yirmi senedir iktidarda olduğu bölgelerdeki uygulamalara bakmak yeter.
Şayet bir yerel hareket, size işgalciler kadar bile hak ve hürriyet tanımıyorsa, bu hareketi “yerli ve milli” diyerek kutsamak, af buyrun, “ahmaklıktır. Hele de bu hareket, toplumun doğal gelişimi içinde talep edeceği en temel insani talepleri bile tehdit ve şiddet yoluyla baskılıyorsa, tüm toplumsal gelişim alanlarının önünü tıkıyorsa, o hareketin ülkeye vereceği zarar değme işgalciye taş çıkartır.
“Önce bir bağımsızlığı elde etsinler de iktidar sahiplerinin bu baskıcı vasıfları zamanla değişir”… Değişmez efendim. Şeriatçı – dinci yapılar yerlerini ancak daha radikallerine bırakır. Zira bu yapılar toplumun doğal gelişiminin önünü tıkar, onu da çürütür. Çürümüş bir toplum ise ancak daha radikal baskıcı rejimlerden medet umar hale gelir. İran gibi bir ülkede bile, mollalar tam kırk üç senedir sokaktaki kadının başörtüsüne, erkeğin saç tıraşına kadar müdahale etmekten vazgeçmediler.
“Ama Türkiye’deki dincilerin bir kısmı, zamanla sekülerleşti”… Valla güzel kardeşim, o mevzu da kendi kendine olmadı. Onların önünde seküler yaşamı, temel insan hak ve özgürlüklerini, ifade hürriyetini hayatları pahasına savunan bir kesim vardı. Kendilerine böyle bir yaşam alanı sunulmamış olsa, bu arkadaşlar Afganistan’da, İran’da ya da Suudi Arabistan’da yaşasalar, bak bakalım o dönüşümü gösterebiliyorlar mıydı?”

Sevgili Canlar, yoluna ve ikrarına bağlı olan her Alevi kendisini Alevi Haber Ağı’nın doğal bir muhabir olarak görmelidir.
Oturduğu mahallede, okuduğu okulda, çalıştığı iş yerinde, üyesi olduğu Cemevi’nde ve sokakat haber niteliği taşıyan her durmla ilgili bize görsel veya yazılı haber göndermelidir.
Bu istemimiz Alevi kurum yöneticilerimiz içinde geçerlidir.
Alevi Haber Ağı: Gerçekleri yazacak… Geçekler yazılırken sende katkını sun can…
Saygılar, sevgiler