31 MART YEREL SEÇİMLERİ YENİ UMUTLARI BERABERİ’NDE GETİRDİ
31 Mart 2019 tarihinde Türkiye genelinde yapılan yerel seçimlerde halkın umutlarını yarınlara taşıyacak sonuçlar alındı. 25 yıldır Milli Görüşçülerin elinde olan İstanbul, Ankara ve birçok büyük anakent belediyelerinin muhalefetin temsil ettiği Millet İttifakı tarafından kazanılması umutları kırılan toplumun üzerinde ölü toprağın atılmasını sağladı. 17 yıldır iktidardaki AKP’nin elinde olan bu belediyelerin yapılan seçimde muhalefetin eline geçmesi iktidar tarafında bozgun görüntüsünün oluşmasını da beraberinde getirdi.
AKP’nin gelişmesinde, dinci kesim içerisinde yeni zengin tabakanın yaratılmasında belediyenin imkanlarının, belediyelerdeki rant alanlarının kendi yandaşlarına dağıtılmasının önünün kesilmesi önümüzdeki günlerde önemli gelişmelere gebe olacağının habercisi gibi.
Şimdi bu seçim sonuçlarının ve seçim süresince izlenen politikaların irdelemesini yapalım. 17 yıldır iktidarda olan AKP yerel seçimler öncesi Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik ve politik gelişmelerin karşısında halkın tepkisini çok iyi ölçen verilere sahip olduğu gerçeğini bilmekteyiz. Özellikle ekonomik olarak çöküşün getirmiş olduğu halkın alım gücünün düşmesi, mutfağın en önemli besin kaynağı olan patates, soğan, domates, biber gibi benzeri sebzelerin, meyvelerin fiyatlarının aşırı pahalanması halk üzerinde yarattığı olumsuz tabloyu bizlerden daha iyi bilmekteydi iktidar.
Evine bir parça ekmek götüremeyen, iş bulmakta zorlanan, işini kaybeden halkın izlenen politikaların iflasını, polisiye baskılarla insanların tepkisinin durdurulmasına karşı tepkisini sandıkta kullanarak gösterdi. Bu seçimlerde ekonomik ve siyasi iflasın karşısında televizyon kanallarının yaptıkları sokak röportajlarında tepkilerini açıkça dile getirmekten çekinmeyenlerin sayısı azda değildi. Normal şartlarda gözaltına alınıp hakkında soruşturma açılacak korkusuyla sesini çıkartamayan halk ekonomik sıkıntıların had safhaya ulaşması, iş bulma korkusu, bütün bunların karşısında çözümün baskılarla durdurulmaya çalışılmasına tepkisi sert oldu.
Seçim süresince izlenen propagandalar geri tepti.
17 yıllık iktidarı boyunca gündemi sürekli kendisi belirleyen, kötü yönetim tarzını devlet olanakları ve yandaş medya gücüyle allayıp pullayıp başarı hanesine yazdıran ve bunu da dini yalanlarla susan topluma kabul ettiren AKP geçmiş seçimlerde olduğu gibi bu seçimlerde de seçim propagandalarını yine aynı karakter üzerine kurdu.
AKP ve MHP’nin kurmuş oldukları Cumhur ittifakı devletin tüm olanaklarını kullanarak yürüttükleri seçim çalışmalarında iftira, saldırı, yalan dili üzerine kurdukları politikanın artık çok da fazla itibar görmediğini göstermesi açısından önemliydi 2019 seçimi. CHP ve İYİ Partiyi PKK’nın uzantısı, Feto terör örgütü ile bağlantılı göstermesi, Tayyip Erdoğan’ın kullandığı hakaret dili, Belediye başkanlarına karşı yapılan iftira, hakaret, baskı ile susturulan toplum nazarında mazlumun sahiplenilmesini beraberinde getirdi.
Özellikle İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun hakaret, tehdit, seçilseler dahi ben onlara görev yaptırmayacağım, bunların hepsi terör örgütlerinin desteğiyle seçime hazırlanıyorlar anlayışının iflas ettiğini göstermesi açısından da bu seçimler geleceği yönelik önemli mesajları da göstermesi açısından önemliydi.
Millet ittifakının izlediği seçim çalışması karşılık buldu.
AKP’nin izlediği bu baskıcı, saldırgan, hakaret politikalarına karşı CHP, İYİ Partinin kurduğu Millet İttifakının kullandığı barış dili bu saldırılara cevap vermeyerek AKP’nin tuzağına düşmemesi halk üzerinde olumlu etki yarattı. Şimdiye kadar gündemi sürekli kendisi belirleyen ve muhalefeti bu tuzağa düşürerek peşinden sürükleyen Tayyip Erdoğan bu seçimde bu beklentisinin karşılığını bulamadı. Millet İttifakı bu tuzağa düşmeyerek, aynı dili kullanmayarak halkın içerisinde bulunduğu özellikle ekonomik sıkıntıları, işsizlik, kamu mallarının satılması, çiftçinin, işçinin içinde bulunduğu sıkıntılar üzerinde yürüttüğü seçim çalışmaları karşılık buldu. En önemlisi de tehdit diline karşılık dik duruş sergilenmesi, geri adım atılmaması baskı içerisinde susturulmuş toplum nezdinde saygı gördü.
Özellikle İstanbul, Ankara, İzmir, Eskişehir belediye başkanları üzerinde yürütülen kirli iftiracı, saldırgan politikalara karşı belediye başkan adaylarının kullandığı barış dili, kucaklayıcı yaklaşım 17 yıldır halkın özlediği başkan profilinin seçilmesinin önemli nedeniydi.
Özellikle İstanbul adayı İmamoğlu’nun her türlü saldırılara, provokasyonlara karşı gösterdiği ılımlı tavır artı puan topladı.
Devlet olanakları, yandaş medyanın yanlı tutumları taraf bulmadı.
Devletin, belediyelerin tüm olanaklarını kullanan, miting alanlarına işçileri, öğrencileri, mültecileri, belediye çalışanlarını taşıyan AKP-MHP ittifakı miting alanlarında yeterli çoğunluğu ve coşkuyu yakalayamadı. Türkiye’de yayın yapan yüzlerce televizyon kanallarında yüzlerce saat konuşma hakkı alan, mitingleri, toplantıları, basın açıklamaları canlı yayınlanan Tayyip Erdoğan’a karşı Millet İttifakına televizyonlarda ayrılan zaman onlarca saatle ölçülecek kadar azdı.
Devlet kurumu olan, halkın ödediği vergilerle yayın yapan TRT, 17 yıldır olduğu gibi bu seçimlerde yanlı yayınlarına devam etti. İktidarın kürsüsü haline gelen TRT’de Cumhur İttifakı’na 53 saat 30 dakika 38 saniye yer veren TRT ne hikmetse Millet ittifakına ise 6 saat 42 dakika 57 saniye lehte, 7 saat 8 dakika 8 saniye aleyhte olmak üzere 13 saat 51 dakika 5 saniye yer verdi. Cumhur ittifakı bileşenleri hakkında ise tek aleyhte söz söylenmedi.
Uzun süredir HDP’yi ekrana çıkartmayan TRT yalnızca aleyhte haberlerle yaklaşık 7 dakika ekranlarda yer verdi.
Ayrıca A Haber, TGRT, Haber 24, Akit, Tv Net, Uzay Haber, Ülke, Kanal 7, Beyaz TV, ATV, TV 8, gibi yandaş kanallarda seçim süresince tek taraflı iftira, saldırılarla yanlı yayınlar yapmayı sürdürdüler.
HDP’nin tavrı yenilgiyi tattırdı.
Halkların Demokrasi Partisi (HDP) 2019 yerel seçimlerinde sorumlu davranarak büyük şehirlerde seçimlere girmeyeceğini deklare etmesi muhalefet cephesinde sevinç, iktidar çevresinde korku yarattı ve bu anlayışı kırmak için cumhur ittifakı seçim süresince PKK destekliyor kozunu kullandı. HDP’nin bu sorumlu taktiği İstanbul, Ankara, Mersin, Adana, Antalya gibi büyük şehirlerin alınmasında önemli rol oynadı.
Örnek verecek olursak; 2014 yerel seçimlerinde İstanbul Belediye Başkanlığına Sırrı Süreyya Önder aday olmuş ve % 4,85 (414.290) oy almıştı. 2019 yerel seçimlerinde Cumhur İttifakı ile Millet İttifakı arasındaki fark ise sadece 25 bin oy. HDP’nin seçime girmemesi Kürt seçmen oylarının millet ittifakına verilmesine ve seçimin kazanılmasına neden oldu.
Ankara’da da HDP % 2,3 (30.283 oy) almıştı. 2019 Ankara seçimlerindeki fark Mansur Yavaş % 3 oy farkıyla seçimi kazandığını düşündüğümüzde HDP’nin bu tavrının ne kadar önemli ve belirleyici olduğunu görmekteyiz.
Mersin; CHP % 45,09 – MHP adayı % 40,98 oy aldılar. 2014 seçimlerine Barış Demokrasi Partisi adıyla katılan HDP % 9,6 (97.640) almıştı.
Adana’da da 2014 yerel seçimlerine katılan HDP % 7,3 (89.092) oy almıştı. Bu seçimlere katılmadı. Bu tavır yıllardır MHP’nin kalesi olan bu şehrin kazanılmasında etkili oldu.
Antalya’da da 2014 yerel seçimlerinde % 2,3 (30.283) oy alan HDP 2019 seçimlerine katılmayarak ne kadar doğru taktiksel çalışma yürüttüğünü gösterdi.
Bu bir kaç büyükşehirlerdeki duruma baktığımızda aslında şimdiye kadar olması gereken fakat iktidarın saldırıları,oy korkusuyla gerçekleşmeyen politik yaklaşımın 2019 yerel seçimlerinde HDP tarafından gösterilmesi ve gelen her türlü iftiralara karşı Millet ittifakının geri adım atmayan toplumun beklediği hamle gerçekleşmiş oldu.
HDP’nin bu olumlu tavrının aynısını 2015 yılında yapılan genel seçimlerde CHP seçmeni göstermiş HDP’nin barajı aşması için yeterli desteği vererek barajı geçmesini ve AKP’nin gerilemesini sağlamıştı.
Aslında ülkemizde yaratılan baskıcı rejime karşı herkesin ortak çıkarlarda birleşeceği muhalefet çizgisinin yaratılmasının iktidar üzerinde ne kadar etkili olacağını gösterdi bu seçimler. Ezilen halkların çıkarının, kurtuluşunun, yaşam kaynağının birlikte hareket etmesini göstermesi açısından ben bu seçimleri çok önemli bulmaktayım.
Bir diğer sevindirici durum ise şimdiye kadar yapılan tüm seçimlerde AKP nasılsa tüm seçimleri alır mantığıyla hareket eden hatta sandıklara giderek oyunu kullanmayan, sandıkların ve oyların başında sonuna kadar beklemeyen yılgın seçmen kitlesinin bu sefer sonuna kadar sandıklara, oylara sahip çıkması tüm girişimlere karşı dik durarak gerekli politik tavrı takınması da başarıyı getirdi.
Ülkemizde baskılar etnik, politik, sınıfsal ayırımı yapmadan her kesim üzerinde devam ettirilmekte. Bu seçimler göstermiştir ki bizler aramızdaki ayrılıkları, çelişkileri, farklı bakış açılarımızı bir kenara bıraktığımızda baskıcı iktidar geri adım atacaktır. Faşizmi geriletmek halkların ortak hareket etmesinde, acıları, sevinçleri birlikte yaşamasından geçecektir.
Bir yerel seçimi ortak akıl ve duruşla başarıya geçen bu toplum bu tavrını devam ettirir, bir araya gelmesini becerirse daha nice başarılara imza atmasını da becerecektir.
Unutulmasın ki Mart’lar nice başarılara gebedir.
https://www.alevihaberagi.com
– Metin Kaçmaz –
www.kacmazme@web.de