Alevi Haber Ağı

Alevi Haber Ağı Web Sitesi

GOŞKAR BABA

Goşkar Baba, Gımgım/Varto´nun itikat ve inanç bakımında riayet edilen ziyaretlerdendir. Varto´nun kuzeyine ve Bingöl dağlarının 3000 m. yüksekliğindeki zirvede, etrafı avlu şeklinde koca taşlarla çevrilidir. Uzunluğu beş-altı metre genişliği bir-iki metre civarlarındadır.

 

Varto halkının bütün köyleri ile merkezi Gaşkar Baba´yı bilmekte, büyük çoğunluğu da ziyaret etmişlerdir. Ziyaretlerinde, gönül dileklerinin, mevki ve ekonomi isteklerinin, ya da sağlık sorunlarının iyileşmesini dilemektedirler.  Buna karşılık rıza lokmalarını paylaşarak, dualarla duyarlılığını sayarak, itikatının merhemini dileyerek, huzuruna geldiklerini saymaktadırlar.

 

Gaşkar Baba, yatırının kime ait olduğu kesinleşmiş bir sonucu yoktur. Ancak bölge halkı dünden bu güne kadar zorda kalana yardım eden ulu bir „Seyid“ veya „Evliya“  olarak bilmektedir. Bölge halkının en kutsal değerlere sahip bir makber olarak görmektedir. Ziyarete gidip dilekte bulunan çok kişi kendine yardımcı olması için yakınlığı kanı açısından kendilerine kirve kabul etmektedirler…

 

Birbirinden üstün söz ve dillere destan manalarla dolu rivayetleri halk arasında konuşulmaktadır. Başta Goşkar Baba´yı halkla bütünleştiren kazanımları çok önemlidir. Bu geçmişten bu güne kadar süre gelen bağlılığı ve hiç bozmadan nesilden nesile aktarmalarının en belirgin tutumudur.  Kazandırdığı itibar, geçmişte bir çok ruhları ferahlatmış  olacak ki; sıkı bir şekilde bağlılık inancı güçlenmiştir.

 

Bölge halkı veya itikatlı olanlar ıçin vaz geçilmez yatır olarak ziyaretler edilir. İlk ziyaret yaylalara çıkıldığında ne kadar toplu gidilmese de ziyaretler yapılır. Lokmalar kendiliğinde götürülerek  orada bulunanlara ve elinde kalanlar varsa  gelirken gördüklerine vererek dağıtılır böylelikle yerine getirilmiş olur. Yaklaşık yaylalarda 45 gün durulur. Yalalardan dönüşlere az kala büyük heyecanlar başlar. Kurbanlar ve miyazlar (lokmalar) hazırlanılır. Büyük bir kalabalıkla, yani gruplar oluşur. Bu gruplar belli bir bölgeye kadar atlarla, yük taşiyan hayvanlarla yükleri yükleyerek, kendileri de binerek Goşkar Baba yatırının olduğu dağ eteklerinde  kısa bir mola verilerek herşey yük hayvanlarından indirilir ve binenlerde inerek  dağa yaya çıkmak zorundadırlar. Geçmişten bu güne kadar bu inanç ile gelinmiş ve yerin yamaçlı olduğundan yüklü hayvanlarla gitme tehlikesinin olduğu da bir gerçektir. Ayrıca bu yürüyüşlerde dikkatlice yer dinlendiğinde ayak seslerinin yeraltında yankılandığı hissini vermektedir. Bunu da Goşka Baba´nın duyarlılığına bağlıyorlar.  Eskiden Goşkar Baba´yı onyedi sefer ziyaret edenin Hac´a gitmiş kadar kabul görüyorlardı…

 

Zirveye ulaştıklarında etrafı koca taşlarla çevrili bir avlu karşılar. Avlunun girişi batıdandır. Zaten batı tarafı en yakınına gideceği yoldur. İçeriye girildiğinde bir iki metre sağa (mezarın güneyi) uzar. Sol tarafı (mezara göre kuzey) ise en az üç-dört metre uzunluğundadır. Genişliği de üç-dört metre vardır. Kimileri burada gece konaklayarak rüyalar görmek istemektedir. Görülen rüyalar yorumlanarak  adaklar adanır ve münasebetler değerlendirilir.

 

 

Ayrıca Goşkar Baba yatırının yüksek bir dağ tepesinde olması, çevreyi çok güzel gözetlemesi olarak  bilinçli seçilmiştir. Bingöl dağların aralarında oluşturduğu Goşkar Baba batısından akarak, güneyinden terkederek  Goşkar köyüne  akan suya (dereye)  çelker (suyu) deresi, doğusundan akarak güneyinde çelker deresiyle buluşarak akan suya (dereye) Goşkar deresi (suyu) denilmektedir. Ve en önemlisi Goşkar köyüne ismini veren bu su veya dere, Varto bölgesinde ise Goşkar suyu olarak bilinmektedir (tanınmaktadır). Yani tarihi çok eskilere dayandığının bir teminatıdır.

 

Bir yazarın yorumunda:

„Biliyorum akşamın serinliğinde vurulsada sevenlerin düşü, yeni bir gün doğduğunda hep yeni umutlar yeşerecek o toprakların gizeminde. Oysaki soğuk suların, karlı buzlu dağların ve alageyiklerin tılsımında şahan gibi kanat çırpıp Goşkarbaba´ya sevenlerin türküsünü taşıyan cesur dört umudun cocuklarına bin selam candaşlar…“

 

 

Goşkar Baba, adı günümüzde tartışılmaktadır. Tarihi araştımalara konu olduğunda resmi kurumlar ile Türk tarihi, Oğuz boylarından Selçuk beyliklerine ve Akkoyun hükümdarlarına yer verirken, tarihte Gaşkar Baba kral olarak, hükümdar olarak, beylerbeyi olarak  hiç raslanmamıştır. Anadolu´da birçok hükümdarlar, imparatorluklar, medeniyetler geçmiştir. Bunlardan mutlaka birindendir ama tarihi kalıntısı bulunamamıştır.

 

Selçuklu hanedanı Alaaddin Keykubat döneminde moğallara karşı koymak için, moğallardan kaçan türkmenleri  Muş, Malazgirt´e yerleştiriyor  ama Moğollar 1243 Köse Dağ savaşıyla kazanarak anadoluya giriyor sonraları ikinci Moğal saldırıları devam ediyor. 1308´de Akkoyun ve karakoyun hükümdarlığı dağılıyor. Bu Akkoyun beyliklerinden kafile başı adı Goşkar Baba olduğu vurgulanmaktadır.

 

Birlerine göre de  „Horasan´dan bilge kişilerin Anadolu´ya Horasan Ereni ayakkabı tamircisi Ahi Şeyh-i olması mühtemeldir“ diyorlar.

 

Bu konuda birçok rivayet oluşmuş görünmektedir. Bunlardan birisi de, „Goşkar babanın adının Orta Kırgızistanda yer alan eski bir Türk mezarlığı olan Songölün Kuzeydoğusunda Tanrı dağlarının uzantısındaki Aladağların Kuzey eteklerinde bulunan Koşkar bölgesinden almış olmasıdır. İstanbul Üniversitesi Eski çağ tarihi Ana bilim dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Oktay Belli’nin Kırgızistan çalışmaları 16-30 Eylül 2000 tarihleri arasında yapılmıştır.“

 

„Ahmet Yesevinin derviş ve öğrencilerindendir.Ahmet Yesevi ve Horasan Dervişlerinin Anadolunun Türkleşmesi ve İslamlaşmasındaki rolü küçümsenemez.Bir de Türkçedeki ç ve ş harfleri ile g ve k harfleri arasındaki değişim sözlü edebiyatta bilinen bir gerçektir.İşte bu yüzden Goşkar,Koçkar ve Koşkar kelimelerinin zaman içerisinde değişim geçirmiş olması da muhtemeldir.Goşkar babanın çevresinde sevilen ve sayılan bir kişi olmasında Goşkar Babanın Koçkar Atanın oğlu olmasının da etkisi olabilir.“

 

„Ayrıca Prof.Dr. Yaşar Kalafatın ;TENGRİCİLİK isimli makalesinde Kırgızistandaki Gök Tanrı inancını (eski türklerin inancı) anlatırken Koçkar Atadan bahsetmektedir. Prof.Dr. Yaşar Kalafata göre Tengricilikte kutsal sular,kutsal taşlar, kutsal ağaçlar etrafında ibadet yapılır.Mescit yoktur. Tengricilikteki kutsal taşlardan birisi Taşkente 100 km. mesafedeki Susak (Susalı) taşıdır.Bu taşın kutsallığı Şamanizm döneminden gelmektedir.“

 

„Her sene yaz ve sonbahar mevsimlerinde Goskarbaba´ya kalabalik bir ziyaretçi kitlesi gitmektedir. Selçuklu devletinin parçalanmasindan ve küçük beyliklere bölünmesinden sonra ilçenin Yarlisu (Goskar) köyü ve civarindaki köylere Akkayunlar ve Karakoyunlara mensup halkin yerlestigi ve buralarda Goskar babanin hükümdarlik ettigi anlasilmaktadir. Bingöl daginin ve Goskarbaba tepesinin eteğinde kurulan köylerdedeki eski mezar taşlarında  koç heykelleri görülmektedir.”

 

“Bu şehitlik hakkında iki rivayet vardır.  Birincisi, Goşkar Baba’nın Hz. Muhammed’in ordusundan değerli bir komutan oluşu. İkincisi, Akkoyunlular Devletinin ordusunda bir komutan oluşudur. Goşkar Baba, meshur bir sehitliktir.”

 

Goṣkar (Köṣker), Farsça kelime olarak aslı Kevṣger´dir. Ama Türkçe sözlükte bu yakınlıktan dolayı Köṣker: Yemenici, ayakkabı tamircisi olarak geçmektedir. Yani Kevṣger Farsça´dır. Ancak dikkatli incelendiğinde Goṣ ve Koṣ kelimelerin Ermenice çadır anlamını taṣıdığı görülmektedir.

 

““Üstü kırmızı veya siyah deriden, tabanı ise köseleden yapılan topuksuz ayakkabılara yemeni; bu işi yapanlara da yemenici veya köşker denilir. Goşkarlık çok eski bir meslektir. Bu mesleğe avcılıkla başlanmıştır diyebiliriz. İlk insanlar avladıkları hayvanların postlarından, derilerinden kendilerine giyecek ve yemeni yaparak bedenlerini korumaya çalışmışlardır. Hilar mağaralarındaki Goştkar Mağarası’nı bu anlattıklarımıza örnek verebiliriz.”

 

Şimdi bunlardan sonra karar sizin olmakla beraber. Goşkar Baba´nın halk üzerindeki etkisi, halkın itikatı ile ilgili inancı önemlidir. Kim olduğu değil, toplumun birliğinde rol almışsa, duruşuyla, bilgenliği ile bağları güçlendirmişse, toplumsal değerleri taşıyorsa o hak yeterlidir. Yedi kat yerin dibinde, yedi kat gökyüzünde  aramaya gerek yok. Yüreğimizin içindeki vicdanımız, duşlarımız ve inacımıza bağlı itikatımız olsun.

 

 

Kaynak:

*Prof. Dr. Oktay Belli, Kırgızistan Araştırmaları

*Prof.Dr. Yaşar Kalafata, Türkler´de Tengricilik makalesi

*M.Şerif Fırat, Doğu İlleri ve Varto Tarihi

*Gımgım Dergisi,

* Varto Ilçesi Toplum Kalkinmasi

* Kimya Müh. Müslüm Üzülmez, Ergani

*Vatan Kırmızıgül

 

Sevgiyle

Ali Kızılgedik

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir