Alevi Haber Ağı

Alevi Haber Ağı Web Sitesi

GAYRETİMİZ HAKİKAT YOLUNDAKİ MÜCADELEMİZDE DELÎL OLSUN

-Ayten Şimşir-
Sırr-ı men areften nefsimizi bildik,
Mürşid karşısında ikrâra geldik,
Gönül ayinesin pâk edip sildik,
Taşradan görünür içimiz bizim..
Güzide Ana ( Deli Güzüd)
Kadimden bugüne ateşlerle sınanan,zülme karşı direnirken bedenleri birer bedelgâh olan değerlerimizi canı pahasına koruyarak, bugüne taşıyan bil cümle kadınlara aşk olsun…
Qal û belliden bugüne, uzun yürüyüşler, deneme ve yanılmalar sonrasında; üçlü kadim ortaklık (beslenme-barınma-üreme) ekseninde bir araya gelen grubun önündeki kadın, ateşi yakmayı, ateşi kontrol etmeyi ve grubu ateş etrafında bütünleştirerek toplumsal yapının taşlarını örmeyi öğrendi. Önceleri nereye gitti ise ateşi de beraberinde taşıdı. Konakladığı yerde, üç taşı üçgen şeklinde dizerek Ocağını kurdu ve ateşini yaktı. Ateşin kontrol edilmesi yâni ehlileştirilmesi ile birlikte sürü insan muazzam sıçramalar acığa çıkarttı. Bilme hali gelişen sürü ateş etrafında yerleşik yaşamı inşâ ederek tarıma yöneldi. Tarım Devrimi olarak bilinen bu evrede insan canlısı bilmekten öteye giderek araştırmaya – öğrenmeye ve üretimin temel öznesi olan kadını kutsallaştırmaya başladı. Öyleki kadın kendisine atfedilen kutsallıklarla süreç içerisinde Tanrıçalaştı. Toplumsal yapıyı inşâ ederek kadıncıl sistemi ören kadını kendi özvarlığına karşı tehtit olarak gören erk akıl türlü entrikalarla Tanrıçalar devrini sonlandırarak Tanrılar-Tanrı devrini başlattı.
Ocax bağlılarının geçmişine baktığımızda da durum pek farklı değildir. Günümüzde neredeyse izi bile bırakılmamasına rağmen kadın, öncü – toplumsal yapıyı biçimlendirendi. Öyleki her Kadın Ata bir ocakla temsil edildiği gibi temsilinde bulunduğu o ocağın kandaşları, Ana Atadan doğup gelenler olarak, bağlı oldukları kendi ocaklarını temsil eden Ana Atanın talipleriydi ! Tartışma götürür bir durum olmasına rağmen şunu söylemek gerekiyor; tarihsel verileri erk akıldan arındırarak doğru okumayı öğrendiğimizde, günümüzde babadan oğula geçen birçok kimlik ve vasfın aslında hak yol doğum kapısına yani kadına atfedildiğini görebiliriz.
Tarihsel düzlemde; kadın ve erkek cinsini hatta ez cümle varlığı bir bütün olarak tanımlayan ve cins ayrımını ortadan kaldırarak “can olmayı esas alan” kadim yolumuz, böylesi tarihsel arka planı olmasına rağmen günümüzde söylemde kadını olabildiğince yüceltirken, pratikte kadına atfedilen tarihsel tüm vasıflarını bir bir eriterek “can olma” halini tüketmeye / tekleşmeye dolayısıyla da iktidarlaşmaya gitmektedir. Adeta yol kadınsızlaştırılarak erilleşmektedir.
“Râhman ve Râ’him olan, gören ve gözeten, var ettiğini rızıklandırarak besleyip büyüten, esirgeyen, bağışlayan ve koruyan” gibi günümüzün tek tanrısına mâledilen sıfatlar, ilk ocağı, ilk xaneyi ve ilk beslenme kaynaklarını kendi maharetiyle kuran ve insanlığa armağan eden, Kadın Atanın kutsal sıfatları olarak tarih sahnesine çıkmıştır.İnsanlığın tüketimde sınır tanımaz hale getirildiği günümüzde, Ana Atadan çalınarak yok sayılan tüm haklara rağmen bu hakikati gizlemek imkansızdır !
Varoluş gerçeğine yaşamı var etme hakikatini sığdıran Ana kadının özgürlük aşkı varken; halkanın kırılmasıyla eşitlik bozuldu. Ahlaki politik koműnal yaşamdaki barışçıl dile karşı Dünya’ya savaşların dilini eken na hak zihniyetin iktidar araçları gelişti. Hakikatı var ederek güzelleştiren, ortak yaşamı inşa eden kadıncıl sisteme karşın, yaşamı iktidar, hırs, gasp ve şiddet üzerine kurup hakikatı çarpıtan na hak zihniyet varoldu…
İktidar aklı, evren’in varoluş gerçeğini koruyarak özgür yaşam ve özgür aşkı ilke edinen kadının dűnyasına karşı yaşam hakikatini hiçe sayarak; eşitliği yok eden, kadının özgürlüğü ile birlikte toplumsal őzgűrlűğű de çalan kadını köle gören zihniyeti doğurdu.
Evet dünya ikiye bölündü, sahte-vahşi-savaşçı -gaspçı kendi iktidarı için Roma’yı dâhi ateşe veren erk aklın dünyasına karşı; Tüm Dünya’da hakikatı yaşanabilir kılacak duygu ve düşüncede özgür, kendi cinsine dost olan kadının dünyası…
Aşk olsun güzelliğin evreninden yana saf tutan tüm kadınlara !..
Aşk olsun zülme karşı eşit haklar temelinde mücadele eden kadınlara.
Emeğin kutsallığıyla yaşama bağlı olan tüm Dünya Kadınların 8 Mart Diriliş Őzgürlük ve Eşitlik Günü Kutlu Olsun.!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir