Üç Hilalin Gölgesinde: Maraş’tan Madımak’a Aynı Yaranın Yankısı
Yazan: Melodi Türkoğlu
Bir Fotoğrafın Taşıdığı Hafıza
Bazı fotoğraflar vardır, sadece gözle görülmez; kalbin en derin yerine dokunur, bir şeyleri hatırlatır. Yanmış binalar, ters dönmüş arabalar, dumanın isine karışan çocuk sesleri…
Maraş’ı hatırlatır, Sivas’ı hatırlatır.
Ve şimdi bir başka karede, elinde bağlamasıyla üç hilalin önünde gülümseyen bir sanatçı…
Oysa o üç hilal, Alevi hafızasında yalnızca bir sembol değildir — o hilaller bir zamanlar evlerin kapısına “işaret” olarak çizilmişti.
Aynı Zihniyetin Farklı Yüzleri
Maraş Katliamı’nda evlerinden sürüklenip yakılan insanlar,
Sivas’ta “yakın, bunlar Alevi” diye bağıran kalabalıklar…
Hepsi aynı zihniyetin, aynı karanlığın farklı yüzleriydi.
Ve bugün, o karanlığın sembolüyle aynı çerçevede, bir Alevi kökenli sanatçının “Çeke Çeke” deyişini söylemesi içimizi sızlatıyor.
Çünkü “Seversen Ali’yi değme yarama” derken, o yaralar hâlâ açık, hâlâ taze, hâlâ kapanmadı.
Hasret’in Sazından Bugüne
O deyiş, Hasret Gültekin’in elinde bir direnişti, bir yakarıştı.
Bugün ise o ses, yanlış bir duvarın yankısına karıştı.
Pir Sultan Abdal, “Yürü bre Hızır Paşa, senin de çarkın kırılır” dediğinde zalimin yüzüne bakıp sözünü sakınmamıştı.
Biz o sözü, o başkaldırıyı, o onuru miras aldık.
Ama bugün bir sanatçının o mirası üç hilalin altında teslim etmesi;
sadece bir tercih değil, bir unutuş, bir kırılış, bir yaradır.
Bir Halkın Sazı, Bir İnancın Tanıklığı
Bir halkın sazını, inancını, Pir’inin sözünü böyle bir zemine taşımak bizi öfkelendiriyor ama daha çok üzüyor.
Ben genç bir Alevi olarak, bu yaralı hafızasında büyüdüm.
Cemevlerinde, sohbetlerde, nefeslerimizde hep aynı kelimeler yankılandı:
“Unutmayın, ama kin gütmeyin. Yalnız adaleti arayın.”
Bugün içimdeki öfke, o adaletin hâlâ yerini bulmamasına…
Maraş’tan Madımak’a Uzanan Yara
Biz, Maraş’ta yitirdiğimizin yasını tutarken, Madımak’ın külünden yeniden doğduk.
Bizim için bağlama bir süs değil, bir gülbeng, bir tanıklıktır.
Oysa şimdi o gülbeng, üç hilalin gölgesinde boğulmuş gibi hissediyorum.
Ama yine de susmayacağım.
Çünkü bizim öfkemiz nefret değil, hakikatin sesi.
Yüzleşmek İçin Hatırlıyoruz
Biz geçmişi taşımak için değil, yüzleşmek için hatırlıyoruz.
Biz istiyoruz ki bu ülke artık inkâr etmesin, artık görmezden gelmesin.
Maraş’ı, Dersim’i, Çorum’u, Madımak’ı unutturamayacaksınız.
Çünkü biz, Pir Sultan’ın torunlarıyız.
Pir Sultan ölür, dirilir.
Ve biz, o dirilişin genç sesleriyiz.
Sevgi ve Muhabbet’le

Sevgili Canlar, yoluna ve ikrarına bağlı olan her Alevi kendisini Alevi Haber Ağı’nın doğal bir muhabir olarak görmelidir.
Oturduğu mahallede, okuduğu okulda, çalıştığı iş yerinde, üyesi olduğu Cemevi’nde ve sokakat haber niteliği taşıyan her durmla ilgili bize görsel veya yazılı haber göndermelidir.
Bu istemimiz Alevi kurum yöneticilerimiz içinde geçerlidir.
Alevi Haber Ağı: Gerçekleri yazacak… Geçekler yazılırken sende katkını sun can…
Saygılar, sevgiler