Düşmanlığı körükler yasak
Haksızlığın olduğu bir kentte suskunsa toplum,
yansın gün akşam olmadan, kül olsun o kent…
Bertoldt Brecht
Neden Turgut Öker’in yurt dışına çıkması yasaklanıyor?
Silah, uyuşturucu, sahte para kalpazanlığı veya sahte içki tücarlığı mı yaptı? Hayır.
Banka mı soydu, adam mı yaraladı veya öldürdü? Hayır.
Devlet memurluğu yaparak rüşvet mı aldı, devlete ait ihaleleri yakınlarına mı verdi? Hayır.
Halktan para toplayarak bankerlik yaptı, sonra iflas mı gösterdi? Hayır.
Bu tür daha onlarca soru sorabilirz, hepsinde Turgut Öker‘in yasa dışı birşey ile ilişkisi olmadığını görürürüz.
Peki ne yapmıştır Turgut Öker? O daha 12 yaşındayken Almanya’da yaşayan ailesinin yanına gitmiştir. Orada okuyarak sosyal danışman olmuş. Hiç bir inasanın milliyet, inanç , sosyal yaşantısına, gelirine bakmamış ilgilenmemiş.İnsanı insan olarak görmüş, mesleğinin gereği olarak sorunu olan her insana yardım etmeye çalışmıştır.
Ailesinden aldığı eğitim ve terbiye sonucu ‘’bilim Çin’de bile olsa alın“ ve “bana bir kelime öğretene kırk yıl mihnetar olurum“ anlayışına sadık kalarak çocukları gençleri çağdaş bir bilime yönelmesine , daima iyi olanı öğrenmesine teşvik etmiştir.
Bu insanı gerçekten insan olarak gören “Yaratılanı severiz, yaratandan ötürü“ diyen temel ilkeye bağlı kalmış, bunun derin insani anlamını, felsefesini kavramış. Bunun için bu çağdaş düşünceyi temel ilke edinen Alevilerin ezilmekten, dağılmaktan kurtulması için, dayanışması için Alevilerin dernekleşmesi çalışması içinde yer almıştır. Bu dernekler içinde Anadolu‘da boy veren, gelişen Hallacı Mansur, Taptuk Emre, Mevlana, Hacı, Bektaşi Veli’nin öğretilerini, insan sevgisini, yardımlaşma ve dayanışma anlayışını Avrupa ülkelerinde tanıtılması için çalışmış. Bu çalışmanın önce Almanya ABF dahasonra AABF dönüşmesinde en önde yer almıştır Hak ettiği başkanlık görevlerinede gelmiştir. Devletin savsakladığı Anadolu halk kültürünü Avrupa’da ve dünyada tanıtma işini, yükümlülüğünü ve elçiliğini gönüllü olarak üstlenmiş Turgut Öker.
Hiç bir ihtiyacı ve çıkarı yokken gitmiş Türkiye’de HDP’de miletvekili adayı olmuş. Neden çünkü öğrendiği Anadolu Halk Kültüründen Alev’i inancı onun haklının, ezilenin yanında olması gerektiğini kavratmıştır. Hz. Muhamed’in “Haksızlığın karşısında susan dilsiz şeytandır” sözlerinin önemini içselleştirmiş. Buna inanmıştır. Doğru olanı, güzel olanı sahipleniyor. Bilime, toplumların barış ve kardeşlik içinde birlikte insanca yaşamasını istiyor. Bu blinçle hareket ediyor.
Peki o zaman neden yargılaniyor, neden yurtdışına çıkması yaşaklaniyor?
Önce bu yasağı getirenlerin kendi vijdanlarına sormaları gerekir. Eğer birazcıkta olsa insani yanları kaldıysa sanırım onlarda doğru yanıtı bulurlar.
Özellikle düşünce yasakları düşmanlığı körükler. Toplumu böler, çatışmaları yaratır insan kanı akmasına neden olur. Kısaca Yasaklarla dünyanın hiç bir yerinde hükümetler ayakta kalmamıştır.
Bu yasak koyanlara Hz. Muhamed’in bu sözlerini hatırlatarak bitirelim yazımızı:
“ Unutmayın..! Yaktığınız can kadar canınız yanacaktır, üzdüğünüz kadar üzüleceksiniz..!”
12.11.2019
Molla Demirel
Sevgili Canlar, yoluna ve ikrarına bağlı olan her Alevi kendisini Alevi Haber Ağı’nın doğal bir muhabir olarak görmelidir.
Oturduğu mahallede, okuduğu okulda, çalıştığı iş yerinde, üyesi olduğu Cemevi’nde ve sokakat haber niteliği taşıyan her durmla ilgili bize görsel veya yazılı haber göndermelidir.
Bu istemimiz Alevi kurum yöneticilerimiz içinde geçerlidir.
Alevi Haber Ağı: Gerçekleri yazacak… Geçekler yazılırken sende katkını sun can…
Saygılar, sevgiler