“8 Şubat’ta Adalet Bakanlığı Önünde Buluşalım”
PSAKD Genel Merkezinde bir araya gelen kurum temsilcileri, Cumhurbaşkanı tarafından Sivas Katliamı hükümlüsü Ahmet Turan Kılıç’ın affedilmesinin kabul edilemez olduğunu ifade ederek, 8 Şubat’ta gerçekleşecek eyleme katılım çağrısı yapıldı.
8 Şubat Cumartesi günü Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan tarafından sağlık koşulları gerekçe gösterilerek affedilen Sivas katliamı sanığı Ahmet Turan Kılıç bırakılmasına ilişkin Adalet bakanlığı önünde yapılacak basın açıklaması öncesi Siyasi Parti, Emek ve Meslek örgütü ve kurum temsilcileri ile PSAKD Genel Merkezinde bir araya geldi.
“CUMHURBAŞKANININ SİVAS KATLİAMCISINI NEDEN AFFETTİĞİNİ İYİ BİLİYORUZ”
Basın toplantısında ilk olarak konuşan PSAKD Genel Başkanı Gani Kaplan, cumhurbaşkanının yetkisini adaletli kullanması gerektiğini belirterek şunları ifade etti:
“Gerek avukatlarımız tarafından, gerek insan hakları derneği, gerekse de partilerle yaptığımız görüşmelerde edindiğimiz bilgiye göre, 2019 tarihinde cezaevlerinde 50 kişinin cenazesi çıkmış. Hal böyle iken içerden bir kişinin binlercesinin içerisinde cımbızla seçilip serbest bırakılması sıkıntılı bir durum. Biz zaten cumhurbaşkanının, gerek belediye başkanı, gerek İstanbul il başkanı, gerek Başbakan, gerekse Cumhurbaşkanı olduğu dönemde de Alevilere bakışını biliyoruz. Bundan hiçbir tereddütlümüz yoktur. Karaca Ahmet dergahın önüne dozerleri dayayıp yıkamadığı için, içinde ukde kalan, cemevlerine yine bakış açısını, Sivas Katliamı ana davasının zamanaşımına uğradığında hepimize, “vatanımıza hayırlı olsun” dediğini biliyoruz. Zaman zaman miting konuşmalarında Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanının inancını hedef göstererek bunun üzerinden Alevileri ayrıştırma içerisinde olduğunu hepimiz biliyoruz. Kısacası ırkçı ve faşizan bir tutum içerisinde. Burada olan kurumlar ve Alevi örgütlerin hepsi de biliyor.”
“Kesinlikle sağlık durumu müsait olmayan ikinci, üçüncü kişinin yardımına muhtaç olan kişiler siyasi kimliğine, kişiliğine, inancına, milletine bakılmaksızın derhal bırakılmasını talep ediyoruz” diyen Kaplan, “Ahmet Turan Demir’in gerçekten sağlık durumu kötü olan mahkûmlar içerisinden bu isimde olsaydı belki bu toplantılara bu protestolara ve bu açıklamalarda gerek kalmazdı” dedi.
“BU BİR İNSALIK SUÇUDUR”
HBVAKV Genel Başkanı Ercan Geçmez de, “Sivas Katliamını yeniden yaşamak, insanlara hatırlatmak verilen bu kararın genel gerekçesidir. Kendisine oy verenleri ödüllendirmedir” diyerek şunları belirtti:
“Bu bir insanlık suçudur, katliamı yapanlarla birlikte suça ortak olmaktır. Mesele Alevilerin meselesi değildir. Artık mesele Türkiye’de hukukun ne kadar çok siyasallaştığının en önemli göstergesidir. Cezaevlerinde siyasal görüşlerinden ötürü bir sürü insan bulunurken onlar gereksiz yere cezaevlerinde yatarken katilleri affetmek olsa olsa ancak üçüncü dünya ülkelerinde olabilecek bir şeydir. Cumartesi günü saat 14: 00’te Adalet Bakanlığı önünde yapacağımız açıklama bence büyük bir kitlesel tabanı teşkil etmeli. Bütün demokratik kitle örgütleri, sivil toplum kuruluşları, meslek odaları, baroları ve köy derneklerini desek olması gerektiğine inanıyorum. Bunun bir Milat olduğunu herkes biliyor. Zaten affı veren kişinin de daha önce gerek Sivas katliamı ve buna benzer katliamlarla ilgili söz söylediği sözler ortada.”
“BİR KİŞİNİN AFFEDİLMESİ ADALETİ YARALADI”
HDP adına konuşan Yüksel Mutlu ise, Alevi toplumunda ve Türkiye’de demokrasi, insan hakları ve farklı etnik gruplar, farklı inançlarda adalet duygusunda bir kez daha aşınma yarattığına dikkat çekerek, “AKP toplumdaki bu yarılmayı ve bu ayrımcılığı bu davranışla bir kez daha derinleştirdi. Cezaevinde yüzlerce hasta mahpus yatıyor ve bir çok defa partimizden ve milletvekillerimizden verilen önergeler hasta mahpusların serbest bırakılmasına yönünde iken, bir kişinin tercihen bırakılmış olması bu toplumda demokrasiye, insan haklarına ve adalete inanan insanlarda duygu da bir yarılma yarattı” dedi.
PSAKD Mamak Şube Gençlik temsilcisi Ezgi Türkyılmaz da, “93 yılında 33 canımızın yakıldığı bir Sivas katliamı, bugün hala içimizi yakmakta” diyerek Biz gençler olarak o dönem çocuktuk, Sivas katliamının yarattığı acıyla büyüyen çocuklar olarak tüm gençlere demokrasiye inanan, insanlığa inanan herkesin cumartesi günü saat 14:00’te bizimle yapılan adaletsizliklere karşı haykırmasını ve bir olmasını istiyoruz bu nedenle tüm gençleri Adalet Bakanlığının önünde bekliyoruz” dedi.
“BİRLİKTE MÜCADELE EDEREK KARANLIĞI YENEBİLİRİZ”
ABF Genel Başkan Yrd. Müslüm Metin de, yapılan bu zülüm Sivas’taki yangının hala yandığını söyleyerek, şunları vurguladı:
“Vicdan sahibi insanların nasıl hangi vicdanla, hangi hukukla, hangi adaletle bizim çocuklarımızı yakan, bizim kültürümüzü yakan, Pir Sultan’ımızı tekrar orada asan zihniyet hangi hakla, hangi sözle bizi tekrar bu katili affetti ona dikkat çekmek istiyorum. Bizler demokrasi güçleri birlikte hareket etmediğimiz sürece, bunlar birer, birer bu katilleri salacaklar bundan herkesin emin olması gerekir. Bizler demokratım diyen, bugün ülkenin geleceğine inanan, doğanın her türlü güzelliğe inanan toplumun birlikte hareket etmesiyle bu karanlık güçlerin yok olacağına inandığımızdan birlikte mücadele edelim diyorum.”
Demokratik Alevi Derneği Ankara Eş Başkanı Mustafa Karabudak ise Cumhurbaşkanının vermiş olduğu kararın tüm toplumun vicdanını incittiğini ve acıttığını söyleyerek “ bu insani bir suçtur. Biz demokratik Alevi dernekleri olarak bu kararı, vicdanımız acımıştır, biz vicdanlı bir toplumuz. Bu kararla resmen bizler tekrar hedef haline getirmiş durumdayız. Bu karanlık güçlere verilmiş bir mesajdır, siz asın, kesin, yakın, öldürün biz sizi affederiz biz sizi salı veririz” dedi.
KESK Sözcüsü Yusuf Şenol da, Gezide katledilen Berkin Elvan kendisine korumadı diye devlet tarafından suçlu ilan edildiğini ama öbür taraftan elinde benzin bidonuyla insanları yakmaya giden bir katilin affedildiğine dikkat çekerek “bunun kabul edilecek bir tarafı yok” dedi.
“BÜYÜK BİR YANGININ HEPİMİZ İÇİNDE YENİDEN ALEVLENDİ”
Sivas Davası avukatlarından hukukçu ve CHP önceki dönem Ankara Milletvekili Şenal Saruhan, şunları belirtti:
“27 yıldır bütün iktidarların bize yönelik olarak taraflı davranışının yeni bir yansıması. Bugün insan hakları alanında çalışan bir hukukçu olarak şunu söylemek isterim ki infaz insanların tutuklu ve hükümlülerin onurunu korur. Onurunun korunması konusunun en başında da yaşam hakkı gelir. Türkiye’de bugün binlerce tutuklu ve hükümlü ağır hastalıklarla boğuşurken, bu konuda başta insan hakları derneği ve insan hakları vakfı yıllardır son bir aydır değil, yıllardır kampanyalar yürütür ve devletin, iktidarın dikkatini çekmeye çalışırken, ne mahkemeler yoluyla, ne cumhurbaşkanlığı yoluyla salınmaması gerçeği karşısında son bir aylık kampanya sonrasında bir katliam sanığının, insanlığa karşı suç işlemiş olan bir sanığın, bir hükümlünün bırakılmış olması bizim için gerçekten büyük bir yangının aileleri içinde bu davanın avukatları olarak hepimiz içinde yeniden alevlenmesi oldu.”
Sevgili Canlar, yoluna ve ikrarına bağlı olan her Alevi kendisini Alevi Haber Ağı’nın doğal bir muhabir olarak görmelidir.
Oturduğu mahallede, okuduğu okulda, çalıştığı iş yerinde, üyesi olduğu Cemevi’nde ve sokakat haber niteliği taşıyan her durmla ilgili bize görsel veya yazılı haber göndermelidir.
Bu istemimiz Alevi kurum yöneticilerimiz içinde geçerlidir.
Alevi Haber Ağı: Gerçekleri yazacak… Geçekler yazılırken sende katkını sun can…
Saygılar, sevgiler