Alevilik o denli zor açıklanabilir bir inanç ki, her kime sorsanız hep değişik yanıtlar alırsınız (6)
– Araştırmacı Yazar Sadık Erenler / S.Erenler@web.de
Ali, Muhammed’in kızı Fatma ile evlenir. Fatma bir keresinde der ki: „Ali eve geldiğinde kılıcından kan damlıyordu. O gün İslam adına yapılan savaşta Ali 70 kişinin kellesini vücudundan ayırmış.“
Bedir Savaşı, Uhud Savaşı, Hayber Kalesi, Hendek savaşlarının tümünde Ali yer almış, savaş meydanındaki cengaverliğiyle Peygamber Muhammed’in takdirini kazanmış olup „Allah’ın Arslanı“ ünvanına sahip olmuştur. İslam olmayan herkesin korkulu rüyasıdır Ali. Her savaşında kılıcından kan damlıyordur. Uhud savaşında o kadar kelle kesmiştir ki, kılıcı bile dayanamayıp kırılmış, Peygamber de ona Zülfikarı hediye etmiştir.
Aleviliği özgürlük, adalet, eşitlik’in yanısıra bir sevgi ve muhabbet inancı da olduğu, insanı merkezine koyduğu, şiddetin karşısında olduğu temelinde ele aldığımızda ve bunu Ali bağlamında özdeşlediğimizde onun şiddet yanlısı biri olduğunu görmemezlikten geldiğimiz anlamı çıkmaktadır. Herkes de bilmektedir ki, Ali bir İslam savaşçısıdır. Peygamberin getirdiği İslam‘a ilk inanan olan ve onun emirleri dışına kati şekilde çıkmayan bir Ali’yi hümanist bir inanç olan Aleviliğe eklemlediğimizde biz de şiddeti kutsamış oluruz. Tarihten biliyoruz ki Ali’nin elinden kılıcı hiç düşmemiştir. Suikasta uğrayıp ölene kadar İslam’ın her şartının yerine getirilmesi için kılıcını kınına sokmamıştır. Bu konu da Ali’nin günümüze değin ulaşan şiddeti kutsayan sözleri de vardır. Nehc-ül Belaga’da Ali der ki: „Savaş (Cihad) İslam’ın en yüce rüknüdür.“ (Nehc-ül Belaga, Hazırlayan Abdülbaki Gölpınarlı, Der Yayınları İstanbul)
„Biatten dönenlerle savaştım, gerçekten (İslamdan) sapanlarla mücahede ettim. Dinden çıkanları kahrettim.“
„Ben daha çocukken, Arabın başkaldıranlarını yere serdim. Rabia ve mudar boylarının boynuzlarını kırdım.“
„Ben Hakk’a yüz tutanlara yardım için ondan yüz çevirenlere, benim sözlerimi duydukları halde itaat etmeyip isyan edenlere, öleceğim güne kadar yürür de yürürüm, vurur da vururum.“
„Ve Allah’a andolsun, savaşta onların kanlarıyla bir havuz dolduracağım ki buna gücüm yeter.“ (Nehc-ül Belaga, Hazırlayan Abdülbaki Gölpınarlı, Der Yayınları İstanbul)
Ali, eli kılıç tuttuğu andan itibaren –İslam’ın ilk döneminde çok sayıda insan öldürmüştür. Öldürülen 70 Mekkeli içinde 27 kişi, Ali’nin kılıcından geçmişti. Halife olmak isteyen Ali’nin Mekkeliler arasında destek bulamamasının bir nedeni de, bunca adam öldürmesi ve kan davasından doğan düşmanlıkların- çekememezliklerin olmasıydı.
Rıza Zelyut, Alevilik Nedir II, Cem Dergisi Ekim, 1996
Faik Bulut, Allah Devrinde Demokrasi adlı eserinde Ali’nin ne denli şiddetten yana olduğunu aktarmakta:
„Halife Ömer, Ali’nin önerisi üzerine, içki içenlere vurulacak dayak sayısının 80 değneğe çıkarılmasını kararlaştırdı.“ (Faik Bulut, Allah devrinde Demokrasi, Doruk yayınları 1997, Ankara.)
„Müslüman olduktan sonra eski dini Hiristiyanlığa dönen yaşlı bir adamın kellesini kesen ve Rafizileri (İslam’ı reddedenler) ateş hendeklerine attıran Ali’den başkası değildir. O kadar ki, bir İslam önderi Ali’nin dinden dönenleri yakmasına şiddetle karşı çıkmıştır.“ (Abdülhak El heytemi, „İrtidat ve Mürtedd’in Hükmü adlı eserinden)
„Camel savaşında Peygamber eşi Aişe’yi korumakla görevli 40-70 kişilik fedai grubunu öldürenler arasında Ali vardır. Bu savaşta kimi rivayetlere göre 13 bin, kimine göre 20-30 bin kişi öldü. Keza Muaviye-Ali çatışması 110 gün sürmüş, kimi rivayetlere bakılırsa toplam 70 bin Müslüman ölmüştür.“ (Bahriye Üçok, İslam tarihi, Emeviler-Abbasiler, 2. Baskı, MEB yayınları, 1983 Ankara.
„Sıffın savaşı sırasındaki Hakem Olayı’na itiraz ederek Ali’nin ordusundan ayrılan, sonra da eşitlikçi bir toplum, Kureyş aristokrasisinden olmayan bir halife yönetimi sloganıyla ortaya çıkan Haricilerden 4-6 bin kadarı, Ali ve yandaşları tarafından kılıçtan geçirilmiştir.“ (Oral çalışlar, Ali-Muaviye Çatışması Pencere yayınları)
Tevfik Ebu İlm, Hazreti Fatıma adlı eserinde yazar ki: „Ali’nin yaşamı, hayret edilecek boyutlardan oluşmuş, Bu durum, başka hiç kimsede görülmez. Nasihatlerini, zühd ve takva alanındaki konuşmalarını dinleyenler, eğer konuşmacının kim olduğunu bilmiyorlarsa, bu sözleri, elini eteğini dünyadan çekmiş; zahidlikten başka bir uğraşısı olmayan birisine ait zannederler. Sanki sadece ibadet ve zikirle ilgilenen; bir harabede yaşayan ya da insanlardan uzaklaşıp dağ eteğine çekilen birinin sözleridir bunlar. Eşi dostu olmayan, yalnızlıkta sadece kendi nefesinin ahengiyle baş başa kalmış; kimsesizlikten sadece kendisiyle dost olmuş biri zannedilir Ali. Ama gönül ve irfan ehli bu adam kılıçla yatıp kalkan, bir ok gibi savaş alanına fırlayan, kılıcıyla başları gövdelerinden ayıran, vurduğunda kanlar fışkaran biridir aynı zamanda.“
(Tevfik Ebu İlm, İnsan yayınları, 1995, İstanbul.)
İmamların soyundan gelip de İmamlık mertebesinde olmayanların halifeliğin yönetim tarzına karşı çıkanları da görürüz. 4. İmam Zeynel Abidin’in oğlu Zeyd (Zeydilik akımının babası S.E.) ve onun oğlu Yahya karşı çıkanların başında gelip canlarıyla ödemişlerdir. 6. İmam Caferi Sadık’ın oğlu İsmail de halifelerin zulmüne karşıdır ama ömrü yetmediğinden onun yolundan gidenler onun adına savaşmışlar ve bu yola da tarihte İsmailiye adı verilmiştir.
İmamların başı olan ve İslam Şerıatına kılı kılına uyan İmam Ali’nin kendisine yapılan haksızlığa, çevresindeki halka yapılan baskı ve zulme karşı çıkmamasının altında Şeriata, özellikle de Ulu’l Emre İtaat‘e olan sıkı sıkıya bağlılığıdır. Bildiğimiz Peygamber Muhammed, tevil ettiği ayetlerin hem zahiri hem de batıni yorumlarını Ali ile paylaşırmış
Sevgili Canlar, yoluna ve ikrarına bağlı olan her Alevi kendisini Alevi Haber Ağı’nın doğal bir muhabir olarak görmelidir.
Oturduğu mahallede, okuduğu okulda, çalıştığı iş yerinde, üyesi olduğu Cemevi’nde ve sokakat haber niteliği taşıyan her durmla ilgili bize görsel veya yazılı haber göndermelidir.
Bu istemimiz Alevi kurum yöneticilerimiz içinde geçerlidir.
Alevi Haber Ağı: Gerçekleri yazacak… Geçekler yazılırken sende katkını sun can…
Saygılar, sevgiler