TOPLUMUN DEĞERLERİ TAHRİP EDİLİYOR.
– Arap Karaduman-
Kopyalama yordamıyla bazı literatüre uymayan söylemler çok çabuk moda haline dönüşüyor. Sedat peker yıllarca devrimci sosyalistlere, Grevdeki işçilere, Varoşlardaki gecekondu emekçilerine saldıran faşist güçlerin içinde şöyle yada böyle tanıklığını yapmış kişi. Mafyada yer alıp, ülkeden çıkmadan öncede, Cem-Evleri çevresinde edindiği bazı dostlarıyla görünüp, yurt dışına çıktıktan sonra, ifşaatlarda bulununca, A. Kadir Selviyi Düşkün Abdulkadir olarak ifşa etti. Bazı kişiler işin gerçeğini bilmeden, işine gelenleri kopyalayıp insanım diye kullanmaları hoş değil.
Yine Son günlerde Didem Aslanın Kürtçe Konuşmak isteyen bir Kürt kadınını resmi ideolojinin savunuculuğuyla Ekranda konuşturmadı. Birçok kişi, Haklı olarak Didem Aslanı eleştirirken, Koçgirili ve Alevi diye ifşa ederek, Didem Aslanın eleşltirisi üzerinden bir toplumun değerleri aynılaştırılıyor. Bunlar çok yanlış tanımlardır. Farkına varıp yada varmadan kendi niyetine göre bir toplumu değerlendirme hakları yoktur. Kendi isteği doğrultusunda bir topluma yön verip sonra o yöne doğru linç etmek ahlaki değil.
A.Kadir Selvi düşkün değil, Aslını inkar eden haramzadedir. Düşkünlük Kızılbaş felsefesinde yol içinde herhangi bir hatasından dolayı, Cem-Cemaat kurularak, suç işlediği toplum tarafından yargılanarak alınan bir karardır. Bir halk mahkemesidir. Düşkün olan, aldığı cezası süresince, O cemaatin ve ikrar yolu tarafında ceza süresince yalnızlaştırılır, daha sonra yine Cem yapılarak cezasına yeni bir yön verecekler. Ahkam kesenler, suç ve ceza yasasında, en modern devletten ve islamdan, Kıızlbaşların öngörülerini çürütecek örnekler verebilirlermi?
A.Kadir Selvi ve benzerleri düşkün değiller. Onlar, Aslını inkar eden haramzadelerdir ve Kızılbaş ikrarıyla hiç bir alakaları olamaz. Bu türden kişiler hiçbir şekilde Kızılbaş ikrarını sürdürülenler tarafından ciddiye alınamazlar ve Kızılbaş felsefesine göre onların tekrar geri dönüşleri olamaz. Her ne hikmetse, Kızılbaşlarda bir olumsuzluğu yaşayan kişiler bahane edilerek Kızılbaş toplumu bilerek veya bilmeyerek linç edilmek isteniliyor. İdrisi bitlisi, Hamidiye alaylarından, günümüze kadar yaşanan ihanet ve koruculara kimse Sunni-İslam adlandırarak itiraz etmiyor.
Turancı-Türk faşizmi ve İslam-Terör mangaları tarikatları, ittifakıyla devlet günümüze kadar değişik iktidarlarla yönetiliyor. Yoksul halkların herhangi birisinin bilerek veya bilmeyerek yaptıkları böyle bir hataya karşın, biribirinin kültürel dokuları üzerinden linç ederek yanlış terimleri oluşturup toplumu suçlama hakkına sahip değiller. Şimdiye kadar halkında desteğiyle palazlanıp çokca işmin saray işbirlikçisi ve ihanet eden kişiler Sunn-İslam olarak tanımlanmıyor. Sistem, din değiştirenler, her konuda ahkam kesenler vurun abalıya diyerek Kızılbaşlara vuruyor…“
Sevgili Canlar, yoluna ve ikrarına bağlı olan her Alevi kendisini Alevi Haber Ağı’nın doğal bir muhabir olarak görmelidir.
Oturduğu mahallede, okuduğu okulda, çalıştığı iş yerinde, üyesi olduğu Cemevi’nde ve sokakat haber niteliği taşıyan her durmla ilgili bize görsel veya yazılı haber göndermelidir.
Bu istemimiz Alevi kurum yöneticilerimiz içinde geçerlidir.
Alevi Haber Ağı: Gerçekleri yazacak… Geçekler yazılırken sende katkını sun can…
Saygılar, sevgiler