Alevi Haber Ağı

Alevi Haber Ağı Web Sitesi

Çocukların seviyesine çıkmalı – 2 –

    – Efe ENGİN / Yol Hizmetlisi –

Çokça duyduğumuz kelimedir. ’’çocukluğuna dönmek, bakmak gerekir’’ diye.

Yaşama becerilerinin öğrenildiği, karakterin gelişmeye başladığı evredir çocukluk dönemi. Bundan dolayı da çocukluktaki yaşamın niteliği, yetişkinlikteki ruh sağlığımızla doğrudan ilişkilidir. o yüzden çocuk nesne değil özne olmalıdır.

Çocuk eğitiminin önemi toplumsal yaşam ile doğrudan ilgilidir. Çoğulcu mu? -tekçi mi ?, cinsiyetçi mi ?-eşitlikçi mi ? ırkçı mı?-evrensel mi?.. çoğaltabiliriz.

Çocuklar maskesizdir. Kaybettiğimiz değerleri onların masumiyetinde bulabiliriz bir şartla! Çocukların seviyesine çıkabilirsek.

Demokratik, laik, eşit yurttaşlık bilinci sorgulayan nesillerin eseri olacaktır. Ülkemizde sistemli olarak gidişatın fotoğrafına dair aşağıdaki ifadeler yeterlidir.Önemli olan bizlerin ne derecede bunları fark edip, dert ettiğimizdir.

  1. Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay, 1970 yılında eğitimle ilgili olarak şunları söylüyordu: “Bugünkü okullarda yetişen gençlere ülke yönetimi teslim edilemez. Biz, laik okullara karşı imam hatip okullarını bir seçenek olarak düşünüyoruz. Devletin kilit mevkilerine yerleştireceğimiz kişileri, bu okullarda yetiştireceğiz”. 12 Eylül darbesiyle gelen Kenan Evren, benzer şeyler söylüyordu; “İmam hatip okullarında iyi eğitim veriliyor. O çocuklardan zarar gelmez. Türkiye laikliği dinsizlik olarak anlamış, yanlış tatbikatlar yapmıştır. 1930’lardaki laiklik anlayışını yanlış olarak görüyorum”.
    12. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan; “Biz dindar ve kindar bir nesil yetiştireceğiz”

Okuma oranı artıkça beni afakanlar basıyor” sözleri ile tartışma yaratan Prof. Dr. Bülent Arı, Yüksek Öğretim Kurulu’nda (YÖK) görevlendirildi. Arı, YÖK Denetleme Kurulu üyeliğine atandı.*(Metin Aydoğan-Cumhuriyet)

19.Milli Eğitim şura tavsiye karar ve sonuçlarını bir önceki yazımda belirtmiştim. 3 Aralık 2021 de yapılan 20. Milli Eğitim Şura tavsiye kararlarındaB.M.çocuk hakları sözleşmesini de hiçe sayarak ( md125. Okul öncesi eğitim programlarında din ve değerler eğitiminin güçlendirilmesi).tavsiye edilmiştir..

20 Kasım 1959 tarihinde Birleşmiş Milletler Teşkilatı Genel Kurulunca kabul edilen Çocuk Hakları Bildirisi’nde

md.2- Taraf Devletler, bu Sözleşme’de yazılı olan hakları kendi yetkileri altında bulunan her çocuğa, kendilerinin, ana–babalarının veya yasal vasilerinin sahip oldukları, ırk, renk, cinsiyet, dil, siyasal ya da başka düşünceler, ulusal, etnik ve sosyal köken, mülkiyet, sakatlık, doğuş ve diğer statüler nedeniyle hiçbir ayrım gözetmeksizin tanır ve taahhüt ederler.

Md 17-Taraf Devletler, kitle iletişim araçlarının önemini kabul ederek çocuğun; özellikle toplumsal, ruhsal ve ahlâki esenliği ile bedensel ve zihinsel sağlığını geliştirmeye yönelik çeşitli ulusal ve uluslararası kaynaklardan bilgi ve belge edinmesini sağlarlar. Bu amaçla Taraf Devletler:

Kitle iletişim araçlarını çocuk bakımından toplumsal ve kültürel yararı olan ve 29 uncu maddenin ruhuna uygun bilgi ve belgeyi yaymak için teşvik ederler;

Çeşitli kültürel, ulusal ve uluslararası kaynaklardan gelen bu türde bilgi ve belgelerin üretimi, değişimi ve yayımı amacıyla uluslararası işbirliğini teşvik ederler;

Çocuk kitaplarının üretimini ve yayılmasını teşvik ederler;

Kitle iletişim araçlarını azınlık grubu veya bir yerli ahaliye mensup çocukların dil gereksinimlerine özel önem göstermeleri konusunda teşvik ederler;

13 ve 18’inci maddelerde yeralan kurallar gözönünde tutularak çocuğun esenliğine zarar verebilecek bilgi ve belgelere karşı korunması için uygun yönlendirici ilkeler geliştirilmesini teşvik ederler.

Md.29- Taraf Devletler çocuk eğitiminin aşağıdaki amaçlara yönelik olmasını kabul ederler:

Çocuğun kişiliğinin, yeteneklerinin, zihinsel ve bedensel yeteneklerinin mümkün olduğunca geliştirilmesi;

İnsan haklarına ve temel özgürlüklere, Birleşmiş Milletler Andlaşmasında benimsenen ilkelere saygısının geliştirilmesi;

Çocuğun ana–babasına, kültürel kimliğine, dil ve değerlerine, çocuğun yaşadığı veya geldiği menşe ülkenin ulusal değerlerine ve kendisininkinden farklı uygarlıklara saygısının geliştirilmesi;

Çocuğun, anlayışı, barış, hoşgörü, cinsler arası eşitlik ve ister etnik, ister ulusal, ister dini gruplardan, isterse yerli halktan olsun, tüm insanlar arasında dostluk ruhuyla, özgür bir toplumda, yaşantıyı, sorumlulukla üstlenecek şekilde hazırlanması;

Doğal çevreye saygısının geliştirilmesi.

Bu maddenin veya 28’inci maddenin hiçbir hükmü gerçek ve tüzel kişilerin öğretim kurumları kurmak ve yönetmek özgürlüğüne, bu maddenin 1 inci fıkrasında belirtilen ilkelere saygı gösterilmesi ve bu kurumlarda yapılan eğitimin Devlet tarafından konulmuş olan asgari kurallara uygun olması koşuluyla, aykırı sayılacak biçimde yorumlanmayacaktır.

md.30-Soya, dine ya da dile dayalı azınlıkların ya da yerli halkların varolduğu Devletlerde, böyle bir azınlığa mensup olan ya da yerli halktan olan çocuk, ait olduğu azınlık topluluğunun diğer üyeleri ile birlikte kendi kültüründen yararlanma, kendi dinine inanma ve uygulama ve kendi dilini kullanma hakkından yoksun bırakılamaz

Görüldüğü gibi ‘’Eğitimde fırsat eşitliği’’ yerine iktidarı fırsata çevirmeye çalışan başta kendisine ‘’sendika’’ diyenlere Demokrasi Konferansı Alevi Bileşenleri olarak 28/12/2021 günü sivil toplum kuruluşları, Aydınlar ve Aktivistlerce imzalanan ve 03 Mart 2022 tarihine kadar imzaya açık olacak basın açıklamasında belirtildiği gibi

‘’ Alınan bu karar, ‘’Çocuğun Üstün Yararı” ilkesine aykırı olduğu gibi, başta Aleviler olmak üzere farklı inançtakilerin ve  inancı olmayanların asimilasyonunu hedefleyen,  aynı zamanda pedagojik anlamda da çocuğun sağlıklı gelişimine ket vuran bir karardır.

Alınan son şura kararları ise hukukun, din, vicdan inanç veya inanmama özgürlükleri ile evrensel hukuk ve ahlak değerlerinin külliyen inkârı anlamına gelmektedir.

Sevgi Dolu, Barış İçinde Bir Arada Yaşamı Esas Alan Bir Toplum İçin; Akılcı, Laik ve Bilimsel Bir Eğitim İstiyoruz!
Tekçi, Cinsiyetçi, Ötekileştirici, Laik Olmayan, Bilimden Uzak ve Asimilasyoncu Eğitime HAYIR !..

(İmza Kampanyamız 3 Mart 2022 Tarihine Kadar egitimdefirsatesitligi13@gmail.com Adresinden Devam Edecektir. Sizin de İmzanızı Bekliyoruz. Birlikte Daha Güçlüyüz. )’’

Yazımı Sivas’ta yakılarak katledilenler için yazdığı Ataol Behramoğlu’nun bir şiiriyle bitirmek istiyorum.

Bu Yangın Yerinde

Yaşamak bu yangın yerinde
Her gün yeniden ölerek

Zalimin elinde tutsak
Cahile kurban olarak

Yalanla kirli havada
Güçlükle soluk alarak

Savunmak gerçeği, çoğu kez
Yalnızlığını bilerek

Korkağı, döneği, suskunu
Görüp de öfkeyle dolarak

Toplanıyor ölü arkadaşlar
Her biri bir yerden gelerek

Kiminin boynunda ilmeği
Kimi kanını silerek

Kucaklıyor beni Metin Altıok
“Aldırma” diyor gülerek

“Yaşamak görevdir bu yangın yerinde
Yaşamak, insan kalarak”

Dem bu dem Umut her zaman.

Aşk ile.

29/12/2021

 

 

Bu haberde 2 yorum var: “Çocukların seviyesine çıkmalı – 2 –

  1. Siyaseten nerede durduğu elbette önemli ama bu yazıda yazılanlara insan olan herkesin katılması gerekir. Kimseyi ötekileştirmeyen ama baştan sona bir hakkı teslim eden yazıdır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir