Alevi Haber Ağı

Alevi Haber Ağı Web Sitesi

Hüseyin ile Yezid arasındaki mücadele bugünde devam ediyor!

⌈Hasan Şubaşı⌉
Aleviler sessiz sedasız ve kimseyi rahatsız etmeden bir Matem Oruc daha tutmaya başladılar. Bugün Matem Orucu’nın 1. Gün. Aleviler bu akşam Cemevleri’nde bir araya gelecekler. Muharrem Orucu, matem ve 12 İmamlar üzerine yapılan konuşmaları dinleyecekler, oruç tutan canlarımız getirilen hak lokmalarıyla oruçlarını açacakları. Yol hizmeti yürüten Analar, Dedeler ve Zakirler 12 İmam’lar aşkına dile geleçekler. Gülbank okunup delil uyandırıldıktan sonra, yol aşkına demlenen muhabbet ortamında bağlamanın dilini açarak deyişler, nefesler ve duvaz imamlar söyleyecekler…
Alevilerin oruçlarının mayasında zalimler tarafından katledilen canların yasını kitlesel olarak tutma anlayışı vardır!
Hasan Hüseyin Korkmazgil’in şiirinde dile getirdiği gibi Kerbelalar devam ediyor. Kerbela öyle zannedildiği kadar çokta uzağımızda değil. Şah Hüseyin ve yoldaşlarını Kerbela’da katleden zalim Yazitler benzeri katliamları Baba İshak’ı, Baba İlyas’ı ve onların önderliğinde bir araya gelip örgütlenerek toplumsal rızalık düzeni kurmak için mücadele eden yoksul köylüleri kitlesel kırımdan geçirerek yaptılar. Hakikat için mücadele eden Seyh Bedreddin’in, Börklüce Mustafa ve Torlak Kemal’ın ve bu baş eğmeyen önderlerimizin onbin yoldaşının katledilmesi de başka bir Karbela’dır. Yazitler, Aydın Karaburun, Edirne Serez ve Manisa’da bizi katletmek için kanlı kılıçlarıyla karşımız çıktılar. Kuyucu Murt Paşa olup bizi diri diri kuyulara atarak katlettiler. Yavuz Sultan Selim olup kırık bin canımız kılıçtan geçirdiler. Kestikleri başlarımızdan tepler yaptılar. Yozgat ovasında Bozoklu Celal’ın ve yoldaşlarının karşısına geçip kılıç çalanlarda yezitliği kendilerine yol edinenlerdi. Pir Sultan Abdal, ona ikrar ile bağla olan talıplerin Sivas’ta katledenlerde zalim yezitlerin yolundan yürüyenlerdi…
Hüseyin ile Yezid’ın kavugası bunlarlada bitmedi.
Yezitlik bizim için herhangi bir inançla ilişkisi olmayan temelinde sömürü ve iktidar anlayışı yatan bir zalimliktir! Biz Aleviler, bu kavram böylesi bir içerik, anlam yüklüyoruz!
Biz zalime, sömürücüye, ırkçıya, faşiste, şeriatçıya, kadın düşmanlarına ve aynı zihniyette olanlar yazit diyoruz. Yezitlere karşı bu anlayışla bir duruş şergilyerek mücadele ediyoruz!
Yezitler Koçgir’de, Dersim’de, Maraş’ta, Sivas’ta, Gazi’de, Gezi’de ve daha birçok yerde de oluk oluk kanımız akıtıp saklım saklım canımız aldılar. Ama her seferinde onurumuz, inancımızı yolumuz ve değerlerimiz korumak için Şah Hüseyin, Hallacı Mansur, Seyit Nesim, Baba İshak, Baba İlyas, Seyh Bedreddin, Börklüce Mustafa, Torlak Kemal, Hübyar Sultan ve Pir Sultan Abdal olup karşılarında dimdik ayakta durduk! Asla aman dilemedik, diz çökmedik, biat etmedik! Bu mücadelede onlar hep yezittler biz hep Hüseyin’dik. Yazitler yalnızca Alevi yol önderlerini katletmediler. Mahirimiz, İbomuzu, Denizimiz ve yoldaşlarında katlettiler. Gezi’de bir kez daha kanattılar kabuk bağlamayan yarımız o kanlı paslı kılıçlarıyla.
Biz bunların hepsi aşkına matemdeyiz!
Biz zalimler karşı mücadele edereken ölümsüzleşenlerin yasını tutuyoruz. Onların anılarına yalnızca yaş tutarak bağlı kalınmayacağını çok iyi biliyoruz. Bildiğimiz bu gerçekten hareket ederek diyoruz ki, zalim yezitlerin karşında baş eğmeyen, onlar asal biat etmeyen Alevi yol önderlerimizin ve mücadelimizi kardeşleştirdiğimiz devrimci önderlerini yolundan yürüyerek sömürücü zalimlere, ırkçılara, şeriatçılara ve faşistlere karşı mücadel etmeye devam edeceğiz!
Şimdi yazımıza buradan nokta koyarak sözü devrimci şair Hasan Hüseyin Korkmazgil’e bıraklım.
”KERBELÂ UZAK DEĞİL
“pîr sultan’ım eydür yezitler gamda
horasan erleri urum’da şam’da
biz de mihman olduk bir ayn-i cemde
doyup kanamadık hallerinize
nezaman boynuma gitse elim
büyür kerbelâ’m
nezaman kana değse gözlerim
kerbelâ’da bir akşam
bir uzun havadır munzur
mor bir katar gibi düzülüp gider
saz çalar akşamları pîr sultan göçmenleri
gönlümün terazisi bozulup gider
koca fırat vura vura başını
hey fırat
fırat fırat
benim anam döve döve döşünü
kerbelâ uzak değil
ağlama sen
ben de silah çattım munzur eteklerinde
yıldızlara uludum yalnızlığın fıratçasından
gözleri nasıl da gözlerimdi hoooooy
ağrıda benden öte
bir munzur
bir fırat
ve bir gelincik
üçü de erzincanlı
üçü de üçgüzeller
gibi şuramda
ben de kulaç attım dedemlik tosbağalarla
kıyıları gelincikli fırat’ta
fırat fırat
hey fırat
insan nasıl allahsarmış gördüm o yalnızlığı
yaşadım allahsamayı bütün boyutlarıyla
kerbelâ uzak değil
ağlama sen
uzak geldim
seferberlik seferberlik çığrışır ayaklarım
başımdır dolaşır elden ele hergün şam’larda
yüreğimdir her seher bir ak güvercin
bu kaçıncı yezit
dostlar
bu kaçıncı muharrem
ben gözüme sürme değil kerbelâ çektim
ağlama sen
‘ağlama gözlerim mevlâ kerimdir’
ben bilirim o mevlâyı
mevlâ bizimdir
taze karpuz kokusu
bu benim kanım
dostlar, yüzleriniz neden böyle kuytu gülleri
yüzleriniz bir avuç su
a dostlar
fırat fırat
hey fırat
neyleyim ben suyunu
yangınım kaç bin fırat
çilem kaç bin cehennem
hergünüm bir kerbelâ
bakın hele
bakın şu soyukahpelilere
sabahın seherini haram etmişler bana
kaygulu geceleri vatan etmişler bana
fırat fırat
hey fırat
fırat’ı, dost fırat’ı
düşman etmişler bana
nezaman bir ak güvercin konsa dalıma
ak boynundan kanlar sızsa boynuma
nezaman tuza batsam fırat kıyılarında
yezitler doldursa akşamlarımı
dolaşır kesik başım şam’larda
ürkerim büyük tutsaklığımdan
yavrum, mazlum bakışlım, niye akşamız
niye böyle
binicisiz at gibi
göçün ucu saplandı karanlığa
göçün ardı görünürde yok
kim geçmiş bu dağlar kargaşasını
kar kokmuş güneş kokmuş türküsü kimin
kim dökülmüş kızılırmak’lara binlerle
bakarım biryanıma
derim yüzülür
bakarım biryanıma
etim kıyılır
sallanır ak bedenim yağmurda yaşta
urganı boynunda dedem görünür
tutuşmuş ali kuzularının ak çadırları
aşar gelir çığlıkları anacıkların
adımın arkasında
taptaze yaram görünür
kerbelâ aşkım benim
umudum öfkem açlığım
kalabalık yalnızlığım
çocuk saflığım benim
fırat fırat
hey fırat
muhanete muhtaçlığım
kerbelâ benim
onlar hep yezit’tiler
ben hep hüseyin
onlar çöle akar gibi akıp gittiler
ben geldim buralara
fıratlaşarak
kerbelâ uzak değil
kerbelâ uzak değil
ben bilirim bu kavgayı
ağlama sen.”
Hasan Hüseyin Korkmazgil

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir