Alevi Haber Ağı

Alevi Haber Ağı Web Sitesi

İstanbul, Ankara ve İzmir’den 5 Ağustos’a çağrı : Hakları ve hayatları için kadınlar el ele

İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyük illerde başlatılan kampanyalar dahilinde kadınlar 5 Ağustos’ta da meydanlarda olacak. Kadınların İstanbul Sözleşmesi’nin etkin uygulanmasını istiyor.

AKP iktidarının, 2011 yılında imzalandığında ‘ilk imzacı’ olmakla övündüğü İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme hamlesi, başta kadınlar olmak üzere toplumun çeşitli kesimlerinde tepkiyle karşılaştı. Kitle örgütleri, sendikalar, siyasi partiler hatta çeşitli sermaye grupları bile bu girişime tepki gösterdi.

Bu arada kadınların İstanbul, Ankara, İzmir, Kocaeli gibi pek çok ilde düzenledikleri forumlarla, başlattıkları kampanyalar sürüyor. Kadınlar, sokaklarda olmanın dışında, afişler, bildiriler, medya ve sosyal medya için hazırlanan çeşitli içerik ve görsellerle İstanbul Sözleşmesi’ni anlatmadık kimse bırakmama kararlılığında.

Yürürlüğe girmesinin yıldönümü vesilesiyle dün sosyal medyada #İstanbulSözleşmesindenVazgeçmiyoruz diyen kadınlar, AKP MYK’sının İstanbul Sözleşmesi gündemiyle toplanacağı 5 Ağustos’ta da yeniden meydanlara çıkmaya hazırlanıyor. Kadınlar, tıpkı “çocuk istismarına evlilikle af” tartışmalarında olduğu gibi, “sözleşmeden çıkmanın” tartışma konusu bile yapılmamasını, aksine İstanbul Sözleşmesi’nin etkin bir biçimde uygulanmasını istiyor.

İLÇE İLÇE, SOKAK SOKAK ANLATACAĞIZ
Çağla AKDERE
Haklarımızdan Vazgeçmiyoruz, İstanbul Sözleşmesi’ni Uygula Kampanya Grubu

İstanbul Sözleşmesi, daha önce de pek çok kez, iktidar ve yandaşları tarafından hedef haline getirildi. Oysa sözleşmenin tek amacı var; şiddeti oluşturan eşitsizliği ortadan kaldıracak birtakım önerilerle, şiddete karşı etkin bir mücadele yürütmek. Kadına yönelik şiddetin bu denli yüksek olduğu, kadınların kendilerini sürekli tehdit altında hissettiği bir ülkede İstanbul Sözleşmesi’nin hedef haline getirilmesi kabul edilebilir bir durum değil.

İstanbul Sözleşmesi, en başta “Şiddeti önleyici mekanizmalar geliştirin” diyor. “Eğer şiddeti önleyemediyseniz, şiddete maruz kalanı koruyucu mekanizmalar geliştirin, etkin kovuşturma yürütün” diyor. Ama baktığımızda, iktidar “Kadın erkek eşit değildir” diyor, şiddete maruz kalan kadınlar faillerin yanına geri gönderiliyor, mahkemelerde iyi hal indirimleri, haksız tahrik indirimleri dağıtılıyor. Yani sözleşme zaten etkin bir şekilde uygulanmıyor. Onlar İstanbul Sözleşmesi’ni uygulamadıkça ve hedef haline getirdikçe biz kadınlar her sabah ölülerimize bir yenisinin eklendiği haberleri okuyoruz.

Tam da bu nedenle İstanbul’da pek çok kadın ve kadın kurumları ile “hayatımızı, haklarımızı koru” demek, İstanbul Sözleşmesi’ni savunmak için bir araya geldik ve “İstanbul Sözleşmesi’ni Uygula” adıyla bir kampanya başlatma kararı aldık. Abbasağa’da yapacağımız forum hukuksuz bir biçimde engellendi, biz de sloganlarımızla, alkışlarımızla Barbaros Meydanı’na yürüyerek forumumuzu gerçekleştirdik. Sözleşmenin yürürlüğe girdiği 1 Ağustos günü sosyal medya eylemi gerçekleştirdik. AKP MYK toplantısında İstanbul Sözleşmesi’nin gündem edileceği 5 Ağustos’ta Kadıköy’de büyük bir kadın buluşması yapacağız. Önümüze koyduğumuz hedef ise İstanbul Sözleşmesi’ni ilçe ilçe, sokak sokak anlatmak için bir dizi araç ve yöntem üzerine planlar yapmak.

BİLMEYEN TEK BİR KADIN KALMASIN

Geçtiğimiz haftalarda Erdoğan, sözleşmeyle ilgili talimat verdi, “Halk istiyorsa kaldırın” dedi. Biz biliyoruz ki, üç beş kadın düşmanı dışında, başta kadınlar olmak üzere hiç kimse, “Kadınları öldürmenin önündeki engelleri kaldırın” demiyor. Öyle ki, haftalardır Türkiye’den yükselen “İstanbul Sözleşmesi yaşatır” sesi, sınırları aşıp tüm dünyayı sardı.

Bu da bizim önümüze şu gerçeği koyuyor, İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanmaması tüm kadınların meselesidir. Bu nedenle de tüm kadınların aktif öznesi olacağı bir süreç örmemiz gerekiyor. İstanbul Sözleşmesi’ni bilmeyen tek bir kadın kalmayana dek birbirimize anlatmalıyız. Annemize, kızımıza, kapı komşumuza, sıra arkadaşımıza, iş arkadaşımıza, yoldan geçen hiç tanımadığımız bir kadına kadar… Anlatalım ki, hedef gösterilenin basit bir sözleşme değil hayatımız olduğu, herkesin ortak bilincine çıksın. Çünkü, İstanbul Sözleşmesi söyledikleri gibi bir grup marjinal kadının, savunduğu bir şey değil. Çünkü bütün kadınlar yaşamak istiyor.

Kampanya grubu olarak özünde herkesi yaşamdan yana olmaya çağırıyoruz ve tam da bu nedenle sözleşmenin hedef gösterilmesi kabul edilemez diyoruz. Aslında şu an konuşmamız gereken, sözleşmenin kaldırılıp kaldırılamayacağı değil, eksiklerinin nasıl giderileceği olmalı. İktidar geri adım atıncaya kadar, taleplerimizin daha fazlası gerçekleşene kadar bütün kadınları birlikte mücadele etmeye çağırıyoruz.

TÜM KADINLAR BU MÜCADELEYE DAHİL OLMALI
Banu UFACIK
İstanbul Sözleşmesi Yaşatır, Vazgeçmiyoruz İzmir Kampanya Grubu

İstanbul Sözleşmesi’nin hükümet tarafından tartışmaya açılması ve kaldırılmasına yönelik yapılan çalışmalar konusunda şaşkınız. Toplumun büyük bir kısmı kadına şiddetle mücadelenin önemini kavrarken, sahip çıkmaya çalışırken bir tarafın sözleşmeyi tartışmaya açma çabaları ve yıllardır ürettikleri söylemler toplumsal cinsiyet eşitliğine karşı çıkmakta ve kadına olan düşmanlığı artırmaktadır. Sözleşme neden önemli dersek; çünkü İstanbul Sözleşmesi uluslararası hukukta şiddetin, kadın erkek eşitsizliğinin kadınlara karşı yapılan ayrımcılığın bir sonucu olduğunun vurgulandığı ilk sözleşme. Sözleşmenin uygulanması kadınlar için hayati önem taşıyor.

İzmir’de birçok kadın örgütü, sendikalar, siyasi partiler, dernek, platform ve bağımsız kadınların bir araya geldiği bileşenlerimizle çalışmalarımıza başladık. Önce “İstanbul Sözleşmesi Yaşatır Vazgeçmiyoruz, İzmir” sloganıyla mücadele ile kazanılan haklarımızın korunması ve uygulanmasını sağlamak için etkinlikler eylemler planladık. Konu ile ilgili milletvekillerine fax ve mail göndererek İstanbul sözleşmesine sahip çıkılması gerektiğini anlattık. Sözleşmeyle ilgili yanlış bilinenleri düzelterek doğruları hazırladığımız çeşitli görsellerle medya yoluyla anlattık.

KAZANILMIŞ HAKLARIMIZDAN TAVİZ VERMEYECEĞİZ

Sözleşmeye yönelik saldırılarla beraber ülkemizde kadınlara yönelik şiddet, toplumsal bir kriz haline gelmiştir. Her gün kadınlar sadece kadın oldukları için en yakınlarındaki erkekler tarafından öldürülürken çocukların cinsel istismarı bir türlü önlenemezken, İstanbul Sözleşmesi’ni tartışmaya açarak sözleşmeden çekilmenin gündeme taşınması kadınların sorunlarının görmezden gelinmesi anlamını taşımaktadır. Devletin asli sorumluluğu kadınların yaşam hakkını korumak, kadına yönelik şiddeti engellemektir.

Haklarımızın savunuculuğunu yapacağız. Hayatlarımızı korumak, kamuoyunu bilgilendirmek ve kadınların taleplerinin duyurulmasını sağlamak için İzmir’de başlattığımız kampanyamızı büyütmeye devam edeceğiz. Hangi görüş, hangi parti, nereden olursa olsun herkesin bu mücadeleye dahil olması gerektiğini, zorluklarla kazanılmış haklarımızın korunmasında kimseye taviz vermeyeceğimizi her alanda söyleyeceğiz. Kadın dayanışmasını örgütlü mücadelenin ağları ile örerek, güçlenerek haklı davamızın peşini bırakmayacağız. “İstanbul Sözleşmesi yaşatır, vazgeçmiyoruz” diyerek 5 Ağustos’ta saat 18.30’da Alsancak ÖSYM önünde buluşuyoruz. Tüm kadınları birlik ve dayanışmaya davet ediyoruz.

S
ÖZLEŞME ETKİN BİR ŞEKİLDE UYGULANANA KADAR…
Betül KOCA
Ankara Kadın Platformu

Platform olarak uzun süredir, Ankara sokaklarında kadın mücadelesini büyütmek adına bir aradayız. 8 Mart’lardan 25 Kasım’lara, kadın duruşmalarına, kadına yönelik şiddete, tacize, tecavüze ve cinayetlere karşı hep ses çıkardık. Ankara’daki kadın örgütleriyle birlikte dayanışmayı ve kadın örgütlülüğünü büyütüyoruz. Kadınlarla birlikte, kadını merkeze alarak yürütülen saldırılara hiç sessiz kalmadık. Kadın mücadelesinin kazanımlarından biri olan İstanbul Sözleşmesi’ni de savunmak için platform olarak bir araya geldik. Kurtuluş Parkı’nda geniş katılımla gerçekleştirdiğimiz forumda İstanbul Sözleşmesi’ne dair tartışmalar yürüttük. Bu buluşmayı oldukça anlamlı buluyoruz. Çünkü AKP iktidarı, kadın mücadelesinde büyük bir yol kateden, kazanımlar elde eden kadınlara karşı adeta savaş ilan edip seslerini kısmak istedi. AKP iç siyasetinde kadın emeğini, dış siyasetinde de kadın bedenini sömürerek kendini yeniden yeniden inşa etmek istiyor. Fakat biz, tüm bunlara rağmen bir araya gelmekten, “Haklarımızdan da hayatlarımızdan da vazgeçmiyoruz” demekten geri durmuyoruz. Forumda da detaylı olarak bunun yollarını tartışmış olduk. İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılması değil, tersine etkin uygulanmasına ihtiyacımız olduğunu konuştuk.

Aslında İstanbul Sözleşmesini kaldırmak demek, yaşam hakkımızın elimizden alınması demektir. Bu nedenle “kaybedeceğimiz” aslında bir hayat! Tam da bu sebeple eylemlerimizi ve etkinliklerimizi, İstanbul Sözleşmesi etkin bir şekilde uygulanana kadar sürdürme kararı aldık.

Bundan sonrası için bu mücadele hattına en geniş kesimleriyle kadınların katılımı oldukça önemli ve bunun olanaklarını sağlamamız gerekiyor. Bütün kadınlarla etkin bir işbirliği içinde olmamız, örgütlülüğü tesis etmemiz gerekiyor. Unutmamalıyız ki toplumsal cinsiyet eşitliğini tesis etme iradesini göstermeden bu mücadele sonuç veremez. Ancak bütüncül bir yaklaşımla bu olanakları sağlayabiliriz.

En geniş kesimlere ulaşabilmenin yollarından biri de İstanbul Sözleşmesi’nin içeriğini anlatabilmekten geçiyor. Çünkü her gün cinsiyetçi politikalarıyla sözleşme karalanıyor. Sözleşmenin amaçları doğru aktarılmıyor. Toplumsal cinsiyete duyarlı politikalar içerdiği anlatılmıyor. Oysa sözleşme aile içi şiddet dahil olmak üzere kadına yönelik her türlü şiddet biçimini reddediyor.

Bu nedenle kadınlara sesleniyoruz; gelin birlikte hareket edelim, tüm haklarımızın elimizden alınmasına karşı ses çıkaralım. Şiddetin yasallaşmasına izin vermeyelim. Hayatlarımızdan, haklarımızdan, birbirimizden vazgeçmeyelim… İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanması için gelin hep birlikte hareket edelim! Birlikte, yan yana durduğumuzda bize kesinlikle engel olamayacaklardır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir