Kadın cinayetleri: Medet ummayalım, mücadele edelim
Türkiye’de kadına dönük şiddet, taciz ve tecavüz her geçen gün artış gösteriyor. Yine, kadın cinayetlerine de her gün bir yenisi ekleniyor. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun verilerine göre, sadece geçtiğimiz ayda 27 kadın katledildi ve 23 kadın ise şüpheli şekilde ölü bulundu. Söz konusu durumu değerlendiren Dersimli kadınlar, yaşananlardan iktidarı sorumlu tutuyor.
Kadınlara “köleci bir sistem” dayatıldığına dikkati çeken Yaprak Kurban (25), kadına dönük şiddet, tecavüz, taciz ve sömürünün yıllardır sistematik bir şekilde devam ettiğini vurguladı. Kentte uzman çavuşların öğrencilere dönük tacizlerine değinen Kurban, “Birçok kadının tacize uğradığını biliyoruz. Bunların hepsi sistem eliyle yapılıyor. Gülistan Doku’nun faillerinin yargılanması için mücadele eden ailesi darp edildi. Bu sistemin kadınlara dayattığı en büyük işkence modellerinden biridir. Hiçbir kadın bunları yaşamak zorunda değil. El ele vererek bunların üstesinden gelebiliriz. Evde oturup, kızıp ve morallerimizi bozarak bir şey elde edemeyiz” şeklinde konuştu.
Kadına yönelik şiddetin ciddi bir boyuta ulaştığına dikkati çeken Ayşe Kazan (40), söz konusu olaylarda faile verilen cezaların caydırıcı olmaması nedeniyle benzer suçların işlenmeye devam ettiğini kaydetti. Faillere yüksek cezalar verilmesi gerektiğini vurgulayan Kazan, “Suçlular aklanmamalıdır. Kadınlar sokakta kendini güvende hissetmiyor. Artık kadın cinayetleri ve tacizlerin önlenmesi gerekiyor. Kadın cinayetlerine ve tacizlerine ciddi çözüm bulunmalıdır” diye seslendi.
Faillerin yargılamadan serbest bırakıldığını kaydeden Dilek Kurban (27) ise, Pertek’te yaşanan tecavüz olaylarının halen aydınlatılmadığına işaret ederek, “Birileri bu olayların üzerini örtüyor. Bunun gibi birçok örnek sıralayabiliriz. ‘Dağda gezen kuzuyu buluruz’ diyenler, bir insanı bulamıyorlar” dedi. Olaylar karşısındaki parçalanmış halinin bu gibi durumları çoğalttığına dikkati çeken Kurban, “Örgütlü olursak, yaşananların üzerine gidersek bunlar yaşanmayacak. Şimdi de kendi sistemlerini dayatmak için İstanbul Sözleşmesini kaldırmaya çalışıyorlar. Kadınları daha çok eve hapsetmeye çalışan bir sistem hayata geçiriliyor” ifadelerini kullandı.
Nuray Yılmaz da, iktidarın dini ve yasaları kadın üzerinden şekillendirdiğini söyledi. Kadınların var olan haklarını ellerinden almaya yönelik politikalar uygulandığını dile getiren Yıldız, şunları söyledi: “Şiddet aileden başlıyor, toplum ve devlete kadar dayanıyor. Ekonomik krizin artması ve koronavirüs ile birlikte kadına yönelik şiddet önceki zamanlardan daha çok artmaya başladı. Devlet var olan haklarımızı elimizden alırken, devletten medet ummamalıyız. Çünkü taciz, tecavüz, istismar ve cinayetlerin üstünü örten bir anlayış söz konusudur. Bir araya gelmezsek şiddet hayatımızın her alanında var olacak. Bunu bir tek kadınlar başarabilir. Kadınların birlikte mücadele etmelidir.”
Sevgili Canlar, yoluna ve ikrarına bağlı olan her Alevi kendisini Alevi Haber Ağı’nın doğal bir muhabir olarak görmelidir.
Oturduğu mahallede, okuduğu okulda, çalıştığı iş yerinde, üyesi olduğu Cemevi’nde ve sokakat haber niteliği taşıyan her durmla ilgili bize görsel veya yazılı haber göndermelidir.
Bu istemimiz Alevi kurum yöneticilerimiz içinde geçerlidir.
Alevi Haber Ağı: Gerçekleri yazacak… Geçekler yazılırken sende katkını sun can…
Saygılar, sevgiler