Pts. Kas 10th, 2025

Alevi Haber Ağı

Alevi Haber Ağı Web Sitesi

Almanya’da federal seçimler yaklaştıkça partiler arasında büyük bir kargaşa yaşanıyor.

Birol Keskin

Ancak bu dinamik insanların sorunlarına gerçek çözümler bulmaya değil, seçmenlerin oylarını en basit ve en popüler şekilde kazanmaya yönelik görünüyor. Eski meseleler yeniden gündeme geliyor, geçmiş ve başarısız kanunlar tartışılıyor – ama işin özüne inince, gerçekten önemli meseleler yolda kalıyor.

Ekonomi, asgari ücret, konut sıkıntısı, sağlık hizmetleri, trafik, enerji politikası ve sosyal hizmetler – tüm bu sorunlar milyonlarca insanı doğrudan etkiliyor, ancak arka plana itiliyor. Bunun yerine siyasiler en basit yolu yine seçiyorlar: göç, mülteciler, insan canı pahasına propaganda yapmak için “göç” gibi terimlerle kutuplaştırıcı bir gündem ve titreşim oluşturuyorlar.

Bu sadece iğrenç değil, aynı zamanda giderek tehlikeli. Çünkü Almanya’nın mevcut ekonomik ve sosyal yapısı göz önüne alındığında “göçmen” terimiyle kimin kastettiği bile belli değil. Bugün Almanya’da kim göçmen olarak kabul ediliyor? 1960’lardan beri burada yaşayan ve çalışan Türkler, İtalyanlar ve Yunanlılar? Yoksa burada doğan, büyüyen, eğitim gören ve çalışan, topluma aktif katkı sağlayan gençler mi? Bunlar doktor mu, mühendis mi, akademisyen mi, sanatçı mı yoksa işçi mi?

İstatistikler kendi adına konuşuyor: Frankfurt sakinlerinin %53’ünün göç geçmişi var, %42’si Bielefeld’de. Berlin, Ruhr bölgesi veya Münih gibi şehirlerde sayılar daha da yüksek. Bu gerçeklik karşısında, hala Almanya’nın göçmen bir ülke olup olmadığını tartışmak bunun gerçek bir tartışma değil, siyasi manipülasyon olduğunu göstermektedir.

Daha da önemlisi: Burada doğan, büyüyen ve bu toplumun bir parçası olan insanların dışlanması Almanya’yı daha güçlü kılmaz. Aksine – ülkeyi 1930’ların karanlık zamanlarına götürüyor. Almanya’nın güçlü ekonomisi ve sosyal kumaşı çoğunlukla göçmen bir geçmişe sahip insanların katkısına dayanmaktadır. Günümüzde ülke sağlık, teknoloji, sanayi ve hizmet alanlarında iş gücüne güveniyor. Peki bu paylaşımı görmezden gelmek kime fayda?

Ekonomi zayıfladığında, sosyal sistemler çalışmadığında, insanların alım gücü düştüğünde, sorumluluk sistemin kendindedir – göçmenlerin değil. Bölünme ve borçlanma hiçbir sorunu çözmez. Ama siyasetin kirli dünyasında hep bir günah keçisi ararlar. Ve bugün yine göçmenler. Almanya’nın geleceği bölünme ve ayrımcılık değil, ortaklaşa oluşturma ve dayanışma toplumu oluşturmadır.

Unutmamak lazım: İnsan canı pahasına siyaset yapmak sadece ahlaki bir çürüme değil, aynı zamanda toplumsal barış ve ülkenin geleceği için ciddi bir tehdittir. İnsanlar asla bu oyunun kazananı değildir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir